Taliban’ın dünü ve bugünü!

Sasaniler, Gazneliler, Harzemşahlar, Babürler ve Safevi devlet ve imparatorluklarına yurt olmuş Afganistan toprakları, “imparatorluklar mezarlığı” olarak tarihe geçmiştir. Afganistan; etnik ve mezhepsel çatışmalar sonu kan ve gözyaşı ile birlikte uyuşturucu ihraç eden etnisitesi çok olan bir devlettir. 

Modern Hindistan ve arkasından Pakistan kurulurken İngilizlerin bölgeye bıraktığı bıraktığı yumurta olarak görülebilir.

Afganistan'ın yüzde 84'ü Sünni Müslümanlardan oluşuyor. Ülkenin karışık etnik yapısında en kalabalık nüfusu, yüzde 40 Peştular, yüzde 27 Tacikler, yüzde 11 Şii Hazaralar, yüzde 9 Özbekler, yüzde 3 Türkler, yüzde 3 Beluciler yaşamaktadır. Çoğunluğu oluşturan Peştular, ülkenin güneyi ve doğusunda(Pakistan hududu) bulunuyor. Yaklaşık aynı sayıda, yani 15 milyon civarında Peştu da Pakistan'ın kuzeyinde yaşıyor. Afgan ve Pakistan Peştuları arasında daima bir geçişgenlik vardır.

“Bölgedeki İngiliz yönetimi 1947'de sona erip Pakistan bağımsız bir ülke olduğunda, ülkedeki Peştular Afganistan'daki Peştularla birleşerek "Peştunistan" isimli bağımsız bir ülke kurma taleplerini gündeme getirdi. 

Pakistan'la bölgedeki Peştular arasında gerilim sürerken, 1971'de Bangladeş, yıllar önce İslami bir birliktelik altında kurulmuş olan Pakistan'dan ayrılarak bağımsızlık ilan etti. Bu ayrılık, Pakistan yönetimi için etnik farklılıkların dinin birleştiriciliğinin önüne geçtiği çıkarımı yapmasına neden oldu ve Afganistan’daki Peştuların etnik kimlik savunuculuğu, Pakistan için daha ciddi bir güvenlik tehdidi olmaya başladı. 

Böyle bir ortamda Pakistan, Afganistan'da Peştular arasında İslami bir hareketin yayılması için destek veriyor, böylece etnik milliyetçi duyguların bastırılması sağlanabilecekti.” 

Pakistan İstihbarat Servisi (ISI), bu amaç doğrultusunda bölgeden getirdiği birçok "mücahite" kendi topraklarında, sınır bölgelerinde dini ve askeri eğitim verdi. Bu öğrenciler, yıllar sonra Taliban'ın temelini oluşturacaktı.

1978'de sol görüşlü ve Sovyet destekli askerler(Babrak Karmal), darbeyle iktidara geldiğinde oluşan İslamcı muhalefet, Pakistan ve ABD'nin desteğiyle ülkeye girerek silahlı bir isyan başlattılar. Babrak Karmal da Aralık 1979’da dönemin Sovyet lideri Brejnev’den yardım talebinde bulundu. Kızılordu Afganistan’a girdi.

Sovyet işgali, Pakistan'dan gelerek silahlı isyan başlatan 'mücahitlere’ halk desteğini artırarak daha fazla büyümelerine yol açtı. Büyümelerinin tek sebebi bu değildi; ABD ve Suudi Arabistan'dan gelen yüklü miktardaki maddi yardımlar da, Pakistan'da oluşturulup bekleyen hareketin güçlenmesine yol açtı.

Sovyet işgalinin geri püskürtülmesi için S.Arabistan’ın Petro/dolarları, ABD’nin silah ve eğitim desteği, Pakistan; istihbaratı başta olmak üzere lojistik ve tüm devlet mekanizması da para karşılığı yardım ve yataklık yapmayı benimsemiştir.

Afganistan’da en büyük kazanan, Pakistan olmuştu.

Şimdiki başbakan pişmanlık içinde,  ABD bizi sattı ve gidiyor diyerek sitem ediyor.

Ne içindi?

Yeşil Kuşak’ın Sovyetlerce işgal edilen en doğu halkasının Kızılordu’dan geri alınması için.

İşte El –Kaide lideri Usama Bin Ladin’in ortaya çıktığı yıllar o yıllardı. Eğitilen Afganlıların başöğretmeni Usama Bin Ladin’di.  Çünkü kendisi ve ekibi CIA tarafından eğitilmişlerdi. Sovyetler, gayri nizami savaş teknikleriyle yapılan bu savaşı daha fazla sürdüremedi.10 yıl sonra Afganistan’ı terk etmek zorunda kalmıştı.

Sovyetler,  bu işgalin bedelini çok ağır bir şekilde ödediler. Sovyetler parçalandı.

Sovyetler sonrası ülke şeriatla yönetildi. Tarihi eserleri ve tarihi mirasları bile yok eden bir güç haline gelmişti.  

Bu anlayış,  günümüzde gözü gibi koruduğu El-Kaide ve İŞİD militanlarını Çin hududuna yaslayarak onları koruma altına almıştır.

11 Eylül ile birlikte ABD, bu sefer Sovyetlere karşı eğitip donattığı, ceplerine para koyduğu Taliban’ı çökertmek ve Afganistan’a demokrasi getirmek adına 20 yıldır sahada mücadele veriyordu.

Taliban, ABD işgalinin başında yenilse de 20 yılın sonunda ülkede yeniden kontrolü ele geçirmiştir.

ABD ve NATO yenilmiştir. ABD’nin Afganlı dostları ve işbirlikçileri, uçaklara binebilmek için kendilerini uçakların önüne atmaktadırlar.  Bu Vietnam savaşı bittiğinde de böyle olmuştu. ABD askerleri, helikoptere binmek isteyen Vietnamlıların ellerini, vücutlarını tekmeleyerek helikopterlerden aşağıya atmışlardı.

Sovyetler 10 yıl, ABD ve NATO 20 yıl ülkede kaldılar. Hiçbir güç, uzlaşma sağlanarak bütün tarafların kabul edeceği dengeli bir hükümet oluşturamadı.

“Ülke, Çin, İran ve Orta Asya gibi güçlü devletlerin bulunduğu bir coğrafyanın tam ortasında, göç ve ticaret yollarının ortasında kalmış; çok sayıda farklı aşiret, etnik grup ve farklı dillerin konuşulduğu, farklı kültürlerin oluşturduğu bir yapıya sahip.” .

Bu yapıdaki bir ülkeye girip merkezi yönetim oluşturmak da kolay olmamıştır. 

Sovyetler Birliği'nin 1979'da başlayan işgali de güçlü bir merkezi yönetim kurmaya yetmedi. Üstelik bu kez, ülkenin bu durumundan faydalanan bir de grup ortaya çıktı: Taliban. 

Ancak Taliban'ın temelleri Sovyet işgalinin çok öncesinde yatıyor. 

ABD ve müttefikleri 20 yılın sonunda hedeflerine ulaşamadan ülkeyi terk ederken, Taliban yönetimi ele geçirmiştir. Uluslararası alanda da tanınmaya çalışıyor. Bu sebeple Rusya, Çin, İran, Hindistan, Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Tacikistan,  Katar, Pakistan, Türkiye, Almanya, Fransa ve Norveç gibi devletlerle temasını sürdürüyor.

İçerideki uygulamaları yumuşatacağına dair ılımlı mesajlar vererek uluslararası destek bekliyorlar.

20 uzun yılın sonunda birileri başarısız olurken, diğer taraf bunu nasıl başarmış olabilir?

İnanmışlık ve diplomasinin iyi işletilmesiyle, bu sefer doğruları yaparak doğru sonuç almak üzereler. Umarım eski hatalarını tekrarlamazlar.

Bizim haber kanallarının saçlarını briyantin ile ıslatıp, atkuyruğu bağlama şekilleriyle ünlü yorumcuları şöyle diyorlar. ABD, bölgeye kaos bıraktı.  Taliban, zaman içinde Çin’i, Rusya’yı istikrarsızlaştıracak, modern İpek Yolu projesini akamete uğratacak gibi akla ziyan düşünceleri ortaya atarak mağlubiyeti ve beceriksizliği kamufle etmeye çalışıyorlar.

Taliban’ın elindeki silahlar Çin’den ve Rusya’dan değilse nereden gelmiş olabilir? Yoksa ABD mi sattı? Amerikan kamuoyunun yeni bir Yarbay Oliver North skandalına hazır olmadığını da görebilmelisiniz.

1979-1989 Rus işgali sırasında ABD’nin Taliban’a Stinger füzeleri verdiğini sizler bilmiyor veya unutmuş olabilirsiniz. Şimdi bunun tersini Çin ve Rusya yapmış olabilir mi? Acaba tası tarağı toplayıp gitmek o yüzden mi?

Yabancı kaynaklar göre Taliban, 2015 den beri Rusya ve Çin ile doğrudan görüşmeler yapıyor. Çin hududuna yakın bölgeye konuşlandığı ileri sürülen El Kaide ve İŞİD militanlarına yeni vatan arandığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Sizler de bir çağrışım yapıyor mu?

Bir duyumunuz var mı?

Nereye gidebilirler?

Çin’in Uygur Özerk bölgesi ile ilgili hassasiyetini Taliban’a ilettiği,  karşılığında bazı altyapı, telekomünikasyon yatırımları ve madenlerin işletilmesine yönelik anlaşmalar yaptığı artık saklanmıyor.

Rusya, Taliban’ın 10 yıl kendisine karşı savaşmış olsa da yıllar sonra güçlenen Taliban'la, 2017'de doğrudan temas kurarak yeni dönemde de parmağım içinde demek istiyor.

 ABD ve NATO ile komşu olacağıma, kendisine zarar vermeyecek bir Taliban ile komşu olmak daha iyi değil midir?

Çin, Rusya ve İran mermi atmadığı halde 20 yıllık bu savaşın kazananıdır.

Uyuşturucu baronları hep kazanmış ve savaşın bir bölümü de buralardan finanse edilmiştir.

Kaybeden ne yazık ki yine Afgan halkı olmuştur.

Biz mi?

ABD için çok önemli olan Kabil havalimanını, ABD’nin zorlamasına rağmen alamaz isek, El Kaide’yi Boğaz Köprüleri üzerinde görebiliriz!

Neden mi söyledim.

Oralar da bizim sembollerimiz!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum