Ey CHP’liler lütfen!

Güzel Aydın’ımızda bir süredir CHP ilçe başkanlarını seçecek delege seçimi yapılıyor. Bildiğiniz gibi her mahalle delegelerini o mahalledeki partiye kayıtlı üyeler tarafından belirleniyor.

Efeler’de yapılan delege seçimleri kavga, gürültü, birbirlerine hakarete varan nahoş olaylara sahne oluyor. Bu istenmeyen olaylar partiye büyük zarar veriyor. Bunlara sebep olanların kendi çıkarlarından önce partinin çıkarlarını düşünmeleri gerekmez mi?

Değerli okurlar ülkemde siyaset ucuzladı.

Siyaset ucuzlayınca devlet bozulmaya başladı.

Devlet bozulmaya yüz tutunca hukuk, adalet, değerler manzumesi gibi temel kavramlar sorgulanır oldu.

Liyakatin önüne sadakat geçti.

Değerler ucuzlayınca hayatımız pahalılaştı.

Hayat pahalılaşınca ahlaki yozlaşma başını alıp gitti.

Bu olumsuz gidişleri say sayabildiğin kadar. Eskiden, (çok da eski değil, 1980 öncesi) genel ve mahalli seçimler öncesinde adaylar önseçimle belirlenirdi.

Elemeli bir seçim sistemi vardı.

Partiler buna mecburdu.

Milletvekilleri, belediye başkanları, belediye ve il genel meclisi üyeleri, partilerin ilçe ve il delegeleri... Hepsi kıyasıya bir yarış sonunda, parti tabanlarının yakından tanıdığı, sevdiği, beğendiği, benimsediği kişilikli insanlardan oluşurdu.

Böylece kaliteli parti teşkilâtları, kaliteli milletvekilleri, kaliteli belediye başkanları hayatımıza yön verirlerdi.

Ama Aydın’da bazı CHP’lilerin bir birlerine karşı tutum ve davranışları bu partiye yakışmıyor. Bu olumsuzluğu yapanlarda CHP üyeliğine yakışmıyor. Yapılanlar Ulu Önder Mustafa kemal Atatürk’ün kurduğu partiye ve bu partinin ilkelerine ters düşülüyor.

Mehmet Necati Güngör’ün dediği gibi:

“Yorgun metaller partisinde yaprak dökümü başladı.

Panik üstüne panik yaşıyorlar.

Anketler, 2019 için kötü oranlar veriyor ya; suç metallerde.

Onların insan yerine konulmadığı, muhallebicinin siteminden belli:

 “Adam yerine konulmamak” ağırına gitmiş.

 Tek adam yönetimi böyledir işte.

 Kalemi alır, isimlerinizi alt alta yazarsa bunun adı millet iradesi.

Gün gelir, o isimlere “hadi gidin” denirse bunun adı demokrasi oluyor.

 Türkiye, son on beş yılını böyle bir demokrasi anlayışı ile geçirdi.

 Her şey “reis ”in iki dudağı arasında.

 Bakmış, parti iktidardan düşecek;

 Kendi sandalyesi de tehlikeye giriyor;

 Tek çare “yorgun metaller” i değiştirmek...

 Getirince iyi, götürünce kötü…

Getirince “kerametin kendinden menkul”,

Götürünce” bulunmaz Bursa kumaşı” öyle mi?

Yahu, hepiniz bölgelerinde silik adamlardınız.

Tanınmıyordunuz, adınız bile geçmiyordu.

Birisi aldı kalemi eline, kiminizi mebus, kiminizi başkan yaptı.

Tek şart “itaat” ti.

Onu da hakkıyla verdiniz.

Her şeyine, her eylemine kayıtsız bir itaatsizlik içinde oldunuz.

Sizi 15 yıl sırça saraylarda, zengin sofralarda yaşattı her birinizi.

Hepiniz servet sahibi oldunuz.

Kiminiz pahalı hediyelere boğuldu.

Sadece sizi değil, çocuklarınızı bile zengin etti bu düzen.

Bu düzenin kurucusu şimdi bazılarına diyor ki;

“Artık gidin!”

Gitmezseniz, “demokrasi” diye tutturursanız, haber verelim;

Olağanüstü Hal düzenindeyiz.

Git diyorsa gideceksin.

Yoksa fetöcü metöcü denilerek içeri atılman iki dudağa bakar.

 Bunun adı “iki dudak demokrasisi.”

 Katlanacaksın!”

Ey CHP’liler lütfen!

İktidar bu denli yıpranmışken, elinize de bu kadar güzel fırsat geçmişken birbirinize düşmeyin. Yoksa bunun vebalini ödeyeceksiniz.

Sayın milletvekilleri ve belediye başkanları lütfen örgütün işine burnunuzu sokmayın. Aksi halde değerinizi kendi elinizle düşürürsünüz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum