Mor patlıcan renkli damatlık pabuçlar

Tözümlerin Mustafa evlenir.

Mustafa yıllarca dozer, kepçe üstünde çalışmıştı.

Pazar günü şatafatlı bir düğün yaşanır.

İki gün sonra cici hanımı ile birlikte

Kayınbaba evine, “Güvey Yemeğine” gidilecektir.

Düğün günü birkaç saatliğine giydiği mor patlıcan renkli damatlık pabuçlarını ayağına geçirir. O zamanın insanları, fakir zengin,  birlikte çalışılır, yamalı giyilir, Lastik ya da yamalı kösele pabuçtan başkası görmemişti ki ayakları.

Şöyle ayaklarına bakıyor, “gırç gırç” sesi çıkaran pabuçları seyrediyordu.

70’li yılların genç modasına uygun, gömlek yakası ceketin üzerinde, İspanyol paça pantolon, el genişliğinde ve kocaman tokalı kemeri, saçları da uzun afili, yeni gelini koluna takmış, tıkır tıkır üst mahalle yolundadır.

Kırmızı büberli yavru kavurmasının ardından tatlılarını da yemişler, kahvelerini yudumladıktan sonra “eh bize müsaade” diyerek ayağa kalkarlar.

Merdiven başında çorapça beklerken damadın pabucu yok derler.

Bahşiş almak için böyle şakalar yapılırdı yıllar yılı.

Damat elinde gök yirmiliği sallarken, herkes pabuç seferberliğine çıkar.

Orada yok, burada yok.

Deri ya bu pabuç,

Köpek mi götürdü acep?

Mehmet’in zağarına bi yol bakın hele,

Dendiğinde Damat Mustafa’nın yüreği “hık” eder.

Komşu av köpeklerine bakılsın,

Yok yok…

Çıralar yakılır arka taraftaki soğan kesiği aranır, taranır.

Herkes birbirini kontrol eder,

Yok, yok.

Damat çoraplarıyla merdiven başında gök yirmiliği buruşturup avucuna almış.

Öfke içinde “Hangi zina sakladı bunu?” diye seslenirken,

İçinden de “Ah mor patlıcan renkli pabuçlarım” demekte.

Bir yandan kayın bubanın gözlerine melül melül bakmakta…

Olur ya “Oğlum yenisini alırız” deyiverse yetecek.

“Zinanın biri yaptı bunu” diye celallenmeye başlar.

Tam o sırada şipil gözlü, küçük bir oğlan içeriye, avluya giriverir.

“İşte bu oğlan daha önce buradaydı “ diye biri seslenir.

Babası çocuğu sıkıştırır.

Çocuk bir örtüyü işaret eder.

Altında koca varil…

Herkes sevinçle o yana seğirtir.

Varile meğer inşaat için kireç söndürülmüş.

Pabucun biri kirecin üzerinde yüzmekte…

Çubukla karıştırılınca dipteki çıkar, üstteki dibe batar.

Çeşmede durulanan pabuçlar bir beze sarılarak damadın koltuk altına sıkıştırılır.

Az önce mor pabuçla “gırç gırç” gelen damat, koltuğunda beze sarılı pabuçlar,

Şıp şıpır şıp diye kireçli sular damlamaktadır.

Ayakta bir kadın terliği, şıpıdık şıpıdak evine gelir.

 

Psikoloji bozulur.

Ertesi sabah pabuçlar Bozdoğan’daki kunduracılara götürülür.

Kireç suyu ile kazık gibi olmuştur.

Damat içi buruk,

Mor patlıcan renkli pabuçlar…

Çöplüğün kenarına bırakır.  

**

Ha bu arada pabuçlara saklayan o çocuk var ya!

Okumuş, öğretmen olmuş,

Geçen hafta da emekli olmuş

Yarım asır sonra da

Bizim pabuçları sordu.

Mor patlıcan renkli pabuçları…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum