Kuşadası Diyarından…

Öküz Mehmet Paşa Kervansarayı…

Öküz Mehmet Paşa veya Kara Mehmet Paşa 1614-1619 arasında üç yıl sadrazamlık

yapmış,  Sultan Ahmet’in kızı Gevher Han Sultan’la evlenerek saraya damat olan bir

Osmanlı devlet adamıdır.  

Paşanın en önemli özelliği ise, sadrazamlar arasında,                                                   

Türk asıllı olan tek sadrazam olmasıdır.                                                                           

Bir de biz ona öküz lakabı takmışız. 

Affedersiniz ama

Öküz lakabı nereden dersek,

Babası öküz nalbantlığı yaptığı için.

Ayrıca, Ulukışla’daki kervansaray inşaatı sırasında arabaya koşulan öküzlerden birinin

Ölmesi üzerine, Paşa örnek olmak amacıyla, hırsla arabaya kendisini koşmuş, bu

davranışı ile ona “Öküz” lakabı takılmıştır.

İşte bu Öküz Mehmet Paşa kendi adıyla adaya bir Kervansaray yaptırmıştır.

**

Artık sahil kentlerimiz rant ile anılır olmakta…                                                         

Yeşil alanlara, boş arsalara bina dikmek, dikmeye çalışmak da getiririnin bir parçası. Geçtiğimiz ay bu siteden bir haber gündemde yer alır. “12 Ocak 2016 tarihli Aydın Büyükşehir Belediye Meclis Gündeminin 8’inci maddesinde yer alan  “Kuşadası İlçesi Türkmen Mahallesi 103 ada 64 parselin kullanımının ağaçlandırılacak alandan konut alanına dönüştürülmesine ilişkin 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliğinin görüşülmesi” teklifi, imar komisyonunda kabul edilmedi…”           

**

Öküz Mehmet Paşa Kervansarayının doğusunda bir ara sokak vardır.

Bu sokakta çay ocağı işleten esnafın “Dede” diye çağırdığı yaşlı bir adamcağız vardı.

Karısı da sık sık ocağa gelir, dede eve gitmesini söylerdi..

Bir gün karı-koca tartışırlar.

Dede karısına kızar ve iki tokat atar.

Kadın can acısı ve intikam duygusu ile doğru Polis Karakolunda alır soluğu.

-Kocam kaçak çay ve kahve bulunduruyor.

Diyerek.

Karşıdaki Sisam (Samos) adasından Dede tanıdıkları aracılığıyla

ucuz ve kaçak çay, kahve getirmekte çay ocağında tüketmektedir.

Polis eve baskın yapar.

Mal meydanda…

Yaşlı adamcağıza kelepçe takarlar.

İhtiyarcık kapı önünde yıkılır, kalp krizi geçirir ve can verir.

Kuşadası Hanım Camiinde gördüğüm,

Düzgün giyimli yaşlı bir kadın

önüne serdiği mendille dilenmektedir.

“Dedenin hanımı” dediler…

**

Kuşadası sahilinde bir cafede yaşlı bir adam anlattı.

Öküz Mehmet Paşa Kervansarayının batı yamacını işaret ederek,

-Şu oteli gördünüz mü?

İç Anadolu yöresinden yağız bir genç,  Almanya’da tanıştığı,

Alman asıllı kadın ile evlenerek otel inşa ederek işletmeye başlar.

Daha sonra araları bozulur.

Hanımın ülkesine döndüğü anlatılır, imi timi duyulmaz olur.

Eşi gün geçtikçe zenginleşir, araziler alır.

Güzel bir yaşam sürmektedir.

Sonraları yağız Anadolu genci de kaybolur.

İmi, timi, sesi, sedası duyulmaz olur.

**

Onu da anmamak olmaz.

Kuşadası doğumlu Mahmut Esat Bozkurt,

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş döneminin unutulmaz kahramanları arasındadır.

İlk Adalet ve İktisat Bakanlarımızdan olup aynı zamanda bu ilçenin

önemli değerleri arasında yerini almaktadır.

Eski Selçuk yolunda Arvalya yöresinde bir zamanlar çiftliği olan topraklarda

yol kıyısındaki aile mezarlığında yatmaktadır.

**

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.