Sezai Karakoç hakka yürüdü

Kasım ayında Türk edebiyatının ve düşünce dünyamızın mimarlarından olan Sezai KARAKOÇ’u  88 yaşında son yolculuğuna uğurladık. Sezai KARAKOÇ’u 1968 yılında Babı-alide sabah, gazetesinde köşe yazılarından tanıdım. Güçlü kalemi ile fikir yazıları, o günkü muhafazakâr gençlik ve toplumun sesi olmuştur.

Sosyalist düşüncenin moda olduğu 60’lı yıllarda kitleleri ve gençliği sarmaladığı bir zamanda Sezai KARAKOÇ ”İslam toplumunun ekonomik strüktür eseriyle alternatif bir ekonomik düzen modelini gündeme getirmiştir. Genç yaşta dünya klasiklerini okuyan Sezai SBF’de öğrenci iken Necip FAZIL’la tanışmış onun düşünce ve aksiyon dünyasından etkilenmiştir.

SEZAİ’nin SBF’de öğrenci iken yazdığı şiirler şiir sanatı ve estetik açısından çok güçlü bir şairin ayak sesleridir.

1970li yıllarda diriliş dergisini çıkaran SEZAİ İslam’ın dirilişini, edebiyatta ve sanatta var olmakta bulmuştur. Fikir yazıları ile İslamcı düşünce dünyasını ihya etmiş, fikirleri ile bir tebliğ metodu bulmuştur. Şiirlerinde, yaşanan popüler İslam’ı eleştirerek bunu şiir ve nesirlerinde yansıtmıştır. ”Bu ülkede taşlar hatıra yazılmayacak kadar karardı.” İfadesinde toplumsal yozlaşma ve yabancılaşmaya parmak basmış, “Ey ulu hocalar bunu bana öğretmediniz, sizin bana öğretmediğinizi ben zamandan öğrendim” diyerek geçmişin sorgulanması gerektiğini anlatmak istemiştir. Şiirlerini Körfez, Şahdamar, Hızırla 40 saat, Sesler, Taha’nın kitabı, Gül muştusu, Zamana adanmış sözler, Şiirler ayinler, Leyla ile Mecnun, Alın yazısı saati kitaplarında toplamıştır. Deneme ve incelemelerini Yunus EMRE, Yazılar, İslamın dirilişi, İslam toplumunun ekonomik strüktürü,  Mehmet AKİF edebiyat yazıları 1-2, Sütunlar 1-2!de toplamıştır.

7 güzel adamın en önemli isimlerinden olan şair, Diriliş dergisini 1980’den sonra gazeteye çevirmiş İslam’ın dirilişini, İslam aleminin dirilişi ile özdeşleştirmiştir.

Sezai KARAKOÇ şiir ve nesir yazıları ile diriliş neslinin mimarı olmuş, ömrünün sonuna kadar bu misyonundan taviz vermemiştir. Bana göre SEZAİ 20.nci yüzyılın Yunus EMRE’sidir. Düşünce hayatımızda derin izler bırakan SEZAİ hayatını İslam’a adamış bir sanat ve düşünce adamıdır.

“Diriliş nesli olarak tanımladığı gençliğin yetişmesine bütün varlığını adayan SEZAİ gelecek nesillere rehber olma özelliği taşıyor.

SEZAİ medeniyet ve diriliş düşüncesinin kurucusudur. Metafizik boyutlu bir düşünce akımının başlamasına öncülük etmiştir. SEZAİ bir dünya görüşü ortaya koydu ve bunu gerçekleştirmek için yaşadı. Fikriyatını yarıda bırakmadı. Onun şiirleri evrenseldir. Bazılarına göre onun sayesinde yeni nesiller zamana daha hür bakabilecektir. “Dünya nimetini hiç görmüyordu, Akıl gözü inanç gözü olan varsa, SEZAİ beyin farkını görebilir.” “ O şair deyip geçilebilecek biri değildir. Ona iyi şair demek bile kısır kalır, onu kuşatmaz.” SEZAİ Bey, 1980 öncesi yol gösterici bir değerdi.”  SEZAİ Bey “ yıkılmış bir medeniyetin ve dağılmış bir coğrafyanın varlığını ve hayatiyetini ispatlayan isimlerden biriydi.” SEZAİ şair tanımlamasının içine sığdıramayacağımız bir kişiydi.” SEZAİ hak olan sözü toplumdaki muhtelif kesimleri incitmeden Muhammedi bir uslupla söylemeyi başardı. Şairliğini veli tavrıyla büyüttü. O bu toprakların insanlarının ruh haritasını ortaya koymuştur.” “ SEZAİ bu çağın yaşayan Mevlanası, Yunus EMRE’si, Şeyh Galip’iydi. Türk şiirinin 20 ci yüzyıldaki en büyük ustasıydı.” “Göklerin çektiği kartal olarak, ebedi aleme göç etti.”  Mekânı cennet olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum