Her gelen baktı geçti

Bu temmuz çok sıcak geçiyor.

Daha ne kadar sürecek, kâinatın sahibi Allah bilecek.

Vatandaş tedbir alsın diye, meteorolojiden uyarı geliyor, “yakıcı, kavurucu sıcaklar bu hafta sonu da sürecek” diye…

Bütün televizyon kanalları her gün verdikleri hava raporlarında Avrupa'yı kasıp kavuran, Balkanlar'dan gelen kavurucu sıcakları anlatıyor. Gün geçmeden Güney Yarım Küre’den, Afrika’dan gelen çöl sıcaklarının Akdeniz, Ege ve Marmara’yı yakıp kavuracağını söylüyor.

Aman dikkat!

“Yaşlılar, hamileler, kronik hastalığı olanlar, yüksek tansiyon ve diyabet hastası olanlar mecbur kalmadıkça sokağa çıkmasın” deniliyor.

Bu uyarılar için çok teşekkür ederim ama sosyal medyada sürekli korku, panik, endişe ve çaresizlik pompalanmasını çok yanlış buluyorum.

Ne yapsın adam? İş yerine, tarlasına, bahçesine, çıkmayıp, çalışmasın da ne yapsın?

Esnaf işine gücüne bakmasın mı?

Sanayi esnafı egzoz gazlarını, kirli havayı solumak zorunda kalıyor. Temmuzun yakıcı sıcağında alın teri ile geçim derdi mücadelesi veriyor.

İşçi, işveren, köylü, esnaf, memur her kesimden insanımız “yetiremiyorum” diyor. Mutfak giderlerini karşılayamamaktan şikâyet edip, “mecburum çalışmaya, ikinci bir iş yapmaya” diyor. Şu hayat şartlarında, “sağanak gibi yağan zamlarla geçinmek, yaşamak zor” diyor.

Emekliler adeta can çekişiyor.

Memur maaşlarına seyyanen zam yapılırken, emekli maaşlarına yapılmaması “üvey evlat muamelesi” olarak görülüyor. “Ana baba, evlatları arasında ikilik yaratacak bir ayırım yapar mı?” deniliyor. Emekliye gelince farklı bir tarife uygulanmasından şikâyet ediliyor.

Ya gençler…

Umudumuz olan gençler ne yapıyor?

Anlatalım...

Çay, kahve ve aperatif yiyecek içecek satışı yapan bir büfede boş masaya oturdum. işletmenin sahibi olduğunu öğrendiğim biri, “kaymakam, kaymakam” diye seslenerek, “2 çay, iki soda” dedi. “Kaymakam,” kahveci terazisine koyduğu “2 çay, iki soda”yı müşteriye getirdi.

Çay kahve servisini hızlıca yapan bu gence neden “kaymakam” denildiğini merak ediyordum. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünden mezun olduğu için “Kaymakam” deniliyormuş.

Genç adam, atamamaktan dert yandı.

Kamu Personel Seçme Sınavı’nda (KPSS) yüksek puan alsa da mülakatta elenenler varmış. Bir yerlere gelmek için “bir şeyhin elini öpmek” gerekliymiş.

Ne diyeceğimi bilemedim.

Yunus Emre’nin ibret dolu sözleriyle tamamlamak istiyorum yazımı..

“Sular hep aktı geçti,

Kurudu vakti geçti,

Nice han nice sultan,

Tahtı bıraktı geçti,

Dünya bir penceredir,

Her gelen baktı geçti.”

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum