Kasım ayı meclis toplantısında 10 CHP’li ilçe belediyesinin mezarlık ve ilaçlama hizmetlerini Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne devretmek için önerge vermesiyle ortalık bir anda karıştı. Ne olduysa o andan sonra oldu: Bir süre önce AK Parti’ye geçen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu sessizliğe büründü, ancak kalemşörleri adeta alarma geçti. Peş peşe açıklamalar yapıldı, sosyal medya “ölüsüne sahip çıkamayanlar” temalı sloganlarla dolduruldu.

Peki bu gürültü, bu köpürtme niye?
Sahi, mezarlık ve ilaçlama hizmetleri zaten büyükşehir belediyelerinin yasal görevi değil mi? Öyle.
Peki ilçe belediyeleri bu hizmetleri devretmekte haklı mı? Elbette.
Peki o zaman bu kıyamet niye koparıldı?

Cevap çok basit: Para. Hem de çok.

10 CHP’li ilçe belediyesinin mezarlık ve ilaçlama için 10 yılda harcadığı toplam miktar: 3.5 milyar TL.
Yıllık ortalama 300 milyon TL.

Şimdi sıkı durun:
Bu devasa yük yıllardır Özlem Çerçioğlu tarafından ilçe belediyelerinin sırtına bırakılmış. Halbuki yasal sorumluluk Büyükşehir’de.

Yani ortada vicdan değil, finans var.
Ortada hizmet değil, tabela var.
Ortada “vatandaşın acısı” değil, kaybolan bütçeler var.

Bu para nerede kullanıldı derseniz… cevabı hepimiz biliyoruz:
Tabelalarda. Reklamlarda. Afişlerde. Sosyal medya PR’larında.
Kısacası, “göz boyama belediyeciliği”nin tam göbeğinde.

Şimdi ise ibre döndü.
Güvenli liman olarak AK Parti’ye sığınan Özlem Çerçioğlu, yıllardır ısrarla yapmadığı bir asli görevi yapmak zorunda kalıyor. İlçe belediyelerine bıraktığı mali yük artık Büyükşehir’in önünde. Yani vatandaşın parasının artık reklamlara değil, doğrudan hizmete gitmesi gerekecek.

İşte asıl kıyamet bundan kopuyor.
“Vatandaşın ölüsüne sahip çıkma” tantanası da işte bu yüzden.

Daha su indirimi tartışmalarında ortaya dökülen samimiyetsizlik tazeyken şimdi de mezarlık hizmeti krizinin maskesi düştü. Yıllardır gerçeğin üzeri süslü kelimelerle örtülüyordu. Bu kez olmadı. Gerçek, tokat gibi yüzlerine indi.

Şimdi herkesin aklındaki soru şu:
Bundan sonra hangi gerçek patlayacak?
Hangi tabela düşecek?
Hangi “algı çalışması” çökecek?

Bekleyip göreceğiz.
Ama şundan eminiz:
Gürültü ne kadar büyükse, gerçek o kadar acıtıyor demektir.

Sevgiyle kalın.