Onur Yasin Tunç

Onur Yasin Tunç

Çağımızın Hastalığı: Depresyon ve Obezite

Tüm dünyada ve de ülkemiz tarihine baktığımızda dönem dönem belirli hastalıklar ya da salgınlarla insanlık zarar görmüştür. Örneğin eskiden ülkemizde en tehlikeli hastalık olarak verem bilinirdi. Artık tıbbın gelişmesiyle bu tür hastalıklardan insanların zarar görmemesi için gereken tedaviler yapılabilmektedir.

Günümüzde hastalıklar biraz şekil değişikliğine uğradı. Artık fiziken değil de ruhsal yönden sıkıntı yaşamaya başladık. Depresyon etkisiyle, daha çok içimize kapanmaya başladık, daha çok hüzünlenmeye, daha çok düşünmeye ve çevremize ve de kendimize karşı daha çok zarar vermeye başladık. Depresyonun etkilerine baktığımızda insanın kendisini eve kapatma gereği hissetmesi ve bol bol yemek yeme ihtiyacı hissetmesi olarak başlıca belirtilerini görmekteyiz. Yani depresyonun oluşması ister istemez obeziteyi de tetiklemektedir. Aslında az çok hepimiz depresyonun sonuçlarını tahmin edebiliyoruz. Depresyonun kişiyi felakete sürükleyebileceğini de biliyoruz. Ancak insanları depresyona sürükleyen şey nedir? Hangi faktörler kişinin ruh sağlığının bozulmasına sebebiyet vermektedir?

Eski dönemlerde de kişi ruhsal yönden belki sıkıntı içerisinde bulunabiliyordu. Ancak hiç kimse bunun bir hastalık olduğunu düşünmezdi.  Her şeyi oluruna bırakabiliyorduk. Günümüz Türkiyesi artık daha çok batının da etkisi altında kalmıştır. Eskiden insanlar kendilerini kötü hissettiklerinde arkadaşlıkları, dostlukları ya da akrabalık ilişkileriyle içinde bulunduğu durumu anlatarak psikolojik olarak rahatlayabiliyordu. Yani psikologların yaptığını kişinin eşi dostu yapmaktaydı. Sorunlarına çözüm üretilebilmekteydi. Aslında sorunun çözümü de tam da bu nokta da belirginleşmektedir. İnsanlar artık çevresine, dostlarına, akrabalarına sorunlarını, dertlerini anlatmamaktadırlar. Bu belki güvensizlikten belki de başka bir nedenden kaynaklanmaktadır. İnsanlarımızın artık sanal yaşama alışkanlıklarının başlaması çevresinden ve de kişiyi çevresi ile ilişkilerinden uzaklaştırmaktadır. Teknolojinin bu denli hızlı ve etkili bir şekilde gelişmesi aslında bizleri yalnızlaştırmaya başladı. Sosyal ortamlarda bile arkadaşlarıyla beraber olan insanlar birbirleriyle konuşmak yerine cep telefonlarına tuşlayarak sosyal medya da vakit geçirir hale geldi. Bunlara ek olarak insanların gün içerisinde ya da sürekli olarak stresli bir iş ortamında bulunması da depresyonun oluşmasına sebebiyet vermektedir. Ayrıca yapılan araştırmalara göre depresyon en çok genç yaştaki kişiler de görülmekte olup kişinin duygusal ilişkileri yönünden yaşamış olduğu sıkıntılar depresyon halinin ortaya çıkmasına sebep oluyor. Yine yapılan araştırmalar zararlı alışkanlıklar edinmiş olan kişiler de yani sigara ve alkol kullanan, bunlara bağımlı olan kişiler de daha çok görülmektedir. Kişi yaşamış olduğu sıkıntıdan kurtulabilmek adına alkol ve sigara gibi kişiyi uyuşturan, beyin hücrelerini yıpratan maddelere başvurmakta ancak bu sadece kısa süreli bir kaçış olup, bunlar depresyonu atlatma sürecini yavaşlatıp, depresyon halinin devamına neden olmaktadır. Özellikle genç kardeşlerimizi bu zararlı alışkanlıklara bulaşmasını insanlık adına engellemeye çalışmalıyız.

Ruhsal yönde bunalımda olan bir kişi sadece kendisine değil, çevresine ve de en önemlisi toplumun en küçük yapı taşı ailesine zarar vermektedir. Kişi depresyon etkisiyle ailesine zaman ayıramaz olup Allah muhafaza kişinin ailesini dağılma noktasına da gelebilmektedir.

Teknolojinin bu kadar gelişmesi biz insanlığı daha çok yalnızlığa iterek, bizleri hareketsiz bir yaşam tarzına sevk etti. Haliyle bu yalnızlık ve de bu hareketsizlik bizleri hem depresyona hem de obeziteye karşı bir mücadele içerisinde bulundurmaya başladı. Bu tür durumlarla bir insan olarak hepimiz karşılaşabiliriz. Bu tür zamanlarda profesyonel bir destek almak ve inancımızı daha da sağlamlaştırabilmek yararlı olabileceği kanısındayım. Artık yaz da geldi güzel Aydınımıza. Yaz mevsiminin insanda yarattığı pozitif düşüncenin etkisiyle depresyonun etkisinden kurtulup, daha güzel ve de  daha mutlu daha olumlu bir dönüşüm içerisine gireriz inşallah..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.