Dijital zorbalık

Bir cerrah…
Hayat kurtarmak için eğitimini, emeğini ve ömrünü adamış bir hekim…
Ancak ameliyathane ışıkları yerine bir süredir telefon ekranlarının parlaklığında, kimliği meçhul bir siber saldırganla mücadele ediyor. İzmir’in Aliağa ilçesinde özel bir hastanede görev yapan Op. Dr. Muharrem Yılmaz ve eşi, yaklaşık bir yıldır dijital bir kâbusun içinde: Sahte ilanlar, cinsel içerikli gruplarda kullanılan fotoğraflar, iftiralar, tehditler, kurumsal hatta bile yöneltilmiş organize bir dijital linç.

Bu artık yalnızca bir hekimin özel hayatına saldırı değil; hepimizin yaşadığı toplumda en mahrem sınırlarımızın dahi tehdit altında olduğunun acı bir göstergesi. Daha da acısı; bu kadar açık, belgeli ve sistemli bir suça rağmen adaletin hâlâ yerini bulamaması… Saldırgan serbest, taciz devam ediyor. Hukuk ise yalnızca kâğıt üzerinde işliyor.

Dr. Yılmaz’ın şu sözleri, bir bireyin değil, bir toplumun boğazına düğümlenen haykırış gibidir:

“İnsana hizmet etmeyi yaşam felsefesi edinmiş biriyim. Ama yaşadıklarım yüzünden mesleğimden, insanlardan soğudum.”

Bu sözlerde yalnızca bir hekimin yorgunluğu değil; sistemin çaresizliğine terk edilen herkesin ortak sesi var.

Bugün dijital platformlar artık yalnızca iletişim araçları değil; kimliksiz saldırıların, örgütlü karalama kampanyalarının, hayatlardan çalınmış itibarların sahnesi haline geldi.
Evinizin kapısını kilitleyebilirsiniz; ama ekranlarınıza sızan kötülüğe karşı tamamen savunmasızsınız. Fotoğraflarınız çalınıyor, adınız lekeleniyor, özeliniz ifşa ediliyor.
Üstelik bu saldırılar rastlantı değil; organize, sistemli ve belli bir merkezden yönlendiriliyor.

Ve bu noktada yalnızca failler değil, sessiz kalanlar da suç ortağıdır.

Dr. Yılmaz’ın yaşadıklarını okurken, kendi yaşadığım bir başka dijital kumpas geldi aklıma.
Ben de yalnızca Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun uygulamalarını eleştirdiğim için, organize bir suç planının hedefi oldum.
Sahte bir mahkeme kararıyla başlayan, ardından şantaj ve tehditlerle derinleşen bir süreç… Ailemi, mesleğimi, itibarımı hedef alan alçakça bir dijital saldırı.
Tüm belgelerle birlikte Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı’na resmi suç duyurusunda bulundum. Hukuk mücadelem hâlâ sürüyor. Ancak aradan 8 ay geçmiş olmasına rağmen faillere hâlâ ulaşılamadı.

Ve elbette bu linç yalnızca bana yapılmadı.
Özlem Çerçioğlu’nu eleştiren kim varsa—CHP’li milletvekillerinden belediye başkanlarına, ilçe başkanlarından gazetecilere kadar—hepsi bu kirli düzenin hedefi haline geldi.
Bu isimlerin ortak özelliği neydi?
Çerçioğlu’nun dümen suyuna girmemeleri.
Soru sormaları, denetleme cesareti göstermeleri, kamu adına hesap istemeleri...
Ve ne yazık ki, bugün dijital zorbalığın hedefi olmak için yalnızca doğruyu söylemek yeterli.

İşte bu yüzden Dr. Yılmaz’ın yaşadıkları da, benim yaşadıklarım da sadece birer bireysel mağduriyet değildir.
Bu, artık bir toplumsal güvenlik alarmıdır.

Artık bu tür saldırılara karşı sadece bireysel mücadele yetmez.

Siber suçlara karşı:
• Gecikmeyen, hızlı işleyen bir hukuk mekanizması,
• Etkili, gerçekçi ve kapsayıcı bir sosyal medya düzenlemesi,
• Kararlı bir devlet refleksi şarttır.

Kimliksiz, sahte profillerin arkasına saklanarak yapılan iftiralar, tehditler ve karalamalar; sadece bireyleri değil, kurumları, meslekleri ve toplumun güven duygusunu da zehirlemektedir.

Dijital çağın maskesiz kötülüğüyle yüzleşmenin zamanı gelmiştir.
Bu mesele artık yalnızca hukukçuların değil, gazetecilerin, öğretmenlerin, hekimlerin, siyasetçilerin ve anne babaların da gündeminde olmalıdır.
Çünkü bu karanlık, bir gün sizin ekranınızda da belirip hayatınızı altüst edebilir.

Unutmayalım:
Bir insanın hayatı yalnızca fiziksel saldırılarla değil, onuruna, emeğine ve kimliğine yönelen dijital linçlerle de karartılabilir.

Ve biz bu karanlığa karşı yalnız değiliz.
Ama birlikte olursak aydınlatabiliriz.

Selam ve muhabbetle…

Doktora siber kabus: Sahte ilanlarla hayatı alt üst oldu

Ben düşmanımın dahi mert olanını severim

Düzmece karar skandalı: Aydın’da siyaset çalkalanıyor!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum