Ahmet KELEŞOĞLU

Ahmet KELEŞOĞLU

Fesfood Hayatlar

Yaşadığımız ve günümüz dünyasında neyi nasıl yanlış yaptık. Sorgularımız ve yargılarımız kimler tarafından denetlendi. Bütün bunlara cevap ararken, hayatımızın devamında, hangi yollardan nasıl geçtik. Tabii ki bugünlere kadar gelen ve yüzümüze şamar gibi çarpan, dayanılmaz zorlu yaşam koşulları içerisinde, artık çevremize farklı gözlerle bakıp şaşkınlık içersinde kalarak, çıkmazlarımızı doğru neticelere nasıl vardıracağız? Bilinmez.

Sıradan bir kahvehaneye veya bir çay bahçesine oturup, çevrenize şöyle bir göz gezdirdikten sonra, insanları incelediğinizde, büyük çoğunluğunun elinde bir akıllı telefon göreceksiniz. Özellikle gençlerin tamamına yakının, başlarını dahi kaldırmadan, adeta telefonlara kilitlenmişçesine, sanki bulundukları yerde değillermiş gibi dalıp gittiklerinin farkına varırsınız.

İnsanlarımızı bu kadar etkileyen ve tesiri altına alan bu yeni oyuncak, nasıl bu kadar hızlı ve acımasızca hayatımıza girdi. Bunlara cevap aramak çok zor değil tabiî ki. Buna benzer örnekleri fazlasıyla çoğaltabilmemiz pekala mümkün. Mesela, ülke çapında yaygın çay kahve şahane, portakal suyu bahane gibi adres havalı kurumlar, çok büyük ilgi görmektedirler.   Büyük alışveriş merkezlerinin can alıcı ışık selinde boğulan, o büyüleyici, içine çeken cazibesinin vazgeçilemez mekanları ve buna benzer daha birçok işyerleri.

Bunun yanında, sosyal yaşamın içinde karşılaştığımız birçok yerde, insan davranışlarındaki farklılıklar da ister istemez göze çarpmakta. Sıradan günlük ilişkilerden başlayarak, kısa süreli kullan at arkadaşlıklarına varana kadar, facebook dünyasındaki maskeli ve görüntü ile süslenen renkli arkadaşlıklar ve büyük çoğunluğunun, gerçek benliğinden uzak çarpıcı ve farklı algı oluşturma güdüsüyle öne çıkma arzusu. Birbirlerine üstünlüklerinin ölçüsü bile, arkadaş sayılarının çokluğuna bağlı. Beğenilme ve tıklanma sayılarının kimin daha çok olup olmamasına bağlı olacak kadar sonu belli olmayan yarışlarla ölçülüyor olması.

Bazen de içgüdüsel dışavurumun çarpık ve farklı etkisinden mi kaynaklı veya beğenilme arzusundan mı bilinmez ama sevinçlerindeki anormal abartılar ve üzüntülerindeki anlaşılmaz tepkileriyle karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Bunun yanı sıra, pekte anlayamadığımız aynı kişilerin farklı bir insanmış gibi karşımıza çıktığını görür gibi olursunuz. Davranışlarında ise, sanki sevincini hiç yaşamamış ya da üzüntüsünü hiç derinden hissetmemiş gibi görüntüler sergileyerek bir araya gelirler. Adeta, önceden hiçbir şey yaşanmamış gibi ilişkilerinin başına dönecek kadar basitleşip sizi daha da çözümlenemez sorularla karşı karşıya bırakabiliyorlar.

Nasıl oluyor anlaşılır gibi değil. Sevgiyi niçin içindeki hazzıyla sonuna kadar yaşamayıp, acıyı da niçin içinde yaşayarak çekmezler anlamıyor insan. Her şey nasıl bu kadar geçici olabiliyor çözümlemek oldukça zor.

Tabii yaşamın devamında bu farklı ve insanı şaşkına çeviren ilişkiler, bunlarla sınırlı değil. Bitmek bilmeyen tüketme arzusu, sınırlandırılamayan ve sonunun nereye varacağını bilemediğimiz kodlanmış günlerin, tüketime yansıyan ekonomisi ve çılgınlık noktasına varacak kadar insanları kendisinden alıp götüren ve sadece görüntü olsun düşüncesi ile toplumları sürükleyen sanal dünya, nereye gidiyor dersiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.