Trafik durumumuz

İnsanların, hayvanların ve trafikteki araçların kara yolları üzerindeki hal ve hareketlerine trafik denir. İnsanların ve araçların yollar üzerinde zarar görmemeleri için eskiden beri bir takım kurallar oluşturulmuştur. Bu kurallara uymak zorunludur. Ancak nüfusun artması ve teknolojinin gelişmesi ile bu konan kurallar da zamanla yetersiz hale gelmektedir. Sorunlar katlanarak büyümektedir. 

Toplumda bu konuda görev yapan zabıta güçleri can ve mal güvenliğinin sağlanması zararların en aza indirilmesi için çalışmalarını sürdürmektedirler. Diğer yandan yeni icatlar ve teknolojilerle insanların daha konforlu ve rahat bir şekilde seyahat etmeleri de sağlanmaya çalışılmaktadır. Yine de kazaların önüne geçilememektedir. 

Yöneticilerimiz bu konuda ne kadar hassas davransalar da insanlarımızın kural tanımamayı kahramanlık sanmalarıyla kazalar olmaktadır. 

İl ve ilçelerimizde yöneticilerimiz bu konu üzerinde hassasiyetle durmaktadırlar n yine de can ve mal kaybının önüne geçilememektedir. Örneğin Aydın’da 2018 Haziran ayında 116 bin 807 araç kontrol edilmiştir. Kontrollerde 8 bin 301 araca 3 milyon 093 bin 344 lira para cezası verilmiş,153 araç sürücüsü trafikten men edilmiştir. Yine 2018 Haziran ayında 35i yaralamalı 5 ölümlü trafik kazası olmuştur. 

Özellikle okul ve mesai çıkış ve girişlerinde trafikte yoğunlaşma olmaktadır. Bu saatlerde çok sıkıntı yaşanmaktadır. 

Şehirlerarası yollarda sürücüler bilinçsizce ve fütursuzca şerit değiştirmektedirler. Yolun ortasına konan işaretlere dikkat etmemektedirler.. Ne anlama geldiğini de pek bilmemektedirler. Bilseler de buna pek aldırış etmemektedirler. Sollanmaması gereken yerlerde ve sıkışık seyirde önlerindeki araçları sollamaya çalışmaktadırlar. 
Önlerinde seyir halinde akan araçların arasından çapraz yaparak son hızla geçmeye çalışmaktadırlar. Hız şeritlerine uyulmamaktadır. Giderken aniden son sürat sağınızdan bir aracın geçtiğine rastlayabiliyorsunuz.. Hıza göre geçilmemesi gereken şeritleri rahatlıkla kullanabilmektedirler. Ağır tonajlı araçlar kendilerine yasak olan şeritlerde hız yapmaktadırlar. Özellikle virajlarda ve kör noktalarda önlerindeki araçları geçmeye çalışmaktadırlar. 

Seyir halinde telefonları kulaklarında tek elleriyle tutarak tek elleriyle direksiyon kullanmaktadırlar. Telefon kullanırken dikkatlerini telefona vermekte ve yapacakları kazanın farkına varmamaktadırlar. 

Bayramlardan önce ve bayram sonuna kadar çok sayıda ölümlü kazalar olmaktadır. 
Taksitle ve krediyle ekonomik durumu uygun olmayanlar bile araç almaktadır. Özel kurslardan alınan ehliyetlerle tecrübe kazanılmadan uzun yollara çıkabilmektedirler. 
Bir yanlışlıkta şudur: Denetimlerde bir noktada durulmakta araçlar örnekleme olarak durdurulmakta ve sürücüden kimlik ve ruhsat gibi belgeler istenmektedir. Bu trafik kontrolü değildir. Araç ve sürücünün kimlik kontrolüdür. Trafik kontrolü seyir halinde yapılmalıdır. Özellikle büyük şehirlerde trafik olan noktalar sürücüler tarafından birbirlerine ışık yakılıp söndürülerek haber verilmektedir. Sürücüler yan sokaklardan trafik kontrol noktasını atlatmaktadırlar. Bunu da maharetmiş gibi etraflarına anlatmaktadırlar. 

Ülkemizde şimdi yollar yapılmıştır. Tek şeritli yol hemen hemen kalmamıştır. Ancak bu sefer de hız nedeniyle kazalar olmaktadır. Özellikle arkadan çarpmalara sık rastlanmaktadır. Yeşil ışıklara uyulmamaktadır. Hala yeşil ışığın ve sağa dönüşlerde yol hakkının yolcularda olduğunun bilinci yoktur. Yeşil ışıkta geçerken aniden sağdan gelen bir araçla karşılaşabiliyorsunuz. Çok acele eden ve stresli bir toplumuz. Araç sürerken beş dakika on dakika geç gitmeye tahammül edemiyoruz. 

Ülkemizde toplu taşımacılık ve raylı sisteme son zamanlarda geçilmeye çalışılmaktadır. Herkesin ilk amacı bir araca sahip olmaktır. Hatta beraber çalıştığım bir şoför  “Dört tekeri patlak olsun ama evimin önünde bir araç olsun” demişti. Bu insanımızın araçlara olan tutkunluğunun en büyük göstergesidir. Mesela diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bisiklete neden itibar etmiyoruz. Hem spor yapıp hem de gideceğimi yere bununla gitmiyoruz. Danimarka da insan hakları başkanlığımızın düzenlediği bir gezide bir konferansa katıldık. Konferans veren emekli bir adalet bakanıydı.. Konferans bitiminde emekli bakan gayet olgunlukla bahçedeki bisikletine bindi ve ayrıldı. Arkadaşlar birbirimizin gözüne baktık. 
Yerleşim yerlerinde trafik kurallarını belirten işaretler çok iyi bir şekilde belirlenmeli. Bu işaretlemelere uymayanlar cezalandırılmalıdır. İngiltere’de kaldığım sürede bir konu çok hoşuma gitmişti. Caddelerde ellerinde evraklarıyla trafik garden denen görevliler vardı. Görevleri trafik işaret ve kurallarına uymayanlara anında caza işlemi yapmaktı.. Trafik polisleri trafik işlerinde yoğunlaşıyordu. Bizde de üniversite öğrencileri bu işte görevlendirilebilir. Hem toplumsal sorumluluk kazanırlar hem de para kazanırlar. Yine Almanya da akrabaların yanındayken gece saat yirmi dörtte bir yerden eve dönerken kırmızı ışıkta durdular Etrafta kimse yoktu. ''Kimse yok geçsen ne olur?'' dedim. Yeğenim ''Dayı kamera tespit eder. Yarın yüklü bir para cezası gelir ''dedi Anladım ki kural buralarda tam öğretilmiş. 

Trafikte emniyet kemerleri takılması yaygınlaşmaya başlamıştır. Ancak uymayanlar da vardır. Aydın’da otobüs terminalinden eve gelirken bindiğim takside emniyet kemeri takmaya çalışırken şoför “Beyim uğraşmayın bizim araçlara bakmazlar” dedi. 

Araçları yaşlarına, periyodik olarak bakım yapılıp yapılmadıklarına da bakmak gerekmektedir. Özellikle yazın öğrenci ve mahallelerde kadınların toplu gezilerinde şirketlerden araç kiralanması yerine ucuz diye ne olduğu belli olmayan araçlarla gezi yapılmaktadır. Araçlar yollarda teknik arızalar nedeniyle kazalara karışmaktadırlar.. Aynı zamanda sürücülerin özel durumları da kontrol edilmelidir. Sağlık durumları, cezai durumları incelenmelidir. 

Sivil vatandaşlarımızın ihbarları da değerlendirilmelidir. Ancak yapılan ihbarlarda ihbar edenin kimliği saklı kalmalıdır.. Görevdeyken yanlış araç kullananları ihbar ettiğim zaman ceza alanların bir süre sonra yanıma gelerek polemiğe girdiklerine rastlardım. 

Trafik konusu bir yerde eğitim işidir. İlkokulda eğitime başlanmalı liseden mezun olurken gençlerimize müsait olmaları durumunda ehliyet de verilebilmelidir. Belli bir süreçte eğitim alan insanlarımızın trafikte daha dikkatli olmaları böylece sağlanmış olacaktır. 

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Trafik bir eğitim ve tecrübe işidir. Trafik kurallarına uymak bir vatandaşlık görevidir. Uymamak can ve mal kaybı ile ömür boyu üzüntü duymak demektir. Trafikte birbirimize sevgi ve saygıyla yaklaşırsak olayın yarısını çözmüş olabiliriz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.