Nurhayat Yılmazer

Nurhayat Yılmazer

Bir Tarih, 10 Ocak

10 Ocak tarihinde iki önemli meslek gününü kutladık. Çalışan Gazeteciler Günü ve Tarım Öğretiminin başlayışının 169 yılı.. İki meslek grubu, ikisi de sorunlu, çalışanlar endişeli..

Kutlamaya dili varmıyor insanın Çalışan Gazeteciler Günü deyince elimde değil, aklıma katledilen hapsedilen, hapislerde ölen, matbaaları yakılan, gazeteleri kapatılan gazeteler ve gazeteciler geliyor..

Matbaa Avrupa’dan 127 yıl sonra İstanbul’a geldi.. Geldi ama sağlıklı kullanıp hakkını verebildik mi? Özgür basını oluşturduk mu? Basım makineleri kesintisiz çalıştı mı? Sansürsüz basım yapabildiler mi?

Halkı bilgilendirmek, aydınlatmaktan başka amacı olmayan bu güzide meslek grubu çok fazla basın şehidi vermiş bir meslek grubudur. Ki bu şehitler sayılamayacak kadar çoktur.. Sadece Ocak ayında Uğur Mumcu ve Onat Kutlar’ı yitirdik..Her ikisi de nitelikli, basın emekçisi idi..Onları şükranla anıyorum..

Yazarlık kolay bir meslek değil..Muhabirlikte sahada her ortamda haber kovalayarak geçen bir süreç...Özverili ve fedakarlık isteyen bir meslek dalı.. Sağlıklı doğru habere ulaşılacak, kalemin hakkı verilecek.. Zor iş..

Aynı tarihte Tarım Öğretiminin başlangıcının 169’uncu yılı kutlandı.. Zamanlama TBMM gündemine getirilen iki farklı torba yasa taslağına denk geldi...Bu torba yasa taslağı ile imar, yapılaşma, meslek alanları ve çalışma hayatında önemli değişiklikler yapılmaktadır..

Toplamda yirmi dört farklı yasa da değişiklik öngören, tüm yurttaşlarımızla birlikte mühendis mimar ve plancıların yaşamını olumsuz etkileyecektir.. Tarihsel, kültürel ve doğal değerlerin, kıyıların tarım arazilerinin ve orman alanlarının korunması, kamu yararını öncelik alarak, geliştirilen politikalar çerçevesinde üretilmesi devletin anayasal sorumluluğundadır.

Nasıl politika geliştireceklerse, ne kadar sorumluluk hissedeceklerse... İşsiz Ziraat mühendisi derneği var ve gün geçtikçe dernek üyeleri artıyor..Dernek güçleniyor.. ‘Ziraat mühendisine ihtiyaç yok’ diyor mevcut iktidar..Üretim olmayan bir ülkede ihtiyaç ta olmaz..Tarım demek üretim demek. Çiftçimiz üretecek ki teknik ve rantabl üretim yapılması için Zirai eğitime ve ziraat mühendisine gereksinim duyulacak..

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu takip eden yıllarda Ulu Önder Atatürk’ün tarıma verdiği önem ile büyük bir tarım seferberliği yapılmış,şeker fabrikaları, yem fabrikaları, Tarım Kredi Kooperatifleri kurularak girdi temininde kolaylıklar sağlanmıştır.. Ekonomik değeri olan her ürün için Araştırma Enstitüleri kurulmuştur...Tarım seferberliğinde Köy Enstitüsü mezunu öğretmenlerde görev almış .. Köylüye tarım eğitimi vermişlerdir..Onları da saygı ile anıyorum.. Günümüz kutlu olsun!

Hasan Hüseyin Korkmazgil ‘Bıçak kemikte’ şiirinde demiş..

Eti geçti duydun mu

Duymadıysan duy artık

Duy da silkin n'olursun

Behey Allah' ın kulu

Bu ne biçim uyku bu,

Bıçak kemikte..

Topraksa paylaşılmış

Kıyılar yağmalanmış

Ya bu neyin puştluğu

Sana yokluk, sana dam

Yağmacı soyu bunlar,

Bıçak kemikte..

Üretensin, yaratan

Yürütensin dağları

Anasın boynun bükük

Babasın kolun kırık

Oğullar kan içinde

Bıçak kemikte..

Benim davam divana

Kalsın demiş ya ozan

O divan sensin artık

Bıçak kemikte....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum