Tiyatro

İnsanlar yaratıldıktan sonra mağaralarda yaşamaya devam ediyorlardı. Araç gereçleri yoktu. Gündüz yaşadıkları olayları (örneğin avcılık yapma, kavga yapma, kaçma gibi) yaşadıkları mağaraların duvarlarına resmetmeye başladılar. Bu resimler o günkü toplumların kültür yapısında oluşturmaya başladı.. O çağlarda yaşayan insanlar o günkü yaşamlarını gelecek kuşaklara böylece de aktarmış oldular.

Bu gün seyrettiğimiz tiyatro olayı da bu şekilde başlamış oldu.

İnsanlar giderek günlük yaşamlarındaki üzüntülerini, sevinçlerini, isyanlarını, tiyatro sayesinde gelecek kuşaklara aktarmaya başladılar. Tiyatro resim, müzik, şiir, güzel konuşma , kostüm ve sahne olgularının bir araya gelmesiyle bu günkü şeklini almıştır.. Tüm sanat dallarını içinde buluşturan bir yapıya kavuşmuştur..

Artık tiyatro yapmak bazen düşünce özgürlüğünü de ,insanların faaliyetlerine yapılan baskıları da, ırkçılığa karşı durmayı da, işkenceyi de, kadınlara yapılan şiddet olaylarını da gözler önüne koymakta ve insanlara fotoğraf gibi göstermeye çalışmaktadır..

Hayatta , en güzel şekilde nasıl yaşanması gerektiğini insanlara ve topluma anlatmaya çalışmaktadır.. Tiyatro bir yerde insanların eğitmenidir. Onları eğiten en usta öğretmendir. Okuldur.

1961 yılında UNESKO tarafından Uluslararası Tiyatrolar Birliği 27 Mart gününün Dünya Tiyatrolar Günü kabul etmiştir.. Bu günü kabul etmesinin ve ilan etmesinin asıl amacının da insanlar arasındaki dostluğun, barışın sağlanması, bu konularda ortak bir anlayış için ortam hazırlanmasını sağlamak olarak açıklamıştır. Bu konuda insanların çok bilinçlenmesine yönelik etkinlikler düzenlenmesine çalışmayı sağlamak da ilk amaçtır

Tiyatro demek ki toplum yaşantısının bir aynası ve gerçek hayatın yansıtılmasıdır..
Son ortaya çıkan COVİT-19 nedeniyle her alanda olduğu gibi tiyatrolar ve tiyatroya emek verenler de zor durumda kalmışlardır.

Bu salgın ortadan kalkınca tiyatroya emek verenlerin maddi manevi olarak çok daha fazla desteklenmesi gereklidir.

Tiyatro konusunda Atatürk de destek vermiştir. Eşi Latife Hanımla İzmir Güzelyalı'da eşinin evine geldiği zaman toplanan halka kısa bir konuşma yapmıştır. Onun konuşmasını alkışlayanlar arasında İstanbul'dan İzmir 'e gelen tiyatrocularda vardır. Tiyatrocular aralarında üç kişiyi seçerler. Atatürk'le görüşmek istediklerini belirten bir notu kapıdaki nöbetçiye verirler. Beş dakika sonra bir görevli gelir ve Gazinin kendilerini beklediğini haber verir. Atatürk onları iyi karşılar. O zamana kadar hor görülen tiyatrocular çok sevinirler. Atatürk onlardan tiyatro hakkında bilgiler alır. İzmir 'de oynadıkları oyuna geleceğini söyler. Ankara’ya da davet eder. Ankara'da da oyunlarına geleceğini söyler. O zaman kadınların tiyatroda oyunlarda rol alması iyi karşılanmıyordu. Hatta yasaktı. Gelen tiyatrocular arasında Bedia Muvahhit de vardı. Atatürk bundan sonra onun serbestçe oyunlarda rol almasını söyler. Teşvik eder. Atatürk böylece tiyatro konusunda da liderliğini gösterir. Kadınlara verdiği değeri bir kere daha göstermiş olur.

Kaymakam olarak Anadolu’nun ilçelerinde çalışırken tiyatro olayını hep gündemde tuttum. Kayseri Talas ilçesinde konservatuvar kurdurdum. Burada tiyatro bölümünü faaliyete geçirdim. Bursa Yenişehir’de gençlerle tiyatro grubu kurduk. Lisenin salonunda hafta sonları bir tiyatro yönetmeninin yardımıyla çalışmaya başladık. Belediye başkanımız da ilçenin merkezîdeki parkta sahne yaptırdı. Seyircilerin oturması için yer yaptırdı. Gençler orada tiyatro gösterilerine başladılar.,

Ben Bombacı Mehmet Çavuş adında bir tiyatro eseri yazdım Kütahya da belediye şehir tiyatrosu oyuncuları oyunu sahnelediler. Oyun akşam sekizde başlıyordu. Saat sekiz de başladığı zaman tiyatro salonu kalabalıklaştı. Orta merdivenlere bile oturdular. Öğrenciler, tugaydan askerler, gaziler ve vatandaşlar salonu doldurmuşlardı.

Oyun başlayınca yaşlılar ve gaziler ağlıyorlardı. O zaman hayatımda duyduğum en güzel duyguyu orada tattım. Eser benimdi ve sahnede benim kahramanlarım olayları canlandırıyorlardı. Oyun bitimine kadar oyunun kimin tarafından yazıldığını kimse bilmiyordu. .Oyuncular oyun bitiminde selamlama yapmak için sahneye gelince, oyunun yönetmeni ''Size bir sürprizimiz var. Oyunu yazarı Vali Yardımcımız Ömer Eru '' dedi. Seyirciler ayağa kalktılar alkışladılar.. O kadar duygulandım ki gözlerimden gelen yaşlara mani olamadım gaziler ve yaşlılar salondan çıkarken gelip bana sarılıyorlardı..

O günden sonra Ak Şemsettin Hazretleri, önce Vatan ve Köroğlu adında üç tiyatro eseri daha yazdım ve yayınlattım..

O zaman ben şunu anladım. Tiyatro biziz. Biz de tiyatroyuz. Çocuklarımıza ve gençlerimize bu aşkı, bu sevgiyi aşılayalım .Tiyatro ile uğraşan insan çok kitap okumak için uğraşı verir.. Belagat sanatını geliştirir, Ortak gurup çalışmasının tadına varır. Hayata daha pozitif bakar.

Aydın’a gelince önceki Efeler belediye başkanımız zamanında belediye kültür müdürüyle konuştum. Dört tiyatro eserimi, verdim. Oynamak için eserleri aldılar. Seçimler oldu yeni Belediye Başkanı seçildi. Yeni belediye kültür müdürüyle konuşmaya gittim. Önceden tiyatro eserleri verdiğimi söyledim. Müdür bey araştırma yaptı. Verdiğim tiyatro eserlerini bulamadığını söyledi.. Üzüldüm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum