AK Parti’de istenmeyen gelin: Özlem Çerçioğlu

Aydın siyaseti günlerdir tek bir şeyi konuşuyor: Özlem Çerçioğlu’nun CHP’den istifa edip AK Parti’ye geçişini. Kimileri “Acaba yeni rozet Çerçioğlu’nu değiştirir mi?” diye umutlandı. Ama daha Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın Aydın ziyaretinde gördük: Değişen hiçbir şey yok.

Bakan Bak, Aydın’a geldi. Havalimanında AK Parti teşkilatı tam kadro karşıladı. İl Başkanı’ndan milletvekillerine kadar herkes oradaydı. Peki, daha geçen hafta AK Parti rozeti takıp “Cumhurbaşkanı’nın himayesindeyim” diye poz veren Çerçioğlu? Ortada yoktu. Bakan Vali’yi makamında ziyaret etti, İl Başkanlığı’nda partililerle buluştu, 23 spor yatırımını açtı, gün sonunda uğurlandı. Çerçioğlu yine yoktu.

Şimdi soruyorum: Bu mudur AK Partililik? Bu mudur Cumhurbaşkanı’nın emanetine sahip çıkmak? Bir hafta önce “Erdoğan’ın himayesindeyim” diyen Çerçioğlu, daha ilk bakan programına katılmaktan imtina etti. Niye? Çünkü Aydın’daki AK Partililerin yüzüne çıkacak cesareti yok!

Bakın, bu ilk değil. Yıllar önce CHP milletvekilleri Bülent Tezcan, Metin Lütfi Baydar ve Hüseyin Yıldız’ı 7. kattaki odasının kapısında bekleten de aynı Çerçioğlu’ydu. O gün kibirliydi, bugün de aynı kibir. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i karşılamaya gitmedi, ama “beni illa ziyaret etsin” diye kılıktan kılığa girdi. Dün CHP’deydi, bugün AK Parti’de. Yöntem aynı, tavır aynı, siyaset anlayışı aynı.

Rozeti taktıktan sonra Aydın’da verdiği ilk fotoğraf çok şey anlatıyordu: Yanında belediye bürokratlarıyla “ben bu şehrin patronuyum” pozu… Mesaj açıktı: “Ben Cumhurbaşkanı’na dayanırım, teşkilat umurumda değil?” AK Parti teşkilatını yok sayan, onları hiçe sayan bir özgüven gösterisi.

Bugün Bakan Bak’ın programına katılmaması için “tepkilerden korktu” deniliyor. Evet, doğru. Çünkü AK Parti’nin tabanı Çerçioğlu’nu içine sindiremiyor. Ama Cumhurbaşkanı’na olan saygılarından susuyorlar. Yani Çerçioğlu AK Parti’de resmen “istenmeyen gelin.”

Öte yandan, kendisine yıllardır oy veren 344 bin seçmen de öfkeli. Sokaklarda en çok duyulan söz şu: “Madem oylarımızı sattı, belediye başkanlığından da istifa etsin.” Çünkü seçmenler, Çerçioğlu’nun yıllarca koltuğunu korumak için CHP’ye sırtını dayadığını, şimdi ise aynı koltuğu kaybetmemek için partisini gözünü kırpmadan terk ettiğini düşünüyor. Özellikle de birçok CHP’li belediye başkanının cezaevine girmesine yol açtığı iddia edilen Aziz İhsan Aktaş’a verilen ihaleler nedeniyle “6 metrekarelik bir hücrede sıkışıp kalma korkusu” yaşadığı, bu yüzden rotayı AK Parti’ye çevirdiği yorumları yapılıyor. Seçmenlerin öfkesi de tam burada büyüyor: Yıllarca kendi alın teriyle, oylarıyla var ettikleri bir ismin, şahsi çıkar uğruna partisini satması, onlarda derin bir kırgınlık ve ihanete uğramışlık duygusu yaratıyor. Bugün Aydın sokaklarında hâkim olan kanaat şu: Özlem Çerçioğlu artık sadece partisini değil, kendisine güvenen yüz binlerce seçmeni de yarı yolda bırakmıştır.

Şimdi samimi bir soru: Bu manzarayı Aydın daha kaç yıl çekecek? Bir gün CHP’nin “sultanı”, ertesi gün AK Parti’nin “emanetçisi”… Yarın belki başka bir partinin “kurtarıcısı”… Ama hangi rozet olursa olsun değişmeyen tek şey var: Özlem Çerçioğlu’nun kibri, üstenciliği ve teşkilatları hiçe sayan tavrı.

Kısacası, Çerçioğlu bir rozet koleksiyoncusu olabilir ama değişmeyen bir gerçeği var: Nerede olursa olsun, Özlem Çerçioğlu hep aynı Çerçioğlu’dur.

Selam ve muhabbetle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum