Cep yakan elektrik faturaları

Hem de nasıl yaktı? Eline faturayı alan vatandaş, esnaf, dar gelirli, yeni gelen elektrik faturalarını gösteriyordu...

“Cereyan çarptı!.. Cereyan çarptı!” diye ateşli, ateşli konuşuyordu.

Birisi ;" Arkadaş, Allah aşkına zam yapılır, bu kadar da yapılmaz ya...! Yüzde otuz, yüzde kırk, elli tamam da, yüzde yüzü geçiyor bu zamlar...Neredeyse yüzde iki yüzü bulacak" diyerek, oflayıp püfleyen gırla gidiyordu...

El insaf, bu kadar da olmaz ya!

Bu devirde, fakiri, fukaraya emekliyi, dar gelirliyi düşünen yok!

Asgari ücret zammıyla beraber emekliye, memura, dar gelirliye verilen yüzde otuz bir, yüzde kırka varan zamlar daha üzerinden iki ay geçmeden verilenleri, misliyle aldı götürdü. Konuşmaları devam ederken, bir başka vatandaş da " fakiri, fukaraya emekliyi düşünen yok, herkes kendi dalgasında diye" devam eden konuşmalarla dertleşip sohbet ediyorlardı....

Elbette merak etmişsinizdir bu konuşmalar nerede geçti diye. Aydın-Efeler ilçesi tarihi bir salı pazarından kulak misafiri olduğum vatandaş muhabbetleri bunlar. Bir taraftan yağmur yağıyor sicim gibi.. O çisil çisil yağan yağmurun altında, biraz da, ıslanarak hiç üşenmedim, Hükümet Bulvarının doğu ve batı tarafındaki pazar kurulan ara sokaklar. Ayakkabıcılar caddesi, Bedesten yanı sokaklar, Ticaret Lisesi caddesi ve Zafer Meydanı, Vergi Dairesi arka sokakları. Yağmur altında Islana gezdim bu sokakları. Biraz soğuk, biraz yağmur altında gördüm, üşüyen, soğuktan titreyen insanları. Tezgâhta ürün satmak için çırpınan pazarcıları...

Bazen bir iki kahvede bir çay molası verdim. Çay molası verdiğim kahvede, köyden Salı pazarına geldiğini düşündüğüm köylü vatandaşlarımız var. Yan masalarda da, o kahvenin müdavimi emekli veya değişik meslekten bir gurup vardı.

Karşılıklı ateşli konuşmaların ana gündemi, vatandaşın bütçesini yakan son elektrik faturaları.. Herkes cebindeki elektrik faturasını çıkararak, “seninki kaç geldi bu ay” diyor. O da benimki şu geldi. “Bir yaşlı anam, ben, eşim bir de özürlü çocuğumuz.. Haftada bir Aydın'dan çocuklar, torunlar gelir... Başka kimsecikler yok...” diye sanki aile nüfus kayıt örneği çıkarıyordu. Yeni gelen fatura 245 TL gelmiş, eskisi 75-,95 TL civarında imiş... Çık çıkabilirsen... Köyde yaşamak da haram oldu diyerek, yüzde iki yüzü bulan elektrik faturalarından dert yanıyordu.

Ben de berbere tras olmaya gitmiştim. Dükkânında iki tek müşteri koltuğu olan, yanında bir çırak yardımcı eleman dahi çalıştırmayan berber Halit esnaf kardeşimiz de, gelen elektrik faturalarından dertliydi. “Ali ağabey, geçen ay 245 TL gelen fatura, bu ay 715 TL. geldi. Gel ağabey küçük bir esnaf olarak sen bu işin içinden çıkabilirsen çık” diyordu.

Gene ara sıra takıldığım, Kurtuluş Mahallesi'ndeki bir kahveci esnafımız da 570 TL gelen fatura, bu ay 780 TL gelmiş...

Müşteriler de, hadi yine iyisin fatura ikiye, üçe katlamamış ya diyorlardı. “Senin fatura iyi gelmiş, sen bir de Aydın sanayisine git gör....! Oradaki sanayici ateş püskürüyor” dediler.

Kahveci öyle dertliymiş ki; başladı dertlerini sıralamaya:

“Şu Korona belasından anamız, dinimiz ağladı. Zaten, millet korkusundan doğru dürüst kahveye müşteri gelmiyor. Ne yapayım? Hırsızlık mı yapayım? Evdekiler ekmek bekliyor... Ben bu kahveciliği keyfinden yapmıyorum... Namusumla helalinden çalışarak çocuklarıma, evine bir topan ekmek götürmek için uğraşıyorum. Şu gördüğünüz kahvede 8 tane florans lambanın 4 tanesini söndürdüm. Şu iki dolabın fişini çektim. Ön taraftaki bahçenin ışığını bile yakmıyorum. Ancak bir müşteri gelirse yakıveriyorum. Kesip, kısıp, kısabileceğim kadar tasarruf ediyorum. Bütün bu kısıtlamalara rağmen 570 TL’lik fatura 780 TL geldi.”

Sonra da, derin bir iç çekerek, “Ahhh! Ahhh! Şu vatandaşı cayır cayır yakan bu elektrik faturalarının feryadını başımızdaki yöneticiler bir duysa. Karda, kışta, şu soğuk günlerde biraz bizleri acısa” dedi.

İklimi, doğası güzel, çok fazla kar kış olmayan güzel Aydın’ın bir Salı pazarından vatandaş manzaraları. Kulak misafiri olduğum vatandaş konuşmaları. Ülkede, bu yıl yaşanan dondurucu soğuklar, vatandaşı üşütürken, elektrik faturaları da herkesi yakıyor.

Yazar dostum Mehmet Eroğlu kaleme aldığı yazısında “Kar fakirin üzerine yağar” demiş. Ben de “elektrik faturaları vatandaşın cebini yakıyor” diyorum.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
  • Sefer / 11 Şubat 2022 Cuma 12:24

    Cepler ateş düştü Başkanım

    Yanıtla (0) (0)
  • Abidin Korucu / 10 Şubat 2022 Perşembe 23:59

    Bilinen olaylar.Neden böyle olduk.Görülmemiş olay.İnşallah vatandaşı sokağa çıkarmazlar.Anormal durum var.Allah hayırlı etsin.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hüseyin Turgut / 10 Şubat 2022 Perşembe 16:09

    Ali Başkanım, tecrubeli bir yazar siyasetçi kurmay olarak akici
    uslubunuza Kendi gündelik yaşamlarımızın toplumda neye karsilik geldiğini görmemizi sağlayan çok değerli bakış acıları sunuyorsunuz..özellikle toplumsal siyasal meselelerle belirlenimlerle hiç bir zaman teması kesmeden okuyucularınzı bir düşünme eylemine davet ediyorsunuz her yazınızda.. ve ilgililere ağaca bakıp ormanı göremeyenlere "hakikat:" ve çözüm dışarıda.diye işaret ediyorsunuz.. bizler de keyifle okuyor aydınlanıyoruz. Teşekkür Ederiz Gayretleriniz Içın.. peki Aydınlanma bireysel olarak yaşandığında nihai bir sonuç verir mi ki? belki de bu yüzden kendi odalarımızdan mağaralarımızdan çıkıp topluca hasbi tefekkürler etmeliyiz....Gardiyanı ,tutsak zannetmekten belki böylece uyanabiliriz..!Mağaradan çıkınca nerede buluşalım..? meydana mı çıkılır agoralarda mi gezilir veya fildişi kuleye mi çıkılır.. ?
    Tamamen izole bir yaşam ev (mağara) insanı pratiklestirir mi ? düşünce üretime teşvik eder mi? Mağara,matruşkaları (ev şehir ülke dünya ) ve mağara gevezelikleri içerisinde belirlenimler mi yapıyoruz yoksa..!!!Bir çok bakımdan aslında sarsıcı bir dönem.. pandemi asil sarsıcı dönemin artçısı büyük sarsıntının öncesi dönem.miydi yoksa .. avcu vurdu, av vurulduğunun farkında değil koşmaya kaçmaya koşmaya devam mı ediyor aslında..!!! dünya vurgunu yemiş durumda da biz arada mi kaymıyoruz haberimiz mi yok...!!!o zaman Almanya bizi niçin kıskanıyor???Dost kim düşman kim.. Toplumu Umuda koşturan üreten itibarlı Siyaset kurumu itibarlı siyaset devlet adamları nerde???
    Gerçekleşmiş sonuçlardan korkmakla gerçekleşebilir sonuçlardan korkmak arasında bir ayrım yapmak lazım..
    Umut Het zaman var dır..
    Hürmet selam..

    Yanıtla (0) (0)
  • Mehmet Eroğlu / 10 Şubat 2022 Perşembe 11:57

    Ali bey, kardeşim yazını okudum. Elektrik ve doğal gaz paraları gerçekten vatandaşın cebini değil yüreğini yakıyor. Ben de Sali pazarına çıktım. Daha önceleri bir liraya aldığımız marul beş altı lira bu sadece bir örnek. Bir kilo patlıcan otuz beş lira olursa gerisini siz düşünün.
    Siz ve ben emekliyiz pazardan bir şey alamazsak evine ekmek olsun götürebiliyoruz. Ya hiç bir sosyal geliri olmayan binlerce vatandaşımız aç ve yoksul. İnsanın yüreği yanıyor. Güzel ülkemi kim getirdi bu duruma. Elektrik yoksa lamba ile idare edilir ama bu kış günü odunu kömürü en önemlisi ekmeği olmayan yurttşlar ne olacak Allah yardımcıları olsun. Peygamber efendimiz komşusu aç iken tok olan unu biliyorsa benden değil demiş. Hanı bunu uygulayan var mı? Yazacak çok şe var am sayfanı meşgul etmeyeyim. Eline sağlık.

    Yanıtla (0) (0)
  • N. Arslan / 10 Şubat 2022 Perşembe 08:16

    Sayın yazarım, değerli abim tesbitlerine ve halkın sesine hak vermemek mümkün değil. Bizler de dertliyiz. Cereyan çarpan Elektrik herkesin kullandığı zorunlu bir tüketim. Bir de Doğal gaz bedeli de çok yüksek değer teşkil ediyor.. Keza akaryakıt da öyle. Kar yağar fakirin üstüne, cep yakar elektrik faturaları. Kalemine sağlık....

    Yanıtla (0) (0)