Kafkaslar’da gerilim artıyor!

Irak’ta Saddam Hüseyin’den sonra, Suriye’de de yasal Esad rejimini devirip yerine; birden fazla devlet kurma düşüncesiyle 2011’de başlatılan yıkım projesi, halen devam ediyor.

Irak ve Suriye’de elde ettikleri kazanımlar sonrası, Amerikan destekli ve legal görünümlü PKK/Ermeniler, Türkiye ve İran’ın da sırada olduğunu lamalar gibi söylemeye başladılar.

Türk insanının sabrını test etmeye kalktığınızda, kazanan sen olmazsın başkan!

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Batılı ülkeler tarafından yalnız bırakıldıklarını, sadece destek açıklamalarının yapıldığını söylemiş ve "Kimse bizim için savaşmak istemiyor" demiş.

Acının, itirafın, suçlamanın, satılmışlığın ve yok edilen tarih için yaşadığı pişmanlığı ifade etmiş.

Amerika, İsrail ve Avrupa, hepsi birden sattılar.

Olan Ukrayna’ya ve Ukrayna halkına oldu!

Sizi de satarlarsa bir gün, yüzümüze bakacak söylemlerinizin olmasını bekleriz.

Suriye’deki gelişmelerden en çok biz zarar görmüş olmamıza rağmen İktidardan pişmanlık, Vatan Partisi dışındaki muhalefetten de bunun giderilmesine yönelik bir açılım ya da bir proje duymadık.

İçi boş, Ortadoğu Barış ve İş birliği Teşkilatı ve davul-zurna muhabbeti…

Güneyimizdeki belirsizlik devam ederken Kafkas hattında da yarım kalan çalışmalar yeniden hız kazandı.

Polonya, Romanya, Bulgaristan hattına saplanan NATO kılıcının; önce “Turuncu devrimle” Ukrayna, sonra da “Gül devrimi” ile de Gürcistan’a da uzatılması istendi ama kendi bekası için Rusya, buna izin vermedi. Üç ülke de takındığı pozisyonun takipçisi durumunda beklemektedirler.

Bizim için Karadeniz ve Kafkaslar, çıkarların ve iş birliğinin öne çıktığı alanlar olarak değerlendirildiğinde kıymetlidir.

15 yıl önceydi. Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 2008-2018 yılları arasında iki kez cumhurbaşkanlığı yaptı; ardından ülkeyi başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçirdi ve başbakan oldu. Rusya yanlısı Sarkisyan’ın bu girişimi, toplumsal bir tepkiye dönüşmüştü.

Diaspora Ermenileri görünümlü Batı, o tepkiyi fırsata dönüştürerek Nikol Paşinyan’ın, 8 Mayıs 2018’de Ermenistan başbakanı olmasını sağladılar.

ABD yanlısı ve Rusya karşıtı konumuyla ilgili olarak Paşinyan zaferini, “Kadife devrim” olarak nitelendirmişti.

Rusların, Kırım’ı ilhak etmesine de destek vermemiştir.

Rusya’nın liderliğinde; Beyaz Rusya, Ermenistan, Kazakistan Kırgızistan ve Tacikistan’ın katılımı ile 2002 yılında Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) kurulmuştu.

Kuzey Atlantik Antlaşmasında (NATO) olduğu gibi üye ülkelerden biri ya da birkaçının güvenlik, toprak bütünlüğü ve egemenliği bağlamında tehdit altında kalması durumunda örgüt üyesi ülkeler, bu tehditleri yok etmek için önlem alabilecektir.

‘Buna göre; eğer Rusya, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün tüzüğü gereği Ermenistan’a yardım ederse, Ermenistan Başbakanı Paşinyan hem Azerbaycan’a karşı hem de Türkiye’ye karşı başarı kazanmış ve bunu iç politikada kullanmış olacak. Eğer Rusya, Türkiye ile karşı karşıya gelmemek için meseleye karışmazsa, Paşinyan, iç kamuoyunu AB ve ABD ile hareket etmenin zorunluluğuna ikna edebilecek.’

‘Rusya’nın Azerbaycan’ı desteklemesi durumunda Paşinyan; Kolektif Güvenlik Anlaşmasının maddeleri işletilmemiş olacak ve ben dememiş miydim diyerek konuyu iç politikaya yaslamanın hazzını yaşayacak ve kazanan yine Paşinyan olacak.’

Kedi gibi;

Taktik ve teknik aynı olunca da sonuç hep aynı oluyor.

Saakasvili’nin Osetya’da Rusya’ya yaptığını, Paşinyan, Azerbaycan topraklarında denedi ama sonuç hüsran oldu.

Tarih bir kez daha tecelli etti.

Karabağ’daki işgal ettiği topraklar yetmiyormuş gibi Azerbaycan’ın Kazak ve Tavuz bölgelerindeki düşük profilli sınır çatışmalarıyla Batı’ya mesaj vermek istedi.

Paşinyan’ın, Batı adına uygulamak istediği oyun planı çok netti. Putin’de bunu çok iyi değerlendirerek Azerbaycan’ın, 1989’dan beri kaybettiği bütün toprakları 44 gün savaşıyla geri almasına yardımcı oldu ve bütün kolaylığı da gösterdi.

Erivan, KGAÖ’den çekildiğini açıkladı ve sonrasında da Hankendi’de dahil olmak üzere Karabağ’ın tamamı Ermenilerden temizlendi.

Karabağ’dan çekilen Ermenilerin yaratacağı olumsuzlar nedeniyle, Paşinyan’a olan öfke kısa sürede aşıldı. Önce ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi ve sonrasında da ABD Dışişleri Bakanının, Erivan ziyaretlerinin pozitif sonuçlarını gördük.

Şimdi Paşinyan, askeri ve ekonomik anlamda Amerika tarafından desteklenir hale gelirken Gümrü’de bulunan Rus birliklerinin çekilmesi beklenmektedir.

Ruslar, Gürcistan’dan sonra Ermenistan’ı da kaybederlerse Kafkas dengeleri hepten değişecektir.

Kafkaslar, ısınıyor.

Gürcistan’ın, Ukrayna’nın NATO’ya girme hakkı var mı?

Kim karışabilir!

Alındılar mı?

Şimdi Paşinyan yönetimindeki Ermenistan’ın, NATO’ya girmesi test edilecektir.

Gürcistan, Abhazya ve Osetya ile bedel ödedi

Ukrayna’da Dinyeper Nehri, Rusya’nın yeni sınırlarını oluşturdu.

Kırım’ı kaybettiler.

Ermenistan’ın akıbetini ise en iyi Zelenski ve hafızası yerindeyse Saakaşvili bilebilecektir.

Türkiye, İran ve Rusya’da belirleyici olacaktır.

Türkiye, İran ve Rusya’nın savunma hattını Suriye’de kurmasının nedeni; kendi içinde ve Kafkaslarda istikrarsızlık yaşamak istemediğindendir.

Bugün, Suriye’deki çözüm için Astana platformunda bir araya gelebilen Türkiye, İran ve Rusya; Ermenistan-Azerbaycan çatışması üzerinden Türkiye, İran ve Rusya’nın karşı karşıya getirilmesi değil, tersine geliştirilebilecekleri bölgesel iş birliği sayesindedir ki Ortadoğu ve Kafkaslardaki sorunları, bölge yararına çözmenin yollarını bulmak olmalıdır.

Amerika’nın, Ermenistan’a yapmakta olduğu yığınağın ne anlama geldiğini iyi okumak gerekiyor.

Dedeağaç’taki bin tank yavruladı ve 4 bine ulaştı.

ABD ile Irak ve Suriye’de komşu olmuştuk.

Şimdi de Ermenistan’da komşu olacağız.

Kuşatma sürüyor!

Belediye Başkanlığı kazananların, ülke yönetimine yönelik açıklamalarıyla destekçilerine cesaret verdiklerinin farkına varmalarını bekliyoruz.

Kafkasya’daki büyük resme baktığımızda konu sadece Gürcistan ve Ermenistan ile sınırlı kalmayacaktır.

Azerbaycan bu paketin içindedir.

Brzezinski’nin, satranç tahtasındaki öngörülerinde, Azerbaycan üzerinden Çin’e ulaşma hedefi vardır. Bunu, bir şarap şişesi üzerinden betimlemiş. Şişenin tıpasını Azerbaycan, dip kısmını da Çin olarak göstermiştir.

Tıpayı ele geçiren Çin’e ulaşır demiştir.

Türkiye ve İran parçalanmadan nasıl olacak?

Lamalar da bunu söylüyorlar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum