Umut ışığı

Kültür, sanat ve düşünce hayatı adına sevindirici bir gelişme yaşadık.

Gönül dostlarının buluştuğu, sevgi ve kardeşliğin, muhabbetin, dostlukların özlem duyulduğu bir Ramazanda geçen hoş, nezih bir iftar yemeği programı idi...

Sözcük olarak "Ramazan " bir kelime ama o kelime ne bereketliymiş ki, pek çok güzelliklerle çoğaldı. İftar vakti ile birlikte dolu dolu çok keyifli bir program oldu.

Programda;

Bilim vardı…

Kültür sanat vardı...

Musiki vardı...

Sohbet, muhabbet vardı...

Düşünce ve bilim dünyamızla ilgili, çok can alıcı temel analizler vardı...

Günümüz aydınının, insanlık değerleri konusundaki çıkmazları anlatıldı.

Okuyup, araştırıp, düşünüp, sorgulamayan, eleştirmeyen, hakikate ulaşmaktan korkan veya hakikatleri söyleyemeyen zihinleri iğdişlermiş aydınların ülke, toplum ve insanlık adına gerçekleri görememe zaafları, en başta yaşanan sorunlar olarak vurgulandı.

İdeolojik körlük içinde olanlar, mutlak hakikate ulaşamazlar ve topluma, insanlığa huzur ve barış getirecek yeni bir medeniyet inşasını müjdeleyemezler düşüncesi işaret edildi.

George Orwell, "Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa; gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder" demişti.

Çok doğru bir söz...

Ama gerçekleri dile getirmek, hiç bir zaman umutsuz olmamızı gerektirmez ki!

“Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır” demiş, şair yazar ve düşünür Sezai Karakoç.

“Zorluklara yılmadan göğüs gerebilen insanın, mutlaka zorluktan sonra ödülü olacaktır. Kolay olan hiçbir şey insanı bir yere ulaştırmaz. Hayatın her anında bir zorluk, o zorlukla birlikte bir kolaylık ve nihai ödül vardır. Ödülü hak edenler ancak zorluklar karşısında yılmadan ayakta durabilenlerdir.”

Zorluklar karşısında yılmadan ayakta durabilmek için umut lazım. Benim de katıldığım bir iftar programında umutlarım arttı.  

Nezih ama mütevazı dost meclisine davetli olan, her biri kendi alanlarında aşkla, şevkle ve heyecanla hizmet etme gayretleriyle, sohbet ve fikirleriyle katılımcılara çok değerli fikirler sundular.

Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde görevli bir tarih hocamızın Osmanlı'da yaşanan geleneksel Ramazan kültüründeki, “Hani o eski Ramazanlar” dediklerimiz anlatıldı. İnsan, din, inanç, hoşgörü konuşuldu. Mahremiyet, edep adap, ahlâk ve sevgi, saygı dolu davranışlarla ilgili anekdotlar çok dikkat çekici ve eğitici idi.

Toplum ve insan ilişkileri ve değerlerimiz bağlamında; geleneksel kültürümüzde, eskiden bir evin penceresine eğer bir kırmızı çiçekli saksı konmuşsa, o evde yaşlı veya hasta var mesajı veriliyor ve yoldan geçen insanlar kul hakkı düşünerek gürültü, şamata etmeden daha dikkatle yoldan geçiyorlarmış.

Ya da pencerede eğer bir sarıçiçek saksısı var ise, o evde yetişkin bir genç kız var demek oluyor ve yoldan geçenler konuşmalarını adap ve edep yönünden çok dikkat ediyorlarmış.

Eve misafir geldiğinde, eğer dış kapının büyük tokmağı vurulmuş ise erkek misafir gelmiştir ve onu karşılayan, kapıyı açan evin erkeğidir. Küçük tokmak çalınmış ise de, evin kadını kapıyı açıyormuş.

Değerli okurlar şu nezakete, zarifliğe, inceliğe bakar mısınız?

İşte özümüz, işte kültürümüz…

Bitmedi…

Eski Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Ruhi Fığlalı’nın “Ben bu ilme yetmiş yılımı verdim. Hâlâ yapılacak çok hizmet var” diyerek 84 yaşındaki ulu çınarın büyük heyecan ve şevkle, adeta gençlere taş çıkartır şekilde, günümüz Müslümanlarının içine düştükleri fikri, manevi, insanı ve sosyal bunalımları açık seçik anlatımından çok etkilendim. Buraya kaydedelim, Fığlalı’nın “Devlet olmazsa, din de olmaz” gecenin manşeti niteliğindeydi.

Evet devlet de vardı aramızda. Devleti bilen, devletin merkezinde gönül adamı, devlet adamı bir Valimiz de vardı. Bürokrat, iş adamı, siyasetçi, sanatçı ve gençler vardı.

Enstrüman eşliğinde Türk Tasavvuf Müziğinden eserler seslendiren üstatlar; Uğur Şumnulu ve Şevket Tokgöz’ün icra ettiği eserler ruhumuza bir neşe, bir sevinç verdi.

İyi ki, kulakların pasını silen, ruhlarımız yıkayan, bizlere yaşama sevinci veren moral değerlerimiz var. Bilim ve sanatın bir araya geldiği iftar programı, Ramazan gecesi rahmet ve bereketle doldu.

Emeği geçen, güzelliklere güzellik katan bütün dostlara yürekten teşekkür ediyorum.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum