Yabancılaşma ve vefa

Bugün ekonomik, sosyal ve siyasi hayatımız da büyük bir yozlaşma görülüyor. Toplumsal yozlaşma, bireyin yabancılaşmasıyla başlar. İnsan önce doğaya, sosyal çevresine, geçmişine, ruhuna yabancılaşır. Bireyin yabancılaşması netice de toplumsal yabancılaşmaya yol açar. İşte o zaman birey içe dönük bencil, verimsiz, vefasız, kendine ve ailesine topluma ters düşen sağlıksız ilişkiler geliştirir. Toplumsal yabancılaşmanın yaygınlaşması ile bireyler arasında sevgi, saygı, bağlılık, vefa, mana ve öz zenginliği kaybolur. Birey ve toplum özünden, manasından kaçar, eylemini dejenerasyon üzerinden yapar. Vefa duygusu terkedilir.

Hz Mevlana vefanın önemini işaret ederek insanın ve toplumun inşası için vefanın ne denli bir öğreti olduğunu bize açıklar.

Vefa, sevgi de, dostluk da, bağlılık da kararlılıktır.

Vefa, zorlukları beraber aşmak sevinci ve hüznü birlik de paylaşmaktır.

Vefa, hatırlamak, kopmamak, ayrılmamak, terk etmemek, sorumluluğu hissetmektir.

Vefa, inandığı değerler uğruna anadan, yardan, serden geçmektir.

Vefa, yaratılışda Rabbini tanıyış da ona verilen sözü tutmak da, onun nimetlerini hatırlama da, dostluğu sürdürme de, ihaneti anlamada, asaleti olan büyük bir sözcüktür.

Bugün toplumuza sevgi de, dostluk da, sebat göstermeyen vefasızlar şekil vermeye ve yönetime talip olmaya çalışıyorlar.

Hz Mevlana, “Vefa sabrı gerektirir” der. Eğer kişi sabredip vefa gösterir ise en yüce duygulara ulaşır.

Toplumuzdaki yabancılaşmanın vefalı bireyler tarafından sevgi, şefkat, yardımlaşma, paylaşma duygularının ihyası ile aşılacağı mümkündür.

Güzel bir gelecek toplumsal ve bireysel huzur için vefa olmazsa olmazımızdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum