Aydın ve bilge kişi

Değerli okurlar benim okuma yazması olmayan bilgemi bilge bir ninem vardı. Kendince olumsuz bir söz duyduğunda hemen onun karşılığını bulur ona cevabı yapıştırırdı. Benim hoşuma giden bir söylemi de şu şekildeydi:

“Ulumasını bilmeyen bir köpek ya uluya uluya başına bir olumsuz dert getirir ya da sürüye kurt getirir.”

Akşam haberlerde CHP Genel Başkanı Özer Özel’in de katıldığı Afyon mitinginde CHP Afyon belediye başkan adayı ve aynı zamanda CHP gurup başkan vekili olan Burcu Köksal konuşması sırasında söylediği sözler yenilir yutulur cinsten değildi. Sanki bir yapının altına dinamit koyma gibi bir şey.

Bakınız ne diyor Burcu Köksal:

“Ey Afyonlular benim kapım her partiye ve herkese açık yalnız DEM Parti’ye kapalı.”

DEM Partililer her yerde aday çıkardı ama seçimlere pek asılmıyor, CHP’nin kazanmasını istiyorlar. Varsayalım istemeseler bile böyle bir densiz konuşma olmaz. Bunu konuşan Afyon belediye başkan adayı CHP gurup başkan vekili olsa bile.

Ben Özgür Özel’in yerinde yetkili biri olsam konuşmasını bilmeyen bu hanımefendiyi derhal adaylıktan çekerim. Yalnız bununla da kalmam gurup başkan vekilliğinden de alırım.

Çağdaş demokrasilerde vatandaşların görüş ve iradelerini bir araya getirilmesi ve yönlendirmesi siyasal partiler tarafından yerine getirilmektedir. Siyasi partiler bu görevlerini, bireyleri belli görüşler ve önderler etrafında toplamak ve bireylerin özlem ve görüşleri nim devlet yönetimine yansıtmak yoluyla gerçekleştirmekte ve bu sayede demokrasinin gelişmesine yardımcı olmaktadırlar. Bundan başka, iktidar ve muhalefet görevlerini yapacak siyasi kadroların hazırlanması ve bunların seçilmelerinin sağlanması da yine siyasi partiler eliyle gerçekleştirilmektedir. İşte bu nedenlerden dolayı, günümüz demokrasi anlayışı, “partiler demokrasisi” olarak nitelendirilmektedir. Yapılacak seçimlerde seçilecek bir milletvekili il başkanı ve ilçe başkanı aday kim olursa olsun halkı kucaklamalı partilileri sucu bucu diye ayırıma Tabi tutmadan birlik ve beraberliği ön plana çıkararak bir yumruk gibi birleştirici bütünleştirici olması gerekir.

İnsanlığı, toplumları, ülkeleri ve Ulusları ayakta tutan kim diye sorarsanız bilgili ve bilge kişilerdir diyoruz. Bilge olmak başka bir deyimle akil olmak, aydın olmaktan, akıllı ve zeki olmaktan farklı bir şeydir.

Bakan, müsteşar, milletvekili, general, gazeteci, başbakan, cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Ama aydın olmak bilge kişi olmak farklı bir şeydir. Aydın, bilge kişi; insanlığı, toplumu aydınlatan kişidir. O eserleriyle var olur. Diğerleri ise geçici unvanlardır, bir gün mutlaka son bulur..

İnsanlığın, toplumların, devletlerin gelişmesini sağlayan temel unsur bilgidir. Gözlemleyen ,sorgulayan değişime , büyük ölçüde ilgilenen bireyler toplumun en önemli unsurlarıdır..

Aydın kişiler; bilginin çoğalması ve yaygınlaşması için elinden gelen gayreti ve özveriyi göstermesi her zaman topluma karşı olan borçlarıdır. Aydınların ve bilge kişiler bilgi ve donanımını sadece kendine saklar toplumdan uzaklaşırsa o kişi toplum gözünde yozlaşmış veya yobazlaşmış olur.

Aydın: kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli bireydir.

Ama bazıları kimlik, kişilik, fikir değiştiren siyasetçiler, gazeteciler, sözde bürokratlar ülkemin en büyük talihsizliğidir. İlkesiz, yüzsüz, onursuz insanlar için önemli olan kişisel çıkarlarıdır.

Her insan aydın olamaz. Aydın, zalimlerin, soyguncuların, hainlerin çıkarcıların yanında değil, bildiklerinden asla taviz vermeyen bu doğrultuda mücadele eden onurlu olan kişilerdir. İşte toplum olarak bizlere doğru ve gerçekleri, söyleyenlere bu günlerde çok ama çok ihtiyacımız var.

Tekrarlarsak aydın; düşüncesi ve etkinliği ağır basan, düşünsel etkinliklere yönelmiş, bilgili, okumuş, Ülkesine ve Ulusuna yararlı olan önemli bilge kişilerdir.

Aydın İnsan; aydınlık düşünceye sahip olan, bağnaz düşüncelere saplanmamış olan, gelişme ve yenileşmeye karşı durmayan insandır.

Değerli okurlar insanoğlu doğduğu günden itibaren eğitilir. Her insan öğrenme ve eğitilmede yaşayarak tecrübe ve gelişim gösterir. Bu nedenle kimileri okumuş cahil olur kimileri de okumamış cahil olur.

Yaşam sürdükçe değişimler devam eder. Zaman içinde yaşam kolaylaşırken köleleşme ile yöneten ve yönetilen ilişkisi sürüleştirme narkoz lama ve imtiyazlı kesimin mutlu ve rahat yaşama anlayışı hiç değişmiyor. Zaman içinde köleleştirme ve köleleşme hiç değişmiyor. Sadece şekil değişiyor.

Bilgi çağında çaresizlik yoksulluk baskı ve zülüm artarak sadece şekil değiştirmiştir.

Okumuş aydın mı yoksa kişiliksiz kimliksiz aydınlar mı?

Ülkemin bu kadar yokluk yolsuzluk gibi daha bir sürü sorunu varken bu hanımefendinin konuştuğuna bakar mısınız?

Yazık hem de çok yazık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum