Şerif KUTLUDAĞ

Şerif KUTLUDAĞ

TEKNOFEST İzmir Çiğli’de

TEKNOFEST, İstanbul ve Ankara’dan sonra İzmir Çiğli’de yılın son teknofesti olarak 27 Eylül-1 Ekim 2023 tarihleri arasında İzmirlilerin ve Batı Anadolu illerinin huzuruna çıkıyor.

5 gün sürecek olan TEKNOFEST’e katılabilmeniz için öncelikle bilgisayar ortamında kaydolmanız ve hangi gün etkinliğe katılacağınızı bildirmeniz gerekiyor: Google e, “TEKNOFEST İzmir Ziyaretçi Kayıtları Başladı!” yazıp takip etmek gerekiyor.

Gün be gün yapılacak etkinlikleri öğrenebilmek için arama motoruna “TEKNOFEST İzmir Etkinlik Takvimi yayınlandı!” yazmanız ve takip etmeniz gerekiyor.

İşte beş günlük süreçte izlenebilecek etkinlikler:

“Bir TEKNOFEST klasiği olan hava gösterileri ile İzmir’de de herkesin gözü yükseklerde olacak. Yerli ve milli üretim hava araçlarımızdan Türk Yıldızları, SOLOTÜRK, Akıncı, Aksungur, Anka, Bayraktar TB2, Hürkuş, Jandarma Çelik Kanatlar, Paramotor, Gyrocopter ve Atak Helikopteri TEKNOFEST semalarında gösteri yapacak.

Teknoloji ve girişim yarışmaları, fuar etkinlik alanları ile beraber Bilim Sokağı’nda bulunan 6-14 yaş grubuna yönelik atölye çalışmaları, Hava ve Kara Araçları Sergisi, Planetaryum, Dikey Rüzgâr Tüneli, İklim Tüneli, Sanal Gerçeklik Tüneli, Güneş Gözlem Etkinliği, Uzay Temalı Şişme Oyun Parkı, Simülasyon Deneyim Alanları, Öğrencilerle İlk Uçuş Etkinliği, Pedallı Uçuş Etkinliği, Refik Anadol’un “Makine Hatıraları: Uzay” Sergisi, Sahne Senin Etkinliği, ana sahne gösterileri ve daha birçok aktivite…”

Şimdi neden TEKNOFEST’i heyecanlanarak yazı konusu yaptığımı açıklamak isterim siz değerli okurlarıma:

26 Eylül akşamında Hz. Muhammed’in doğum günü olduğu kabul edilen günü yaşadık. Milâî 1409’da Bursa’da Ulu Cami imamı Süleyman Çelebi tarafından yazılan asıl adı Vesiletü’n-necât olan Mevlîd şiiriyle özdeşleşen gecede Hz. Muhammed’in Mirac olayını düşündüm.

İnançlı insanların heyecanla Hz. Muhammed’in göğe yükselişi ve Allah’la perde arkasından konuşmasını her yıl tekrar tekrar dinlerken konunun sadece anlatım tarafında kalmakta bundan öteye geçilmemektedir. Oysa Miraç hadisesi çok yönlü bir olguya sahiptir. Belki de üzerinde hiç durulmayan yanı bütünüyle Hz. Muhammed’in lisân-ı hâl/hal dili ile bağlılarına biz Müslümanlara çok özel şifreler sunmaktadır.

Miraç hadisesinde bütün mesele; uhrevi izahlar ve kabullerin yanında Müslümanların dikkâtini uzaya çekebilmektir.

Müslüman ülkelerin her beldesini süsleyen kalem gibi minâreler varlığıyla bizlere ateşlenecek birer uzay aracını hatırlatıp durmaktadırlar.

M. 1272-1273’te Kırşehir’de Vali Nureddin Cibril Bin CACABEY tarafından yaptırılan rasathanenin dört köşesine minare formunda yapılan dört eklemeyi çağımızdaki uzaya gönderilen modern bir uzay aracı şeklinde yaptırmış olması minareleri uzay aracı gibi görme ayrıcalığı vermektedir bana.

Necip Fazıl’ın “Canım İstanbul” şiirinde minareler şehadet parmağına benzetilmiştir;

…….

“Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;

Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...

Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;

Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...

Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;

Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..

Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;

Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...”

……..”

Şimdi de 100. Kuruluş Yılını yaşadığımız Cumhuriyetimizin 100. Yılı dolayısıyla Mustafa Kemal ATATÜRK’ün göklere dikkât çeken sözlerine ve uyarılarına verelim sözü:

“İstikbal göklerdedir. Göklerini koruyamayan uluslar, yarınlarından asla emin olamazlar.”

“Kanatlı bir gençlik memleketin geleceği bakımından en büyük güvencedir. Bir gün batılı ayaklar Ay’da ayaklarının izlerini bırakacaklarsa, bunların arasında bir de Türk’ün bulunması için şimdiden çalışmalara girişmek, aşamalar kaydetmek gerekir.”

1936 yılında Eskişehir Tayyare Alayını yaptığı ziyarette “Geleceğin en etkili silahı da, aracı da hiç kuşkunuz olmasın tayyaredir. Bir gün insanoğlu tayyaresiz de göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize haber yollayacaktır. Bu mucizenin gerçekleşmesi için 2000 yılını beklemeye gerek kalmayacaktır. Gelişen teknoloji daha şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev ise, batıdan bu konuda fazla geri kalmamayı temindir.

Mustafa Kemal, havacılığın hızla gelişeceğini sezinlemiş, ilgilileri bu konuda uyarmıştır. Türk havacılığının gelişmesini, güçlendirilmesini sağlamak amacıyla zaman geçirilmeden gerekli girişimler başlatılır. Cumhuriyet’imizin 1. yılında, Ankara’da “Türk Tayyare Cemiyeti”-Türk Hava Kurumu- kurularak (16 Şubat 1925) yurt düzeyinde hizmete başlar.

Şimdi TEKNOFEST ile Türk gençliğinin önüne konulan, heyecan verici oluşuma hep birlikte sahip çıkma günüdür. Çünkü hükümetler gelip geçici, devlet kalıcıdır. BU proje doğrudan Türkiye Cumhuriyeti devletimizin Türkiye Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. Yılında Türk gençliğinin önüne koyduğu Atatürk’ün de işaret ettiği son derece önemli bir projedir.

Bazı medya kuruluşları ile sosyal medyanın sürekli olumsuz habrlerle bu ülkede her şeyin kötü olduğu: Öldük, bittik, yıkıldık, yok olduk, mahvolduk vb söylemlerinin ruhlarda yarattığı karamsarlık duygularını dağıtan bir güneş misalidir bu proje.

Terörle olan mücadele sürecinde İsrail’den alınan heronların yönlendirilmesinin bile İsrail’den yapıldığı günlerden günümüzde uzay teknolojisi satan bir Türkiye konumuna gelebilmişsek bunun bilişim teknolojosiyle buluşan genç kuşak sayesinde olduğunu görmek, kabul etmek ve desteklemek durumundayız.

Sevgili İzmirliler başta olmak üzere Batı Anadolu illerinde yaşayan insanımızın çocuklarıyla beraber, amasız, fakatsız, lâkinsiz bir şekilde İzmir/Çiğli’deki TEKNOFEST’e katılmak gibi bir sorumluluğu vardır.

HAYDİ İZMİR VE BATI ANADOLU TEKNOFEST’E!..

GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.