Ali AKSÜT
Ne efeymiş be!
Herkes bu efeyi konuşuyor.
Bütün Türkiye’de mübalağasız bu Efe üzerine yazılıyor, çiziliyor, tartışmalar devam ediyor.
Yahu bu Efe nasıl efeymiş? Kimisi “Topuklu Efe” diyor, kimileri “topuğu yağları” diyor, kimileri de “Artık onun topuğu kırıldı.” diyor.
Şu son bir haftadır Aydın gündemi ve bütün ülke gündemi, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Özlem Çerçioğlu’nun, nam-ı diğer “Topuklu Efe”nin 14 Ağustos 2025 tarihinde kendi partisi CHP’den istifa ederek AK Parti’ye geçmesiyle birlikte, önceden kokusu çıkan tartışmalar iyice alevlendi.
Bu siyasi olay, şok bir şekilde hem Aydın’ı salladı hem de ülkemizin her yerinde çok farklı tepkilere neden oldu. Çünkü; günah ve sevaplarıyla CHP’de 2 dönem milletvekilliği, bir dönem Aydın Belediye Başkanlığı ve ardından 3 dönem Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevleri boyunca, belediye imkânlarını da kullanarak ulusal ve yerel basında, bilhassa billboardlarda tanıtım ve reklam amaçlı görsel faaliyetlerle çok etkili bir algı operasyonu yaparak “Topuklu Efe” imajını halk nezdinde oldukça güçlendirmişti.
Şimdi; 23 yıldır beraber yol yürüdüğü partililer çok kırgın, hatta çok kızgın. Hatta bu öfke ve tepkilerini, Atatürk Meydanı’ndaki “sarı bina” olarak tabir edilen Büyükşehir Belediyesi önünde toplanarak topuğu kırık ayakkabıları yerlere atarak gösteriyorlar. Bu demokrasi ayıbını, ahlâki, insani ve halkın rızasına uygun olmadığını protestolarla dile getiriyorlar.
CHP tabanında bu siyasi transferi kimse içine sindirmiş değil. Mertçe, dürüstçe sandıkta tecelli eden halkın iradesiyle, “kırk katır mı, kırk satır mı, ya da havuç ve sopa siyasetiyle” 4 dönemdir seçilen; vaat ettiği projeleri yerine getirememesine rağmen görevine devam eden bir başkanın böyle ani bir karar değişikliğine gitmesi halk tabanında gerçekten bir deprem etkisi yaratmıştır.
Bir taraftan üzülenler, kırılanlar ve kaybedenler olurken, diğer tarafta iktidar cephesinde ise her seçimde çıkardıkları Büyükşehir Belediye Başkan adaylarının ve ilçe belediye başkan adaylarının bir türlü halk nezdinde gerekli desteği görememesi nedeniyle özlenen “Atatürk Meydanı’ndaki sarı binaya AK Parti bayrağı dikeceğiz” hedefi, sandık zaferi olmadan bu transferle gerçekleşmiş oldu.
Bu bakış ve yorumları, partizanlar ideolojik bir yaklaşım olarak görebilir. Bugüne kadar Aydın’ın beklediği ve hak ettiği hizmetlerin bir türlü gerçekleşmemesinin sebebi olarak belediyelerin muhalefette olmasını ve projelerin merkezi hükümet tarafından engellendiğini ileri sürüyorlardı.
“Al bakalım, hadi Aydın-Denizli, Aydın-İzmir ana devlet karayolundaki yapılmayan 19 battı-çıktıyı yapacaksın. Daha birçok vaat… Elinden alan mı var? Yap da görelim!” diyenler var.
Aydın’a hizmet gelecek, Aydın halkının yüzü gülecek diye umutlarını yeşertmeye çalışanlar da…
Kim Aydın’a bir çivi çakarsa, kim bu memlekete bir taş üstüne taş koyarsa, haklı ve meşru hizmet isteklerinin başka baharlara, başka seçimlere ertelenmeyeceğini ümit edenler de var.
Yazılanlar, çizilenler… Her şehirde, her bölgede tartışmalar…
Hazımsızlık mı? Çok kötü yenen bir siyasi golün etkileri mi? Hep birlikte göreceğiz.
Bir kere, iktidar ve muhalefet cephesinde taşlar iyice yerinden oynadı. Kartlar yeniden karılıyor. Bundan sonra siyasi arenaya çıkacak yeni aktörlerin, halk nezdinde ne kadar itibar göreceğini bilmiyoruz.
Ne diyelim… Demokrasi uğrunda şehit verdiğimiz rahmetli hemşehrimiz Başbakan Adnan Menderes’in bir darbe ile, meşru seçilmiş bir hükümetin ve milli iradenin zorbalıkla yok edilmesi; siyasi demokrasi tarihimizde acı, elem verici bir olay olarak hâlâ hafızalardadır. Aradan yarım asırdan fazla zaman geçmesine rağmen, milletimizin hafızasında unutulmamıştır.
Siyasi, hukuki, ahlâki yönden bir takım insani ve toplumsal değerler üzerinden dikkatle üzerinde durulması gereken bir noktadayız.
Halk; huzur arıyor, adalet arıyor, iş, aş, ekmek arıyor.
Ama gel gör ki, bir “Topuklu Efe” olayı, ülkenin günlerdir cayır cayır yanmakta olan yeşil vatan yangınlarını unutturdu.
Her yeri saran sahte diplomaların nasıl dağıtıldığı, kimlerin makamları haksız yere işgal ettiği sorgulanmaz oldu.
Pazarda olmazsa olmaz, her evin ihtiyacı limonun fiyatı 200 TL olmuş, diyor Ayşe Teyzemiz.
Öyle ya, kimin umurunda?
Memur ve emeklilerin yeni toplu sözleşmelerinde önerecekleri zam rakamları da gargaraya geldi. 16 milyon memur, emekli ve emekçinin hakları; ne sendikalarda ne de televizyon kanallarında enine boyuna tartışılmadı.
Malum enflasyon, malum bütçe gelirleri… Ülkemiz ve bölgemizdeki Suriye, Gazze’deki gelişmeler nedeniyle “elimizi kolumuzu bağlayan imkânlar” bahanesiyle meşhur sendikacılar yine ellerini ovuşturacak ve gene emekçiler çırak çıkacak gibi.
Ey Nazillili hemşehrim, Sn. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu!
Bir parti transferi yaptın, siyaset kurumunun nelere kadir olduğunu bir kez daha gösterdin.
Bir taşla kaç kuş vurdun?
Aydın’ın ve ülkenin gündemini değiştirdin.
Helâl olsun sana!
Kimsenin beceremeyeceği bir siyasi olayı gerçekleştirdin.
Hayırlı uğurlu olsun.
Bu keskin kırılma ve kararın daha epey zaman tartışılacağı benziyor. Zaman içindeki gelişmeleri sağduyu sahibi halkımız, demokrasi ve halkın iradesine olan saygısını kiminle, nasıl olacağını değerlendirerek karar verecektir.
Ülkemizdeki günümüz siyasetinde ilke, ölçü, hak, hukuk ve değerlerin savrulmasının bir örneği olan bu olay, ibretlik haliyle üniversitelerin Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümlerinde üzerinde durulacak, araştırılacak önemli bir laboratuvar örneği olacaktır.
Sözlerimi, Yenişehirli Avni’nin şu beyitiyle sonlandırıyorum:
“Pençe-i hükm-i ezelden kimse olamaz halâs,
Herkesi zâr u zebun ermektedir dehr-i anûd.”
Günümüz Türkçesi ile:
Kaderin pençesinden kimse kurtulamaz!
İnatçı zaman herkesi ezmekte, ağlatmaktadır!
Şiirde ifade edildiği gibi, kimse ağlamasın…
Gülümseyip açılmalı gülümüz…
Allah için artık gülsün yüzümüz!
Kalın sağlıcakla…

					
					
					
					
				
				
				
				
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.