Mehmet Arkan sunuculuğunda yayınlanan “Aydın’ı Konuşalım” programında, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ve 32 belediye çalışanı hakkında ön inceleme raporu konuşuldu. Programda kamuoyunun bilmediği detayları anlatan Aydın 24 Haber Genel Yayın Yönetmeni ve köşe yazarı Servet Töz, sadece yazılım işinde Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin 60 milyon lira zarara uğratıldığını söyleyerek Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na çağrıda bulundu. Töz, “Çerçioğlu’ndan ‘Haram yemedim, belediyeyi zarara uğratmadım. Yargılanayım, aklanayım’ demesini bekliyorum” diye konuştu.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göreve geldikten sonra tekrar soruşturma izni verdiği konuyu özetleyen Servet Töz, şu bilgileri verdi:

2014 yılında Aydın’ın büyükşehir statüsüne geçmesi ile birlikte kurulan Aydın Büyükşehir Belediyesi Aydın Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün (ASKİ) yazılım işini, Aydın Belediyesi’nin yazılım işini yapan SAMPAŞ adındaki bir firma yürütüyordu. 2015 yılında SAMPAŞ’ı engelleyerek işi 2 milyon 350 bin lira karşılığında LİTERA adındaki firmaya verdiler. 2015 yılında 1 dolar 2 lira 50 kuruştu. 2 milyon 350 bin liranın karşılığı 940 bin dolar yapıyor. Bugünkü kurla 27 milyon lira yapıyor. ASKİ’nin SAMPAŞ firmasından bedavaya aldığı yazılım işini bir tarafa iterek Aydın Büyükşehir Belediyesini zarara uğrattılar.

“MİNAREYİ ÇALAN KILIFINI HAZIRLAR”

Minareyi çalan kılıfını hazırlarmış. Yazılım işiyle alakası olmayan belediye işçisi Ozan Çavuşoğlu’nun imzasıyla bir rapor düzenleniyor. Bu rapor neticesinde LİTERA’dan yazılım işi satın alınıyor. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin tespitlerine göre bu alımın usule uygun olmadığı noktasında kanaat oluştuğu için soruşturma izni verilerek, cumhuriyet savcılığının soruşturması isteniyor. Burada 27 milyon liralık bir kamu zararı var. Bu zararı kim yaptıysa bunun hesabını vermelidir. Bağımsız mahkemelere gider yargılanırsınız. 27 milyon lira kamu zararı değilse ispat eder, aklanır gelirsiniz. Bunu yapmak yerine Danıştay’a itiraz ederek konuyu uzatmaya çalışıyorlar. Ben bu olayla ilgili 2016 yılında “2 milyon 350 bin lira nerenize battı” başlıklı bir köşe yazısı kaleme almıştım ama bugüne kadar hiçbir cevap almadık. 2015 yılında gerçekleşen bu kamu zararı için 2024 yılına gireceğimi bugünlerde hala daha bir sonuç alınmış değil. Gecikmiş adaletin adalet olmadığını düşünüyorum. 8 yılda bir sonuç alınmamasını adaletin ayıbı olarak değerlendiriyorum.

“BELEDİYENİN ZARARI 60 MİLYON LİRA”

Olay bununla kalmadı. LİTERA işine devam ederken eski yazılım firması SAMPAŞ’a 2 milyon 800 bin lira daha ödendi. Bu para bin 120 dolan yapıyor. Bugünkü kur fiyatıyla 32 milyon lira yapıyor. Yani sadece yazılım işinde Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin uğratıldığı kamu zararı 60 milyon lira. Yanlış duymadınız, 60 milyon lira.

PERDE ARKASI

Tabii bir de perde arkası var. 2014 yerel seçimleri öncesi Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, SAMPAŞ firmasına bir ulak gönderdi. Firma temsilcileri ile bir görüşme gerçekleşti. Ne görüştü bilmiyorum ama ‘hayır’ cevabıyla dönüldü. Hayır cevabını duyunca Özlem Hanım hop oturdu, hop kalktı. Ne istediyse artık hayır cevabına hazmedemedi. Böyle olunca SAMPAŞ’ın yazılımını kullanmak istemedi. LİTERA denilen firmadan yazılım satın aldı. SAMPAŞ da ASKİ yazılımı kullanırken, yazılımın kendilerine ait olduğunu mahkeme kararı ile tespit ettirdi. Bu tespitten bir süre sonra SAMPAŞ firmasına 2 milyon 800 bin lira ödeme yapıldı. Bu ödemenin yapıldığı hafta Çerçioğlu’nun danışmanı Erkan Karaarslan’a SAMPAŞ firması 1 milyon lira para aktardı. Bu devletin MASAK raporunda mevcut. Bu bir milyon lirayı şüpheyle bakıyorum. Dolayısıyla soruşturulmasında kamu yararı görüyorum. Eğer Özlem Çerçioğlu 60 milyon lira belediyeyi zarar ettirmediyse o zaman aklanır, biz de kendisinden özür dileriz. Belediye başkanları hesap verebilir olmalı. Şeffaf olmalıdır. Özlem Çerçioğlu, belediye cam fanus gibi olacak demişti. Bu konu araştırılması lazım, kamuoyunun aydınlatılması lazım. Sadece iki kalemde 60 milyon lira.

“ADRESE TESLİM İHALE”

Mesela yol süpürme ihalesi var. Bu ihalenin adrese teslim olabilmesi için ihale şartnamesine aracın sağdan direksiyonlu olacağı şartını koymuşlar. Sağdan olsa soldan olsa ne fark eder ki! Araç o iş yapıyor mu ona bakmak lazım. O şartı koydular ki ihaleyi o firmaya vermek için o şartı koydular. Çünkü o araç sadece o firmada vardı.

“ÇERÇİOĞLU’NA HER AY 250 BİN LİRA VEREYİM, İHALEYİ BANA VERSİN”

Bu ihale ile ilgili Erkan Karaarslan’ın İçişleri Bakanlığı müfettişlerine verdiği bir ifade var. Karaarslan’ın “Temizlik ihalesini alan firma bana geldi, Özlem Çerçioğlu’na her ay 250 bin lira para açıktan para vereyim, ihaleyi bana bıraksın” şeklinde ifadesi var. Bu soruşturulmayacak da ne soruşturulacak? Elbette soruşturulsun. Ben Çerçioğlu’nun yerinde olsam soruşturulmasını isterdim. Ben haram yemedim, soruşturulsun derdim. Şimdi Çerçioğlu’ndan “haram yemedim. Belediyeyi de zarara uğratmadım. Yargılanayım, aklanayım” demesini bekliyorum.

Yazarımız Servet Töz'ün 2 Milyon 350 Bin Lira Nerenize Battı? yazısı için tıklayınız...