Şerif KUTLUDAĞ

Şerif KUTLUDAĞ

T.C.’nin 100. yılından ders almak

29 Ekim 2023 Pazar günü Türkiye Cumhuriyeti’mizin ilânının 100. YILINI YAŞADIK vatanımızın dört bir köşesi ile dünya genelinde devletimizin kurumsal temsil edildiği her bir köşede şanla şerefle, coşkuyla ve sevinçle…

100. Yıl kutlamalarının en dikkât çeken yönü 100. Yıla adanan çok sayıda marşın bestelenmesi oldu değerli okurlarım…

Bestekârlardan ses sanatçılarına ve şâirlerimize kadar eser ortaya koyanlardan bazıları:

Doç. Dr. İlker Demirci’nin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasıyla seslendirdiği bestesi,

Kenan DOĞULU’nun “2. YÜZ YIL MARŞI”

Soner ARICA, Tarkan ve Fazıl SAY’ın besteleri.

-Şükrüye TUTKUN, Elif Buse DOĞAN, Sümer EZGÜ ve ALİŞAN’ın- ortaklaşa seslendirdikleri Çok Sesli Marş’ı,

Savaş ÖZBEY’in “YENİ YÜZYIL MARŞI”,

Paul Rwyer ile oğlu Eren Dwyer’in marşı,

Norm ENDER’e ait “PARLA” adındaki marşı vb.

Ataol BEHRAMOĞLU’nun sözleriyle “Düş Gezginleri Band”ın bestelediği marş.

Haydar ERGÜLEN’in sözlerini yazdığı, Fuat SAKA’nın bestelediği “Cumhuriyetin 100. Yıl Marşı”,

İzmirli 24 şâirle, Metin Soydeveli’nin öncülüğünde –benim de şiirimin yer aldığı olduğu-: “Cumhuriyetin 100. Yılında, CUMHURİYET ŞİİRLERİ VE MAKALELER” antolojisi.

Kırşehir’de, İbrahim Düğer öncülüğünde; -bizim de şiirimizin yer aldığı-: “40 Şâirin Kaleminden ATATÜRK & CUMHURİYET –ŞİİR ANTOLOJİSİ”

Marş denilince Faruk Nafiz ile Behçet Kemal’in 1933’te ortaklaşa kaleme aldıkları her millî gün ve bayramda ülke genelinde coşkularla söylenen 10. Yıl Marşı’mız bu bayramda kalabalıkların yine hep bir ağızdan söyledikleri marşımızdı.

100. Yıl kutlamalarının bir diğer yönü: İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere bütün büyükşehirlerimizde dijital teknolojinin kullanılmasıydı: İstanbul’da Boğazda gece yapılan gösterilerde 5 aylık sürede hazırlanan ve 144 kişilik ekibin yönettimiyle 2023 dronun kullanıldığı muhteşem gösteri aynı tarzda Çin’in 5000 dorn kullanarak gerçekleştirdiği gösteriden sonra dünya ölçeğinde en çok dron kullanılarak yapılan 2. gösteri olduğu bilgisini öğreniyoruz.

İstanbul semalarında Türk Yıldızları filosunun ve Solo Türk ekibinin yaptığı gösterilerin ardından yine İstanbul Boğazında donamamızın Anadolu-400 gemisi dahil 100 geminin katılımıyla yapılan geçit töreni sadece vatandaşımıza moral vermek için değil aynı zamanda, sıcak gelişmelerin yaşandığı Akdeniz dolayısıyla dosta düşmana da ülkemizin gücünü gösterme amacı taşıyordu elbette…

Bir başka konu ise ülke insanımızın tarihine ve talihine sahip çıkışının gösterildiği toplantılardı: 28 Ekim 2023 Cumartesi İstanbul Atatürk Hava Alanındaki İsrail’i protesto mitingine 1,5 milyon kiş katılırken, hemen ertesi gün 29 Ekim 2023 Pazar günü Cumhuriyet Bayramı’mızın 100. Yılı dolayısıyla Ankara’da Atatürk’ün Anıtkabri’ni ziyaret eden ziyaretçi sayısının da 1,5 milyona yaklaşıyor olmasıydı.

Peki Cumhuriyet neydi? Cumhuriyetten ne anlamamız gerekiyordu: Bir gazetemizin tam sayfa yukarıdan aşağıya Cumhuriyet yazısındaki her harfiyle ortaya koyduğu kelimenin karşısında biz de anlamamız gereken değerlerimizi yazdık:

Canımız : Türkiye’nmiz

Umudumuz : Gençliğimiz

Milâdımız : 29 Ekim 923

Hayatımız : Varlığımız

Ufkumuz : Muasır medeniyetlerin üstü

Rengimiz : Al Bayrağımız

İsmimiz : Türklüğümüz

Yolumuz : Atatürk Yolu

Emeğimiz : 100 yıllık yolculuğumuz

Türkiye’miz : Sevgilimiz

29 Ekim 1923’te dünyaya kuruluşu ilân edilen Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz ile idare şeklinin Cumhuriyet idaresi olduğu devlet yapılanması içerisinde özgürlüğümüzün değişmezleri: Özgür devlet, özgür vatan, özgür millet, özgür bayraktır.

Bizler bugün 85 milyon, devletimizle varız ve Cumhuriyet değerleriyle yaşıyoruz…

Türkiye Cumhuriyetiyle elde edilen kazanımlarımızdan bazıları:

Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’dan kalan 290 milyon sterlin dış borcunu son kuruşuna kadar tek başına ödemiştir.

Cumhuriyet ilan edilir edilmez ülke genelinde hemen her konuda atılım ve yatırımlarla ekonomik hayatın canlandırılmasına çalışılmıştır.

1926’da Kayseri’de üretilen ilk uçağın gövdesine kağnı resmi yapılmasının sebebi: Kurtuluş Savaşı sırasında Fransız temsilcisi F. Bulyon’un “Anadolu yollarında kağnıları görünce; boşuna uğraş “Kağnılar kamyonları yenemez!..” sözüne karşılık “Kağnılar kamyonları yendi!..” sözünü hatırlatmak içindir.

1931’de kurulan Türk Tarih Kurumu ile 1932’de kurulan Türk Dil Kurumu millî kültürümüze sahip çıkılışının birer göstergesiydi.

10. Yıl Marşında geçen “Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan sözü boşuna değildi.

10 Yılda 15 milyon genç yarattık her yaştan sözü de boşuna değildi.

1935’te seçilen kadın milletvekili sayısı oranıyla dünyada 2. Sıradaydık.

SONUÇ:

Cumhuriyet idaresi: Bir köy çocuğunun –Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı olabilmesidir.

Cumhuriyet idaresi: 100 yıl önce emperyalizmin aldığı en ağır yenilginin adıdır ve tam bağımsızlık mücadelesinin bir ifadesi-göstergesidir.

Türkiye Cumhuriyeti 100 yıl önce de mazlum halkların umuduysa; 100 yıl sonra da yine mazlumların umududur.

O HALDE: Atatürk’ü seviyorsak, onu iyi anladıysak bizlere hiçbir konuda karamsar olmak yakışmaz. Daraldığımız zamanda güç kaynağımız yine ATATÜRK’tür. Onun mücadele azmi ve Türk milletine olan güvenidir. Bunun için de Atatürk’ün Büyük Nutku, 10. Yıl Nutku ile Gençliğe Hitabesi her daim bizi beklemektedir.

Günümüzde en büyük sorunumuz bu 100 yıllık dönemin varlığıyla elde ettiğimiz kazanımlara bakmadan onların kıymetini bilmeden “öldük bittik, vb” tarzındaki moralsizliktir. Halbuki 17 yılı cephelerde asker olarak geçmiş olan Atatürk her konuda Türk milletine; insanına güvenmiş ve onu ayağa kaldırmıştır. Âdetâ ölüyü diriltmiştir söz ve eylemleriyle…

Bizim bugün için ve gelecek için Atatürk’ün bu yönünü iyi anlamamız ve hayata geçirmemiz gerekiyor bu tür kazanımlara da son derece ihtiyaç duyduğumuz bir dönemi yaşıyoruz.

ATATÜRK ne diyordu:

"Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk, onu devam ettirecek sizlersiniz."

“Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.”

“Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur!..”

"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

SONSUZA KADAR ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ YAŞAMASI DİLEĞİYLE…

GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum