
Şerif KUTLUDAĞ
Afyonkarahisar zirvede Aydın nerede?
www.aydın24haber.com sahibi Servet TÖZ Beyefendi, Aydınlı olduğu için ve de Aydın mahreçli bir haber sitesinin sahibi olduğu için Aydın dışında her nereye giderse gitsin Aydın’ı da yanında götürüyor haliyle…
Kısa süreliğine Afyonkarahisar’a yaptığı yolculukta da Aydın’ı yanında götürmüş ve Afyonkarahisar ile Aydın’ı karşılaştırıvermiş 17 Şubat 2025 Pazartesi günü yayınlanan “Afyonkarahisar zirvede, peki ya Aydın?” başlıklı yazısında…
Şimdi ben burada Servet TÖZ Beyin yazısını tekrarlamadan, konuya ilişkin görüş ve düşüncelerimi paylaşmak istiyorum müsaadenizle.
Değerli okurlarım ben 1969-1970’te Aydın Lisesi’nde 4-L’de bir yıl okudum. Devamında da Nazilli Lisesini bitirdim. Nazilli yıllarında merhum babamla Nazilli’nin gecekondu mahallelerinde üç yıl sıva yaptık gecekondu yöntemiyle inşa edilen binalarda.
1973 Haziranından 1978 Şubat ayı sonuna kadar da hem Ankara’da DTCF’de okudum hem de yaz tatillerinde, Şubat Tatillerinde ve okulların boykot, anarşi vb nedenlerle kapalı olduğu günlerde Nazilli’de bulunan ve bakkaliye malzemelerinin toptancılığını yapan “Özakcanlar” şirketinde beş yıla yakın süreyle tezgâhtar olarak çalıştım…
Bu vesileyle o yıllarda hem mal verdiğimiz hem de sipariş aldığımız Aydın merkez dahil çok ilçesini defalarca dolaştık: Bu arada Karacasu’dan Selçuk’a, Çine’den Milas’a kadar Büyükmenderes Vadisini defalarca dolaştık. Ekmek parası çıkarmak için Nazilli’ye gelen pek çok Güneyli gibi Dayımı, yengemi, eniştemi dayı çocuklarını ve annemi Nazilli Eğriboyun’da ebedî istırahatgâhlarına Hak’ka yolculadık…
Bu bilgileri “Şerif Hoca senin ne işin var Aydın’la?” diye düşünebilecek okurlarım için veriyorum.
Aydın niçin sanayide sıçrama yapamadı, neden bir Denizli, bir Manisa olamadı? Neden Servet Töz Beyin köşesinde “Afyonkarahisar zirvede, peki ya Aydın?” diyerek açık bir şekilde gözler önüne serdiği gibi neden bir Afyonkarahisar olamadı?
- Sebep: Aydın ilini tanımlayan “Dağlarından yağ, ovasından bal akan memleket!” sözünde gizlidir .Çünkü; Büyükmenderes nehrinin de çağlar boyunca varlığı ile yörede yaşayan hemen herkesin kolay geçim sağlaması insanları bireysel yaşamaya sevkeden etkenlerden birisidir.”Azıcık aşım, ağrısız başım!..” misali bir yaşam tarzının benimsenmesi.Azıcık çalışmayla karnını doyurabilme imkânının insanları toprağa bağlaması.
- Adnan Menderes’in Başbakanlığı döneminde Aydın’da Bölge Müdürlüklerinin ve devlet dairelerinin çoğalması yörede aylık ve garanti gelir kavranmasının yerleşmesine yol açmıştır. Tıpkı, İsparta’da Süleyman Demirel’in, Malatya’da Turgut Özal’ın Başbakanlığının yarattığı memur zihniyetinin yerleşmesi misali.
- Aydın’ın ilkçağlardan bu yana sahip olduğu ya da çok yakın olduğu antik kentleri; Efes, Milet, Priene, Alinda ve Alabanda, Didim, Magnesia, Trallesvb deniz ticaretine açık olması ve 1983’te Turgut Özal’la gündeme gelen turizm zihniyetinin yaygınlaşması.
- Atatürk’ün sağlığında 1937’de en son açtığı Nazilli Basma Fabrikası’nın varlığına rağmen ekonomiyi yöneten devletçi zihniyetin egemen ve belirleyici olmasının varlığı…
- Nazilli’de kurulan NAZ-KO Nazilli Konserve Fabrikası gibi KÖYTAŞ Tekstil Fabrikası da yaşatılamaması.
- Aydın’ın geleneksel insan dokusunun yörük ve efe karaktere sahip olmasından dolayı bireysel yaşama yanlısı olması ve de eğlenceyi sevmesi de insanları bireysel yaşamaya yönlendiren sebeplerden birisi olmuştur.
Denizli’ye gelince, Denizli’de Pamukkale merkez olmak üzere hemen yakın çevresinde 19 antik kentin varlığı,üretmeye dayalı mesleklerin gelişmesine ve ticarete zemin hazırlamıştır. Tarih boyunca diyebiliriz ki Denizli merkez(deri). Buldan-Kızılcabölükve Babadağ’ın(dokuma) Yatağan(Bıçak), Serinhisar(urgan), Yeşilyuva(ayakkabı) gibi merkezlerin farklı alanlarda farklı üretimler yapması onlara üretme ve pazarlama duygusunu yerleştirmiştir.
1983 Turgut Özal Döneminin ekonomi politikalarını kavrayan ve cesaretle yatırıma yönelen Denizli günümüzde ülkemizin önemli bir sanayi şehri olmasına vesile olmuştur.
Afyonkarahisar’a gelince; Ankara’da Üniversite öğrencisi olmam sebebiyle Nazilli Ankara arasındaki yolculuklarımızda 1973 ile 1978 arasında beş yıla yakın soğuğunu yediğimiz Afyonkarahisar’ın coğrafi konumu, Servet Töz Beyin yazdığı gelişmelere vesile olmuştur. Şöyle ki:
- Afyonkarahisar Ankara-İzmir, İstanbul-Antalya arasında yolculuk yapan hemen herkesin, firmaların dinlenme yeridir. Bu özelliği konuya ticari bakan her türden firma için yatırım tercihine dönüşmüştür.
- Mermer rezervlerinin Afyonkarahisar’da yaygın olması yöre için mermer etrafında bir ekonomik alan oluşturmuştur.
- Son yıllarda özellikle Gazlıgöl’deki termal yatırımlar da yöre insanı için ayrı bir sektörün oluşmasını sağlamıştır.
- Gastronomi, sucuk vb hakkında çok da bilgiye sahip değilim.
Kısaca özetlemeye çalıştığım Aydın, Denizli Afyonkarahisar’ın ekonomik
alanındaki kazanımları aslında ülkemizin değerlendirilemeyen zenginlikleri ve imkânları konusuna tutulan bir ışıktır.
Bizler Denizli’de CSA Vakfı bünyesinde 2004’ten bu yana çıkarılan, benim de yayın kurulunda yer aldığım “Geçmişten Günümüze DENİZLİ Yerel Tarih ve Kültür Dergisi”nde Denizli’nin tekstilcileri ve farklı sektörlerdeki sanayicileri ile zaman zaman yaptığımız grup söyleşilerinin her birisi aslında Denizli’nin sanayileşmesi yolunda yaşanan ve aşılan zorlukların/engellerin birer belge hikayesidir.
Neyse biz konuyu yeniden Aydın’a getirelim ve yazımızı noktalayalım derim.
Servet TÖZ BEY ne diyordu yazını bitirirken:
Şimdi soru şu:
Aydın, harekete geçip hak ettiği noktaya ulaşacak mı, yoksa bir gün tamamen geride mi kalacak?
Düşünmeye değer…
GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…
***
Afyonkarahisar zirvede, peki ya Aydın?

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.