Yazsam ne olacak sanki!

Açıkçası ben, köşe yazısı yazarken yazımın beğenilip beğenilmeyeceği değil. Beni yazmaya iten en büyük etken, bir şekilde düşüncelerimi açıklamam, düşüncelerimi okuyunca, okuyanlardan ne kadarının beğendiği ya da beğenmediği…

Bunu bilemiyorum çünkü insanlar beğense de, beğenmese de çeşitli sebeplerle bunu dile getiremiyorlar.

Kimisinin elbette korkudan kimisinin de kıskançlıktan, okuduğu halde bir geri dönüş veya yorum yapmadığı/yapamadığını tahmin ediyorum.

Ciddi, özgün bir şeyler yazıp marjinal hususlara değinmek ve bunu yaparken de okuyanların ilgisini çekmek, onlara cazip gelmek ve bunu sürekli hale getirip örneğin her hafta rutin bir şekilde yazı yazıp okurlara sunmak hiç de kolay değil.

Aslında bu ülkede ve yaşadığımız süreçte o kadar çok yazacak ve değinecek konu var ki;

Konu çok ama bunları dile getirmek de, etkin bir motivasyon gerektiriyor.

Bunlardan biri, toplumun ve hukuk kamuoyunun ülkedeki süreçte yaşadığı endişeler.

Bu kadar da olmaz denilecek hukuki uygulamalar. Hukuka erişimin bizatihi hukuk görevi üstlenenlerce engellenmesi, ilgililerin hassasiyetlerini kaybedip adeta duyarsızlaşması gibi olgular.

Bu olguları yine kamuoyunda belli bir siyasi cenaha karşı uygulanan demokrasinin ve hukuk devletinin en temel ilke ve kuralları ile uyuşmayan ihlaller izlemekte.

Seçilmiş belediye başkanları muhalif partiden ise sabaha karşı evlerine baskın yapılıp gözaltına alınması ve tutuklanması….

Mevcut durum böyle iken; Haklarında yüzlerce somut iddia dile getirilen ve yolsuzluk iddialarıyla sembolleşen iktidarın bazı eski belediye başkanları hakkında soruşturma bile açılmaması hukuki güvencede insanları endişeye taşımaktadır. “Yasa önünde eşitlik ilkesi” sadece kağıt üzerinde yazılı olarak kalmamalı ve uygulamaya da yansıtılmalıdır diyesi geliyor insanın.

Tutuklama müessesesinin içi boşaltarak, eşitlik ve tarafsızlık ilkeleri hiçe sayılmıştır.

Cumhurbaşkanı adayı olacağını iddia eden kişi, adaylığını açıklar açıklamaz enteresan bir zamanlama ile hemen düğmeye basılması, 34 yıllık diplomasın iptali ve tutuklanması.

İktidarın hoşuna gitmeyen basın-yayın faaliyetinde bulunma, asli görevi olan gazetecilik mesleğini icra etme ve toplumun haber alma ve bilgilendirilme hakkına hizmet dışında hiçbir suçu olmayan gazeteciler hakkında ifade ve basın özgürlüğünün en temel ve asli kurallarını hiçe sayan tutuklamalar ve soruşturmalar.

Normal bir demokratik ülkede en fazla kamuoyunda biraz kınanabilecek ve kalitesi eleştirilebilecek ancak kesinlikle dinsel değerlere karşı suç ve hakaret görülmeyecek bir karikatür nedeniyle, tolerans eşiğinin diplere vurarak derginin yakılmaya çalışılması ve yazar ve dergi yöneticilerinin tutuklanması.

Bu ülkede demokrasi ve hukukun temel ilkeleri ve değerleri, insan hakları kriterleri hiçbir zaman çok iyi seviyeye ulaşmamıştı..

Ama bu seviyelere ve bu kadar yerlere düşmemişti.

Bu değerlerin bu kadar zayıflamasına karşı toplumsal ve demokratik fark ediliş ve tepkiler hangi seviyede olduğunu anlamak da mümkün değil.

Ama en eğitimli toplum kesimlerinden bile rahatlıkla gözlenene bilen “vurdum duymazlık”, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışı, insanı insan olduğuna şüphe eder hale sokuyor. Artık gerçekten insanın canını acıtıyor.

İstemeyerek de olsa insan bu duruma ve böyle insanlara “Ne haliniz varsa görün!”, “Kendi çocuklarınızın geleceğini düşünmüyorsanız ben mi düşüneyim” aşamasına getiriyor.

Ayrıca bir köşe yazısı yazarken yazılan her sözcüğü, yanlış anlaşılmaya sebebiyet verir mi? “ Durumdan vazife çıkaracak bir yandaş, besleme trol sizi ihbar eder mi? İhbara bakan savcı ve hakim zorlama ile de olsa suç bulmaya çalışır mı, düşüncesiyle, tartarak, kılı kırk yararak yazmaya çalışmak da insana çok sıkıcı geliyor.

Bu sebeple iki haftadır yazmak istemedim. Belli bir süre de en azından ülkedeki bu enteresan süreç boyunca yazılara biraz ara vermek istiyorum. İklimsel ve siyasal sıcaklıkların sona erip serin bir hava ve ortam bulunca yazılarıma devam edeceğim.

Saygılarımla …

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum