Mehmet EROĞLU
Sarıkamış’ta donan vatan evlatları
2002 ve 2003 yıllarında Erzurum Kültür ve Turizm Müdürü olarak görev yaptığım dönemde; Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Yakutiye Belediyesi, Erzurum, Kars ve Ardahan valilerimizin katkı ve katılımlarıyla, Sarıkamış şehitlerini anmak ve onların unutulmadığını göstermek amacıyla Haziran ayında anlamlı bir program düzenledik.
Erzurum’da belediye salonunda gerçekleştirilen törende valilerimiz ve bazı sivil toplum kuruluşu temsilcileri tarafından yapılan duygu yüklü konuşmaların ardından, saat 23.00’te otobüslerle Sarıkamış üzerindeki Allahuekber Dağları’na doğru yola çıktık. Yol asfalt olmasına rağmen ancak saat 17.00’de zirveye ulaşabildik. Haziran ayı olmasına rağmen dağın çeşitli noktalarında hâlâ kar vardı.
Protokol olarak; valiler, üniversite rektörleri ve 9. Kolordu Komutanı ile birlikte dağın eteğine kurulan çadırlarda konakladık. Üzerime iki battaniye almama rağmen sabaha kadar soğuktan uyuyamadım. Sabah erken saatlerde tepeye çıkarak dua ettim.
Bizim Haziran ayında bile soğuktan titrediğimiz o yerde, 21-22 Aralık gecesi vatan evlatlarının yaşadığı acıyı düşündüm ve o günlerin dramını kaleme aldım.
ALLAHUEKBER DAĞLARI’NDA DONAN KAHRAMANLAR
Erzurum’dan yola çıkan vatan evlatları, iki gün süren son derece zorlu bir yolculuğun ardından Allahuekber Dağları’na ulaştılar. Ancak yanlarında yeterli yiyecek yoktu; ayaklarında sağlam ayakkabılar, sırtlarında onları soğuktan koruyacak elbiseler bulunmuyordu.

Aralık ayının 22’sinde, Sarıkamış’a çok yakın bir noktada, çetin doğa koşulları altında verilen yarım saatlik molada askerlerimiz birer buz heykeline dönüştü. Kimi ayakta, kimi yerde uzanmış halde, tek bir kurşun dahi atmadan bu vatan için canlarını feda ettiler.

SARIKAMIŞ: TARİHİMİZİN EN HÜZÜNLÜ SAYFALARINDAN BİRİ
Şanlı tarihimizin hüzünlü yaprakları da vardır. Sarıkamış Harekâtı, nam-ı diğer “Kar Bozgunu”, buzdan bir kor gibi yüreklerimizi dağlayan en acı hadiselerden biridir.
Osmanlı Devleti’nin birçok cephede savaştığı bir dönemde, yaklaşık 90 bin Mehmetçik; vatanı kurtarmak uğruna, akıl ve mantık sınırlarını aşan şartlara mahkûm edildi. Dondurucu soğuk, açlık ve hastalıklar; düşmandan daha acımasız oldu.
Sarıkamış, Hikmet Çavuşların, Balkanlı Receplerin, Sevdaların ve ismi bilinmeyen on binlerce vatan evladının buz tutmuş feryadıdır. Mehmetçiğin her şart altında gösterdiği irade, cesaret ve fedakârlık; bu harekâtı askeri bir bozgun olmasına rağmen, insanlık ve kahramanlık destanı hâline getirmiştir.
KAR BOZGUNU’NA GİDEN SÜREÇ
1912–1913 Balkan Savaşları’nın ağır yenilgisi sonrası Osmanlı ideolojisi sarsılmış, Türkçülük siyasi bir proje olarak öne çıkmıştır. İttihat ve Terakki yönetimi, hem iç sorunlar hem de dış baskılar altında radikal kararlar almaya başlamıştır.
8 Şubat 1914’te Osmanlı Devleti, uluslararası baskılar nedeniyle doğu vilayetlerini kapsayan Yeniköy Anlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı. 2 Ağustos 1914’te ise Padişahın dahi haberi olmadan Almanya ile gizli bir ittifak anlaşması yapıldı.
29 Ekim 1914’te Yavuz ve Midilli gemilerinin Rus limanlarını bombalamasıyla Osmanlı Devleti fiilen savaşa girdi. Rus ordusu Kafkaslar’dan ilerlerken, 3. Ordu Kasım 1914’te Köprüköy’de Rusları durdurdu.
Dönemin 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa, kış şartlarını gerekçe göstererek ileri harekâta karşı çıktı. Ancak Enver Paşa bu uyarıları dikkate almadı ve komutayı devraldı.

FELAKETE GİDEN YÜRÜYÜŞ
22 Aralık 1914’te 9, 10 ve 11. Kolordular harekâta başladı. Kar kalınlığı bazı bölgelerde bir metreyi aşmış, sıcaklık sıfırın altında 40 dereceye kadar düşmüştü.
Gece donan çarıklar askerlerin ayaklarını adeta mengeneye sıkıyor, yürümeyi imkânsız hâle getiriyordu. Donmamak için zıplayan, koşan askerler kısa süre sonra birer birer yere yığıldı. Dağlar, kardan heykellere dönmüş Mehmetçiklerle doldu.
24 Aralık’ta hedefe ulaşabilenlerin sayısı yalnızca 3 bin 200’dü. Rus Kurmay Başkanı Pietroroviç raporunda şu ifadeyi kullandı:
“Onları teslim alamadım. Çünkü bizden çok önce Allahlarına teslim olmuşlardı.”
ACI SON VE BİLANÇO
15 Ocak 1915’te Hafız Hakkı Paşa, Başkumandan Vekili’ne durumu şu sözlerle bildirdi:
“Bitti Paşam, ordumuzun kısm-ı külliyesi mahvoldu.”
4 Ocak 1915’te geri çekilme emri verildi ve Sarıkamış Harekâtı sona erdi.
Genelkurmay kayıtlarına göre toplam kayıp 109 bin 274 olarak açıklandı. Daha sonraki açıklamalarda, tek kurşun atmadan donarak şehit olanların sayısının yaklaşık 60 bin olduğu belirtildi. Halk arasında ise bu sayı yıllarca 90 bin olarak hafızalara kazındı.
UNUTULMAYAN ACI
Büyük şair Mehmet Âkif Ersoy’un dizelerinde olduğu gibi:
“Öyle dehşetli muhitimde dönen matem ki, Ah, karşımda vatan namına bir kabristan yatıyor şimdi.”
Her 22 Aralık geldiğinde, Sarıkamış’ta donarak şehit olan vatan evlatlarımızı yüreğimiz yanarak anıyoruz.
Sizler, bu toprakların altında yatan ulu köklerimizsiniz.
Ruhlarınız şad, mekânlarınız cennet olsun.
KAYNAKÇA:
1) Türkiye İş bankası kültür yayınları 2003
2) Alptekin Müderrisoğlu Sarıkamış dramı
3) Bingör Sönmez, Reyhan Yıldız ateşe dönen dünya

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.