Para değil, gönül işi

Bir elinde telefon, bir elinde kitap. Telefonun sesi dışarıya açılmış, telefonda ders öğretir gibi, o sorulan konu ile ilgili açıklamalar yapıyor, konuşma esnasında, kitabın konu ile ilgili sahifesini buluyor, altı kırmızı kalemle çizilmiş ilgili yasanın maddelerini tek tek açıklıyordu.

Telefon konuşması on beş- yirmi dakika sürdü. Konuşma bitince de, biraz mahcup olarak, bana dönerek; “Kusura bakma Ali ağabey, çok özür dilerim, bizim burası hemen hemen hep böyle” dedi. “İşte, sizde şahit oldunuz, gene tüketici hakları konusunda haksızlığa uğramış bir vatandaşımız” diyerek şöyle devam etti.

“Bizim burada, bu çatı altında hizmet etme çabamız da bu. Elimizden geldiğince mevzuatlar çerçevesi içinde, tüketicilerimizin mal ve hizmet alma noktasında satıcı ve tüketici arasında yaşadıkları sorunları yasalar içinde çözmeye çaba harcıyoruz. Gönüllülük esasına göre burada hizmet veriyoruz. Bunun için varız. Tüketiciyi Bilgilendirme ve Bilinçlendirme Derneği’nin (TÜKBİLDER) amacı tüketicileri hakları konusunda vatandaşları bilgilendirmek ve bilinçli alışveriş yapmaları konusunda kendilerine bilgi aktarmak ve yasalar çerçevesinde haklarını savunmaktır.’’

Bu sözünü ettiğim kuruluşun başkanı, sevgili dostum Sülahi Özalp’in ziyaretine gitmiştim. Susmayan telefonlardan bahsetmiştim ya! İşte onları bu ziyarette tanık oldum.

Sülahi bey, bürokrasiden gelen, basın yayın ve halka ilişkileri çok iyi bilen, eli kalem tutan donanımlı, hizmet sevdalı bir dostumuz. Dernek çatısı altındaki hizmetler eksik mi kaldı? Hemen yazarlık yetişiyor imdada. Eskişehir 'in bölgesel Sakarya gazetesinde tüketiciyi aydınlatıcı köşe yazıları yazıyor. Bu adeta bir kamu hizmeti olan bu çalışmayı Kanal 26 Televizyon programlarıyla taçlandırıyor. Velhasıl Eskişehir'de tüketici hakları konusunda adanmış bir isim, Sülahi bey.

“Arkadaş bu kadar zahmet ve sıkıntıya değer mi? Biraz da olsa, bu verdiğiniz danışmanlık hizmetleri karşısında bir ücret alıyor musunuz?” dedim...

Hemen duygulandı, gözleri dolu dolu oldu. Eliyle işaret ederek, “İşte benim armağanlarım. İşte benim mutluluk nişanelerim” diyerek derneğin duvarına sıraladığı ve her yıl ülke genelinde verilen tüketici ödüllerini gösterdi. “Ben Ticaret Bakanlığı tarafından her yıl ülke genelinde verilen tüketici ödüllerinden üç kez radyo televizyon dalında, iki kez yazılı basın dalında toplamda beş kez tüketici ödülünü aldım” diyerek başarı belgelerine dikkat çekti. “Avrupa projesi kapsamında gittiğim Almanya’da on gün kaldım. Bunlar benim için önemli şeyler. Ben Eskişehir’in Sivrihisar ilçesindenim. Eskişehir’de yaşıyorum. Çarşıda-pazarda, tramvayda-otobüste karşılaştığım insanımızın tebessüm etmesi, sorunuyla ilgilendiğimiz kişinin ‘Allah razı olsun’ duası bana yetip artıyor” diyerek halka hizmetin para değil, gönül işi olduğunu belirtti.

Kıymetli okur!

Her yerde, iyilikle anılan ve teşekkür edilen insan olmak, işte en büyük zenginlik değil mi? Bunun değeri parayla-pulla ölçülür mü?

Sülahi Bey sohbetin sonunda tüketicilere uyarıda bulunmayı ihmal etmedi.

“Satın aldığınız ürünün faturasını, malın garanti belgesini, kullanma kılavuzunu mutlaka alın. Mal ve hizmet alımlarında sözleşme gerektiren konularda sözleşmeyi iyi okuyun ve sözleşmenin bir nüshasını mutlaka alın. Son zamanlarda en çok şikâyet internet üzerinden satışa sunulan mal ve hizmetlerden geliyor. Bunun sebebi güvenli olmayan internet satış siteleri. Sosyal medya üzerinden satılan mallardan şikâyet çok alıyoruz. Halkımız dikkatli olsun.”

Gönüller Sultanı, Koca Yunus'un sevgi ve muhabbet diyarından bir güzel yürek Sülahi Özalp beyi köşemde misafir ettim. Böylece bir yazının daha sonuna geldik. Eskişehir’den hepinize selam ederim.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum