Şerif KUTLUDAĞ

Şerif KUTLUDAĞ

Bayramlar bayram olsun

Yine, yeni, yeniden yeni bir bayramdayız…

Ailemizle, köyümüz, kasabamız, kentimiz, milletimiz ve İslâm âlemiyle birlikte Kurban Bayramı’mızı yaşıyoruz çok şükür.

Kurban, en genel anlamıyla yakınlaşmaktır; yakın olmaktır. Akraba kelimemizi hatırlarsak kan bağımız olan ya da evlilikler dolayısıyla oluşan yakınlaşmaları ifade eden son derece sıcak; sevgi ve güven veren bir kelimemizdir. Köy ve kasabalarda çok yerde günlük konuşmalar içerisinde  kadın erkek fark etmeksizin insanların birbirine “Akraba!..” diye seslenişlerine tanık olmak işten bile değildir.

İşte bu akrabalık kavramıyla oluşan yakınlık duygusu nasıl ki insanlara bir güven, huzur ve ruh doygunluğu veriyorsa, kurban kelimesinin uhrevî mânâsıyla Allah’a yakınlaşmak; onun rızasını kazanarak Allah tarafından sevilmek umudu da insanlara bir ruh doygunluğu vermektedir.

Gerekli şartları taşıyan bir hayvanın sadece Allah’ın rızasını kazanma duygusuyla kurban edilme gerçekliği inanan insanla-Allah ilişkisi ve iletişimin en bâriz göstergelerinden birisidir. Zaten bu ilişki ve iletişimi kuramayan insanlarda kurban kavramı değerini kaybetmeye başladığı da bir gerçektir.

Şimdi konuyu toplumsal yaşantıdan ferdî yaşantı ve kabule getirdiğimizde kişinin kalbinde/gönlünde Allah’la rabıta/irtibat duygusu oluşmakta ve mutlak huzura doğru bir içsel yolculuğa çıkabilmektedir. Özellikle kadınların kurban kesilirken bakamamaları ya da ağlamaları ve göz yaşı dökmeleri kalplerinde yaşanan değişim ve dönüşümün dışa vurumundan başka bir şey değildir.

Bizim inanç kültürümüzde “Göz yaşı kalbin cilâsıdır!” diyen bir hüküm vardır: Bir de “Müslüman gözü yaşlı gerek!..” diyen de bir başka gizli bir emir cümlemiz vardır. Gerek hüküm gerekse emir cümlemizde merkezde olan değerimiz kalbimizdir. Önemli olan kalbin olumlu duygu evrimini yaşaması ve evrilmesidir. Bu olduğu takdirde ay çiçeklerinin yönünü güneşe dönüşleri misali bu evrilmeyi yaşayan kalpler de Allah’a yönelecek yaklaşacak kurban  kelimesinde saklı olan Allah’a yöneliş ve yaklaşma gerçekleşmiş olacaktır.

Şimdi bu noktada bayramı vesile eyleyerek insan kalbine seslenmeyi gaye edinmiş olan türkü, şarkı, şiir vb edebî eserlerden seçki ile örneklendirelim konuyu derim:

Bayramı imdi Bayramı imdi
Bayram edersin yar ile şimdi

Hamd-ü senalar hamd-ü senalar
Yar ile bayram kıldı bu gönlüm

                            Hacı Bayram Veli

 

Aşağıdan gelir omuz omuza - omuz omuza
Çiğdem de karışmış - amman (5 - güle nergise
Benden selam olsun o vefasıza - o vefasıza
Baba bayramınız - amman (5 - mübarek ola
Kirve bayramınız - amman (5 - karalı gele

                        Malatya yöresi-türkü sözü

 

HALUK’UN BAYRAMI

Baban diyor ki: 'Meserret çocukların, yalnız
Çocukların payıdır! Ey güzel çocuk, dinle;
Fakat sevincinle
Neler düşündürüyorsun, bilir misin? ... Babasız,
Ümitsiz, ne kadar yavrucakların şimdi
Sıyah-ı mateme benzer terâne-i îdi!
Çıkar o süsleri artık, sevindiğin yetişir;
Çıkar, biraz da şu öksüz giyinsin, eğlensin;
Biraz güzellensin
Şu ru-yı zerd-i sefalet... Evet meserrettir
Çocukların payı; lâkin sevincinle
Sevinmiyor şu yetim, ağlıyor... Halûk, dinle!

                            Tevfik FİKRET
 

“Bugün bayram günü derler alem eğlenir
Sen bizim yaylaya gel başın için
Dertliler oturmuş, derdin söyleşir
Etme intizarın gül başın için hey, hey, hey, hey, hey

                      DAVUT SULARİ

Türkü sözlerinin hatırlattığı türkülerimizi dinleyerek  elde edeceğiniz bayram duygularının kalbinizde değişim ve dönüşüme vesile olarak Hak katına yükselmeyle ilgili içsel yolculuğun başlamasına vesile olabilmek dileğiyle…

Sevgilerimle….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.