Mürşit Canbeldek

Mürşit Canbeldek

Çember Daralıyor..

Türk milletine “Sevr”de biçilen ve dar gelen gömleği zorla giydirme projesi devam ediyor. ABD aptalcasına bütün umutlarını, varını yoğunu bu projeye tahsis etmiş durumda. Büyük Ortadoğu adını verdiği Büyük İsrail projesinin geleceğini AKP- PKK ittifakının başarısına bağlayan ABD kendini de riske atmaktadır. Bu yüzden bu projen çok aptalca bir yola girdi. Etrafımızdaki çember daralıyor görünürken senin etrafındaki çemberin de aynı hızla daraldığını hissedemiyorsun.

Bir taraftan Türk ordusunun PKK ile mücadele etmiş paşalarına ağırlaştırılmış müebbet cezalar yağdırılırken diğer taraftan Kırıkkale depoları havaya uçuruluyor. Hem de, ikinci defa… İlerde çıkarmayı ve uzaktan kumandayla yönetmeyi düşündüğün PKK kalkışmasını göğüsleyecek Türk ordusunun maddi ve manevi direnç noktalarını etkisizleştirmeyi düşünürken 76 milyon Türkün son anda yapabileceği sürprizi ajandanın bir kenarına da yazmayı unutma…

Evet; şu anda at izi,it izi karışmış görünmektedir. Dün sıkı Atatürkçü görünen TV borazanlarını senin kiraladığını ve bugün yine senin direktifinle AKP-PKK ittifakı için çalıştığını maalesef bu milletin bir kısmı göremiyor. Amma tehlikenin ucunu gördüğü anda tavrı hiç hesap edemeyeceğin kadar keskin olur. Evet; kan dökülür ama şunu unutma bizden 250 bin şehit giderken sen den de 750 bin ölüyü bu topraklara gömeriz. Ondan sonra da yüz ellilikler diye bir liste de yapılmaz. Gavurla menfaat birliğine girenlerin böyle bir fırsatları da olmaz.

Başı örtülü PKK’lı yazar N. Bengisu; Apo’nun ufkumuzu açtığını bu yüzden çok büyük hizmet gördüğünü söylüyor. Alın size bir iz ve ne izi olduğunu siz söyleyin. Sureta dostlar ve sureta düşmanlardan örülü bir çevremiz oldu.

Batının ikiyüzlülüğünden de şikâyet ediyor. Yeni bir keşifmiş gibi söylemiyorlar mı bu eskimiş gerçekleri, insan kahroluyor.

Ortaokul yıllarımızda öğrendiğimiz düz ve duru bir bilgi vardı. Batı Osmanlı devletini Balkanlardan çıkarmak için defalarca birlik olup bize saldırmıştır.1389 2. Kosova savaşı Batının Türkleri balkanlardan atamayacağına kesin kanaat getirdiği savaş olmuştur. Şimdi; bazı batı uşağı ezber bozan bu hükümetin sıkı dostu yazarçizer takımından vatan hainleri; Ne işimiz vardı Balkanlarda elbette adamlar hakları olan şeyin peşinde olacaklar demeye kadar işi vardırdılar. Fakat hala, ”at izimi it izi mi” karıştıran seçmen taifesi, başı örtülü gördüğü her kadını hidayete ermiş zannedip geğirtili laflarının arasından “hikmet tanecikleri” çıkacak mı diye bakınıp duruyor.

Alman imparatoru Şarlken; Cezayir Tunus ve Trablusgarp topraklarındaki sureta Müslüman yerli müttefiklerini elinden alan Hızır reis (Barbaros Hayreddin Paşa) e mektup yazıp ..-“gel emrimize gir seni Akdeniz’in en büyük amirali yapalım” teklifinde bulununca Hayreddin paşa;o Türk oğlu Türk denizci tokat gibi cevabıyla kendini aslan zanneden imparatoru pısırık bir kedi haline getirmişti. Bir müddet sonra aynı teklifi bu defa vekili ve evlatlığı Hasan reis’e yapmış yine aptallığını yüzüne vuran cevapla öfkeden deliye dönmüştü.

Aptal batı, iki yüzlü batı dün neyse bugün de odur. Onun dostluğu seni rükûa vardırıncaya kadardır. Onun gücü Müslüman’ın yüreğine saldığı vesveselerden gelmektedir. Yüce kitabımız Kuranı kerim şeytanın vesveselerine kanmayın diye ikaz ederken Batının dostluğundan medet uman sureta Müslümanlar siz de aynı onlar gibi çift dilli oldunuz.

Batının derdi; durdurulamayan Osmanlının yine eski ruhuyla bir gün canlanacağı korkusunu yenmektir. Durdurulamayan Osmanlı ne mana ifade ediyor Batı için tam hakkıyla biliyor muyuz? Hayır bildiğimizi zannediyoruz ama bilmiyoruz. Durdurulamayan Osmanlı adı aslında bizim beyinlerimizi kilitleyen büyülü bir isimdir. Öyle kilitlenmiş ki adı Osmanlı olursa her birimiz bir fatih, bir yavuz bir yıldırım haline geleceğiz. ABD Ortadoğu’da Neo Osmanlı adıyla bir devlet kuruverecek ve başına da Halife sıfatıyla rüyalar gören bir aklı havada kimesneyi geçiriverecek… Bu rüya tam ŞERİF HÜSEYİNLİK bir rüyadır. Gavurun eliyle gelen yine gavurun ayağıyla gider.. Türkün ne mantığı ne de içinde barınan cevheri bu rüyanın peşine takılıp bilmediği sularda kulaç atmaya izin vermez.

Türk her defasında yıkıldığı yerden kendisi kalkar ve asla kendini tekrar etmez. İşte buna  “Türk Cevheri” denir. Batıyı asıl korkutan bu cevherdir. Bu cevher onu Emevi zulüm ve köleci devlet anlayışından ayırdığı gibi Emevilerin başına da göğü yıkıvermiştir.

Son Selçuklu hükümdarı 1298 yılında KAYI boyunun büyüğü Osman gaziyi birçok hediyeler göndererek nöbeti devrettiği zaman Selçukluyu yeniden dirilteceksin diye bir görev de yüklememiştir. Yükleseydi “ al hediyelerini başına çal” diyecek cevher bulacağını biliyordu. Bu yüzden emanet yani Kabe’nin anahtarlarını muhafaza etme görevi Kayı Boyuna geçmiştir.

Cevher sahibi emanet ehli Türk, İslam bayraktarlığını yaşatmaya devam etmiş fakat asla müşahhastan ayrılıp mücerret çukuruna düşmemiştir. Müşahhas; yani somut dünya asla mücerret yani soyut yani uzun ve sınırı görünmeyen emeller dünyasına tercih edilmemiştir. Emelle, yani  aptalca kurgular dünyasıyla değil ihlas ve hesapla yaşamıştır.

Bu cevheri islam hamurunun içinde şansını kaybetmiş Araplardan farklı olacak şekilde yoğurması için Allah bu âleme iki önder göndermiştir. Birinin adı Numan bin sabit (EBU HANİFE) diğerinin adı da imam Maturidi olmuştur. Bu iki hamur ustası Allah’tan gelen ilhamla Gazneli Mahmutlar, Tuğrul ve Çağrı beyler, Alpaslanlar ve ona asker olan milyonlarca mücahit imal etmiştir. Neden? Allah’ın muradı öyle tecelli ettiği için.

Hallaç Mansur diyor ki; ”Allah’ın bir emri bir de muradı vardır. Müslümanın uyanığı daima Allah’ın muradını gözetir. “Müslümanın da en uyanığı olmak mecburiyetini taşıyanlar ise onların önderleridir."

Ahmak önderler yüzünden yolunu şaşırmış kimseler varınızı yoğunuzu bu ahmaklara kaptırmayın. Dünya şahıslar üzerinde yükselmiyor. Dünya; emanet ehli seçilmiş cevher sahiplerinin gayretleriyle yükseliyor. Batının elindeki dünyayı da yükselmiş saymayın. Çünkü onun dünyası kan zulüm ve gözyaşı üreten alçakların dünyasıdır.

Şeytan imparatorluğunun saldığı korkuya teslim olmuş kimselerin çaresizliği senin de çaresizliğin olmasın. O çaresizler düştüğü tuzak yüzünden gözüne tagut gibi gösterilmiş belki de bir cevher sahibine şaşı baktıkları için mücerret batağında yani efsaneler ve ham hayaller çukurunda Tam Amerikan şeytanının arzuladığı gibi her şeye çemkirmektedir. Dün dost ilan ettiklerine bugün hiç utanmadan ve sıkılmadan düşman olmaktadır. Neden? Çünkü inisiyatif elinden gitti. Onun dostunu da düşmanını da şeytan belirlemektedir. Propagandanın gücü siyahı beyaz, beyazı da siyah gibi gösterecek kıvama ulaşmıştır.

Çember daralıyor gibi görünüyor ama ABD’nin de çemberi daralıyor. Bütün geleceğini AKP-PKK ittifakına bağlamış, bütün sermayesini bu ortaklığın hisse senetlerine yatırmış olan ABD ve Batı âlemi çok büyük risk almıştır. Ya Orta doğuda ESADI sıkıştır diye yırtınan şube müdürüne arka çıkıp Savaş çıkaracak veya şube müdürünü gözden çıkaracak… Yani hesapları şöyle veya böyle köke çatacak… Neden mi ? Çünkü Şeytanın direktifleri akıl ve mantık sınırlarını zorlamaya başladı.

2011 senesinde mevcut anayasaya bağlılık yemini edenler şimdi PKK arzularına boyun eğip değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerini o meclis çatısı altında çıkarıp atalım savaşına giriştiler.1972 yılında bu devlet anayasayı tebdil ve tağyir suçu işlediğinden 3 tane genç astı. Dün Marksist Leninist ideoloji adına işlenen bu suçu bugün yine aynı merkezin güdümünde olan Marksist PKK ile birlikte işleyen bir meclis anayasa komisyonu var.

Yeminine sadık kalmayanlar haindir. Bu genel bir hükümdür. Yalancının en koyusudurlar. Anayasa komisyonunda başlattıkları bu kavgayı milletten gizleyip Suriye- Mısır haberleriyle kafa şişiren yandaş medya ne zamana kadar bu milleti salak yerine koyacaksın. Amerika seni PKK ile masaya oturmaya zorladı. Çünkü sen geçen sene bu zamanlarda KCK dan bir sürü tutuklamalar yaptın. İyi de yapmıştın. Azcık korkumuz geçmişti. Fakat Kasım ayında gelen ziyaretçiler sana;” artık ayak sürüyüp durma PKK ile bir an evvel anlaş" deme şapşallığında bulundu. Alıştıra, alıştıra” taktiği galiba iflas etti. Bütün söylediklerini unuttun ve anaların gözyaşı hikâyesinin arkasına saklandın. Ve PKK ya kayıtsız şartsız teslim oldun.

İşte bu acelecilik Amerika’nın yaptığı en büyük yanlış oldu. takke düştü kel göründü diyeceğimiz günler, inşallah büyük çoğunluğun diyeceği günler yakınlaştı. Allah büyük…..

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum