Bir Defadan Bir Şey Olmaz (mış)

Değerli okurlar geçen hafta ülkemin üzerine kâbus gibi çöken Karaman Ensar vakfında meydana gelen ve çocuklara cinsel istismar yapılması olayıdır. Gerçekten olay çok çirkin, çirkin olduğu kadar da çok korkunç. O çocukların bundan sonraki ruhi bunalımları Karaman gibi mutaassıp bir yerde nasıl yaşayacakları gerçekten sorun. Çocukların aileleri için de büyük bir dram olacaktır. Bu çirkin olaya sebep olan sapık aylarca yıllarca çocuklara cinsel istismarda bulunuyor.

Eğer doğruysa kurumun ismi lekelenmesin diye suçu örtbas etmeye çalışıyorlar. Ya onca çocukların ve ailelerinin onurları ve çekecekleri dramlar ne olacak?

Anadolu’yu ileri fikirleri, eserleri ve sanatlarıyla aydınlatanlar arasında onüçüncü yüzyılda Türkçeyi resmi dil olarak ferman eden Karaman oğlu Mehmet Bey” Bugünden geru divanda, dergâhta,  bergahta,  mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır” diye ferman ederek Karaman’dan bütün Anadolu’ya seslenen Karamanoğlu Mehmet Beyin de kemikleri sızlamıştır bu utanç ve yüz karası olay nedeniyle.

Değerli okurlar başörtülü dini bütün Sayın Bakanımız Sema Ramazanoğlu Ensar vakfına yöneltilen cinsel istismar iddialarına ilişkin “Buna bir kez rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkan bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar vakfını’da tanıyoruz, Hizmetlerini de takdir ediyoruz.” Diyerek tüm insanlığın kınadığı ve bu çirkin olay nedeniyle kınanan vakfı savunabiliyor utanmadan.

Görüyor musunuz dini bütün bakanımızı?

Ülkem bu gibi yöneticilerin elinde nereye gidiyor.

Geleceğimiz ne olacak bilinmiyor.

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Özlem Albayrak bakın ne diyor.

“Şu bilinmelidir ki, din kurallarıyla yönetilsin, ister modern kurallarla yönetilsin fark etmez

PEDOFİLİ (Çocuk seviciliği) değişmekte olan tüm milletlerde

Normal bir şekilde var olacaktır.

PEDOFFİLİ Tarihte de vardır şimdi de vardır…

O bakımdan aile bakanı haklıdır.”

Evet, Türkiye değişiyor.

Acaba ne yönde değişiyor bunu okuyucularıma bırakıyorum.

Beş yaşındaki kız çocuğu kucağına oturunca haz alan sapıklara ne demeli.

Okuyup Prof. payesine ulaşan bir zır cahilde neler zırvalıyor.

'Ülkeyi ayakta tutacak cahillerdir' diyen Rektör Yardımcısı'na ne demeli.

Okuma oranı arttıkça kendisine afakanlar bastığını söyleyen, okumamış, cahil kesimin ferasetine güvendiğini ifade eden Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı "Prof. Dr." Bülent Arı'ya büyük bir tepki yağdı.

"Okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben açıkçası korkuyorum, ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum”' diyen Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı "Prof. Dr." Bülent Arı cahil, okumamış halka daha çok güvendiğini belirtmiş.

Bu adamın okuttuğu öğrenciden bu ülkeye ne yarar gelir. Zihniyete bak.

Ziya paşa çok doğru söylemiş” zerdüşüne palan vursan ol yine eşek” demiş, eğer bir insan laik olmadığı makama getirirseniz alttakini ısırır üstlerine kuyruk sallar diyor İmam Gazali.

Bütün halk okusun aydınlansın ülkesine ve devletine yararlı olsun diye çaba gösterilirken böyle kendini bilmez birisi halkın cahil kalksın okumasın biz bunları sürü gibi güdelim diyor.

Köyüm Kayseri Pazarören Köy Enstitüsüne çok yakındı. İlkokulu bitiren öğrenci arkadaşlar köy Enstitüsü sınavını kazanan arkadaşların kazandı belgesi gelince köy muhtarı bunları saklarmış

“Siz okumaya gidince benim tarlalarda kim çalışacak” diye.

İşte bu cahil Prof. da onlardan biri. Ne söylersen söyle fayda etmez. Bu gibiler üstlerine yaranmak için yapmayacakları madrabazlık ve yalakalık yok. Bunarın bazıları da döneklik yaparlar

Dönekler; her zaman siyasi, ekonomik statü, şöhret amaçlı değişim ve dönüşümü geçirirler. Onlar için bir kimlik tanımlaması yoktur.

Aydınımız da antik dönemlerde bile önemli ilim ve bilim adamları yetişmiştir. Bunlardan Talas M.Ö.585 yılında güneşin ne zaman tutulacağını açıklıyor.

Ama bizim unvanları Prof. olanlara bir bakar mısınız halkın okumasını istemiyor.

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi rektörü yaş günü pastasının içinde herhalde ilim arıyordu. Üniversiteyi AKP arka bahçesine çevirdi. Bu rektör hakkında yazılarımız devam edecek.

“Alevilerle evlenilmez” diye fetva veren Diyanet İşleri başkanı bu tecavüzlerden sonra bir beyanatı oldu mu? duyanınız var mı?

Bunlar yalakalıkla bir makam ve mevki alma uğruna iktidarlara yaranmak için kuyruk sallayıp dururlar.

Prof. Dr. Cemil Koçak denen bir densiz de “Atatürk on kişiyi bile yönetemezdi” diyor.

Bu densiz Atatürk’ün kurduğu ilim yuvalarında yetişip yediği ekmeğe nankörlük yapanlardan birisi.

Örnekleri daha fazla çoğaltmak mümkün ama Sayın Prof. Dr. İlber Oltaylı’nın şu önemli sözleri ile bitirelim.

Adalet Bakanı’nın hırsızı

Aile Bakanı’nın tecavüzcüyü,

Çevre Bakanı’nın imar rantını,

Orman Bakanı’nın betonu,

Bilim Bakanı’nın hurafeleri,

Eğitim Bakanı’nın tarikatları,

Rektörün cehaleti savunduğu, Bir ülkede,

Osmanlı gibi çökmeye mahkûmdur.

Daha ne diyelim ülkem ne durumlara düştü.

Bir ıslık da siz çalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum