Tıpkı aşk gibi

Bizim şehrimizde de var ama güneyde daha çok. Mesela Bodrum’da Fethiye’de, Mersin’de Adana’da. Bir de estetik güzel bir manzarası var ama daha yazarken, sanki ellerime dikenleri batıyor gibi geliyor. Sadece ellerime mi, her yerime uçuşarak batmış gibi geliyor. Çünkü öyle oluyor. Her yerinize uçarak batıyor dikenleri ve bunu bilerek topluyor zahmetine katlanıyorsunuz. Bilmem yer misiniz, sever misiniz ya da bilir misiniz?  Hint inciri, mısır inciri gibi birçok ismi olan KAKTÜS İNCİRİ’N DEN ( MEYVESİNDEN ) bahsediyorum.

kaktus-inciri.jpg

Kaktüs incirini çok severim.  Çok severim sevmesine de, bir o kadar zordur toplaması, yemesi. Bizim buralarda çok da bilinmez birçok insan tadını bile bilmez. Çok güzel görünür karşıdan baktığınızda manzarası güzeldir, estetiktir. Hatta fotoğraflarını bile çekersiniz öylesine güzel işte. Yanına yaklaşırsanız inanılmaz bir istekle yemek istersiniz, yemek arzusu belirir içinizde başınıza gelecekleri bilmeden. Önce eldivenle denersiniz, zor olduğunu görürsünüz, başka bir malzeme kullanırsınız toplamak için, yine de zordur. Siz toplarken oldukça zararsız, bir şey yapmayacağını sanırsınız, çünkü anlayamazsınız batacağını. Sonradan batar, uçuşarak batar, eve gittiğinizde batar, bilemezsiniz nereden geldiğini ama bütün gün batar. İncecik kıl gibi bir sürü diken batar. Sonra ben bir yöntem buldum kendi kendime, sözde batmayacak ya. Ama yine de batar iğneleri, dikenleri havadan gelir batar anlamazsınız. Sonradan bir bir battığı yerler belli olmaya başlar. Tabii aynı zamanda bu dikenlerle savaş başlar. Birini çıkarırsınız, arkasından diğerini farkedersiniz. Suya koyarsınız dikenler uçuşup batmasın diye yemek için ama yediğinizde eğer beceremediyseniz dilinize bile batar. Seversiniz ama, seversiniz işte! Batsa da dikenler her yerinize.  Sanki aşk gibi bir yerlerinize batmak için varmış gibi. Temizlemesi ayrı bir sıkıntı o zamanda batar dikenler, her ne kadar yakıp tütsüleseniz de, bir şekilde acıtır yani tıpkı aşk gibi. Yemesini seversiniz, keyif alırsınız yerken, yedikten sonra kaç gün bilinmez o dikenler üzerinizde dolaşır durur hergün başkasını farkedersiniz. Yediğinize yemişinize pişman eder tıpkı aşk gibi. İçinde bir de çekirdekleri vardır ki asla çiğneyemezsiniz yutmak zorunda kalırsınız, tadını seviyorsunuz ya, aynı gülün dikeni gibi. O sert ve büyük çekirdeklere katlanırsınız tıpkı aşk gibi. Zaten baktığınızda anlayabilseniz o dikenlerin o kadar masum görünerek hiç haberiniz yokken canınızı yakacağını, yaksa da, elinizde cımbız hem temizler hem de yeniden yemeyi düşünürsünüz tıpkı aşk gibi. Yeniden batar dikenleri, yeniden yeni mevsimlerde, yeniden çıkar kaktüs incirleri ve siz yeniden unuttuğunuz dikenlerin hikâyesini yeniden gidip kaktüsün başına, yeniden toplamaya başlar yeniden yemek istersiniz. Kaktüs incirini çok severim tıpkı sevmeyi sevdiğim gibi. Yine battı bu mevsim yediğim kaktüslerin dikenleri olsun! Ben yine kaktüsü sevmeye, yemeye devam kaktüste her yerime batmaya devam.

Siz yine de yemeye devam edin ellerinize ve her yerinize batsa da kaktüs incirini…

kaktus-inciri-2.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum