Yerel yönetim seçimleri ve düşündürdükleri

31 Mart yerel seçimleri yaklaştıkça partiler ve adaylar tanıtım işlerine ağırlık vermeye başladılar. Sokaklar, adayların gövde gösterilerine şahit oluyor.

Yerel seçimler demokrasinin vazgeçilmezidir. Büyükşehir belediye başkanı ve meclisi, ilçe yönetimi ve meclisi, büyükşehir olmayan illerde il genel meclisi seçimi, muhtar ve aza seçimleri halkın siyasi iradesinin tecellisi için bir fırsattır.

Siyasi partilerin adaylarını kendi bünyelerinde ön seçim ile belirlemesi demokratik bir usuldür. Parti genel merkezlerinin ve genel başkanının adayları belirlemede halkın tercihleri dikkate alınmadan tek seçicilik ve aday belirleyicilik yapmaları demokrasinin ve seçimlerin üzerine düşen bir gölgedir. Bu durum parti disiplini gerekçesiyle mazur gösterilemez. Demokratik bir durum değildir. Oligarşik bir yapılanmanın dayatmasıdır. Bu sistem içinde seçilen belediye başkanları ve kurul üyeleri halka karşı değil genel başkan ve parti genel merkezlerine karşı sorumluluk duyar. Bu durum gerçek siyasi erkin halk adına bazı oligarşik yapılarca kullanılması olur. Bu durum yerel yöneticilerin gücünü zayıflatır, dolayısıyla halk dayatma sonucu yerel yöneticisini seçmiş olur ki bu durum demokrasiyle bağdaşmaz.

Bir ilde ve ilçede yönetici olarak seçilen belediye başkanlarının halkın iradesini temsil ettiklerinden atanmışlar karşısında demokrasinin gereği olarak bir adım önde olması gerekir. Oysa uygulamada belediye başkanlarının bütçelerinin son aşamada merkezi yönetimce atanan vali ve kaymakamlarca onanması halkın iradesine olan güvensizliğin bir göstergesidir.

Belediye başkanlarının siyasi düşüncelerle görevden alınması kayyum ataması demokrasilerde kabul edilemez.

Belediye başkanının yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma ve terör iltisaklı kuruluşlarla ilişkisi emanete hıyanet, halka ihanet anlamı taşır.

Bu durum hiçbir demokratik ülkede hoş karşılanmaz. Demokratik sistem kendini koruma refleksini harekete geçirir.

Demokratik sistemin istismarına demokrasilerde asla izin verilmez.

Yerel yönetim seçimlerinde hizmete talip olan partiler ve belediye başkan adayları seçim bölgeleri için halka hizmet programlarını ve düşüncelerini açıklamak durumundadırlar. Kimin seçileceği adayın programından daha önemli değildir. Hizmet programı olmayan belediye başkan adayları seçimi kazansa bile halkın yararına hizmet üretmesi şahsi düşünce ve kaprislerine konu olabilir.

Yerel yönetimlerde aday seçiminin halk adına tek seçici kişi ve kuruluşlara bırakılması halkın iradesine ipotek anlamı taşıdığından yerel yönetim ve yöneticilerin itibar ve etkinliğinin halk nazarında yara alması anlamına gelir. Halkın genel iradesinin oligarşiye karşı zafiyet ilanı anlamını taşır. Bu durum asla kabul edilemez. Demokrasi vesayeti kabul etmez, halkın iradesine herkesin saygı göstermesi ve kabul etmesi erdemli bir toplum olmanın gereğidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum