Filistin meselesi ve düşündürdükleri

Kudüs M.S. 636-637 yıllarında Arap Müslümanlarca fethedilmiştir. Hz. Ömer bizzat Medine’den gelerek şehri teslim almıştır.

Kudüs haçlı seferleriyle Hristiyanların hakimiyetine geçmiş, 100 yıl Kudüs krallığı bölgeye hakim olmuştur.

Eyyûbîler Devleti'nin kurucusu ve ilk hükümdarı Selahattin Eyyubi Kudüs krallığının hakimiyetine 1187’de son vererek Kudüs’ü Hristiyanlardan kurtarmıştır.

1517’de Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim Han Mercidablık ve Ridaniye Savaşları ile Memlüklerin hakimiyetine son verdikten sonra Kudüs ve Filistin 400 yıl Osmanlı idaresinde kalmıştır.

Dünya savaşından sonra Osmanlı Devleti Filistin bölgesinden çekildi, İngilizler bölgeyi işgal etti. Filistin 2. Dünya Savaşı sonuna kadar İngiliz mandası oldu.

1948’de İngilizlerin himayesinde İsrail Devleti kuruldu.

Dünya Savaşından sonra Filistin İngiliz mandasıyken Birleşmiş Milletlere devredildi. Bu devir İngilizlerin meseleyi uluslararası mesele haline getirip İsrail Devletinin kuruluşuna meşruiyet kazandırma çabasıdır.

Birleşmiş Milletler iradesiyle Filistin’de Yahudi ve Arap bölgeleri oluşturuldu. Bu bölünme Yahudiler tarafından kabul edilse de Araplar tarafından kabul edilmedi.

22 Eylül 1948’de Mısır tarafından Gazze’de bir Filistin hükümeti kuruldu. Bu hükümet Ürdün hariç diğer Arap Birliği üyeleri tarafından tanındı, Batı Şeria ve Gazze ve Kudüs bölgelerini yönettiğini iddia etse de sadece Gazze’de tanındı.

Filistin kurtuluş örgütü bağımsız özgür bir Filistin kurmayı amaçlayan bir örgüttür. Filistin kurtuluş örgütü Filistinli olmayan Araplar tarafından Mısır Devlet Başkanı Celal Abdül Nasır’ın yoğun desteğiyle kurulmuştur. Örgütün Genel Başkanı Mahmut Abbas’tır, merkezi Batı Şeria’dır. İdeolojisi anti-siyonizmdir. Bir müddet sonra Gazze ve Sina’da üslenecek olan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün silahlı mücadele kanadının başına Marksist Leninist Yaser Arafat getirildi.

Filistin Kurtuluş Örgütü 15 Kasım 1988’de bağımsızlık ilan etti. Filistin Devleti 2020’de birleşmiş milletler genel kurulunca 121. Devlet olarak tanındı.

Yüz ölçümü 6220 KM2

Batı Şeria 5860 KM2

Gazze şehri 360 KM2

Gayri safi milli hasılat 26.479.000 Dolar

Kişi başı milli hasıla 5.795 Dolar

Para birimi Mısır Lirası

Görüldüğü gibi Filistin Devleti uluslararası tanınan bağımsız bir devlettir. Filistin halkının tek temsilcisidir.

İsrail, Filistin halkının kurduğu bu devletin topraklarını askeri güç kullanarak işgal etmekte, yaptırım gücü olmayan Filistin Devleti’nin haklarına ve hukukuna saygı göstermeyerek uluslararası sözleşmeden doğan haklarını kabullenmemektedir.

Bu durum Filistin halkının hak ve hukukunu korumak amaçlı mücadeleyi ilke edinen Hamas gibi örgütlerin silahlı mücadelesine alan açmaktadır.

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas yaptırım gücü olmayan bir devletin başkanı sıfatı ile İsrail’e karşı bir mücadeleden yoksundur. İsrail’in gayri insani, gayri hukuki ve gayri ahlaki yaptırımlarına seyirci kalmaktadır.

Bu durumda İran destekli Hamas örgütü Gazze’de Filistin halkının haklarının savunucusu bir örgüt olarak ortaya çıkmaktadır.

Batılı devletler Hamas’ı "terör örgütü" olarak kabul ederken, halkı Müslüman olan ülkeler Hamas’ı bir “mücahid örgüt” olarak göstermektedirler.

Hamas Gazze’de Filistin halkının gördüğü insanlık dışı zulüm ve haksızlıklar üzerinden kendini Filistinlilerin tek temsilcisi iddiası ile bu savaşı başlatmış bulunuyor. Bir örgütün her türlü teknolojik silah ve düzenli ordu gücüne karşı başarılı olması çok zor bir durumdur. Bu, strateji açısından bir çıkmaz sokaktır. Zafer kazansa bile bu Pirus zaferi olur.

Bugün İsrail’in yanında olan ABD onun koruyucusu ve destekleyicisidir. ABD Ortadoğu’da istikrar istememektedir. Ortadoğu’nun geleceğini istikrarsızlık üzerinden kendi çıkar ve hâkimiyetinin doğrultusunda hareket etmektedir.

Bölge Filistin halkının hak ve hukuku üzerinden büyük devletlerin çıkar çatışması alanı haline gelmiştir.

Filistin halkının haklı davası terörize edilerek gelecekle ilgili her türlü olumlu adımlar engellenmiştir.

Filistin meselesinde Türkiye mazlum, mağdur Filistin halkının yardımına koşmakta, insani yardımlarını esirgememektedir. Bu meselede Türkiye’nin inisiyatif alması istenmemektedir. Arap rejimleri de bu durumdan Batılılar gibi rahatsızdır. Halkımız Filistin meselesinden dolay hükümetimizin risk almasını istememekte, siyasi çatışma yaratacak politikaları endişe ile izlemektedir. Sorunun diplomatik olarak çözümünü istemektedir.

Meselenin insan hakları ve uluslararası hukuk çerçevesinde ele alınıp mazlum ve mağdur Filistin halkının haklarının ısrarla savunulması ülkemizin çıkarları açısından çok önemlidir.

Filistin meselesi Ortadoğu’da çözümü en önemli siyasi olaydır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum