Yerel Seçimin Son Düzlüğündeyiz

Artık yerel seçimin son düzlüğündeyiz…                                                                        Bizler adam gibi adam umuduyla yerel yöneticilerimizi seçeceğiz. Seçtiklerimizin Aydın eli insanımıza layık olmaları isteğimiz ve dileğimizdir…

**

Bizler,

Ardından gideceğiniz adamları doğru seçin diye öğütlenirdik…

Ahali toplanmış, uçurulacak güvercin kimin başına konarsa o vatandaş 5 yıl padişah olacak. Güvercin, “İpsiz” diye çağrılan oğlanın başına konmuş, yanlışlıkla filan denildiyse de üç kez güvercin ipsizin başına konduğunda halk çaresizce boynunu bükmüş. İpsiz ise, tehdit eder. “Bakın ahali üstüme gelmeyin, ben padişah olursam kelle keserim, milletin a.na koyarım.” dediyse de adet böyle, usuldendir, işte mühür derler. İpsiz padişah olunca âli kıran, baş kesen olur.

Ahali bi daha toplanır. İpsizin ağasına giderler,

Bu İpsiz oğlan, senin ekmeğini yedi, aman ağa, zaman ağam bi şey deyiver.”

Ağa gider,

Ey İpsiz, ekmeğimi yedin, etme oğul, ahaliye eza, cefa eyleme…

İpsiz oğlan cevap verir;

-Ağam idaresini güvercinin konmasına bağlayan bu halka yaptıklarım az bile!

Der.

Kıssadan hisse…

**

Bizler,

Büyüklerimizce adam gibi adam olun diye öğütlenirdik.

Hani adamın biri oğluna ikide bir,

-Sen adam olamazsın, sen adam olamazsın…

Derken oğlu vezir olur. İlk iş olarak iki zaptiye göndererek babasını huzuruna getirme emrini verir. Baba zaptiyeler eşliğinde süklüm püklüm makama getirilir.

Oğlu,

-Baba bana adam olamazsın derdin. Bak ben vezir oldum işte.

Baba usulca söylenir;

-Ben sana vezir olamazsın demedim ki ay oğul! Adam olamazsın dedim, adam olsan babanı iki zaptiye ile buraya sürüklemez, babam deyip de kendin gelirdin…

En önemlisi hem adam, hem vezir olmak gibisi yok…

**

Bizler,

Güven vermelisin, hesap vermelisin diye öğütlenirdik.

Adam çobanını ziyarete ve de sürüsünü de kontrole gitmiştir.

Ağacın gölgesinde uyuklamakta olan çobanın yanına yaklaşır ve sorar;

-Sürü nerede?

Çoban hemen doğrulur,

-Ağam, iki yüz tane koyundan yüzünü kurt yüzdü, kırk tanesini çakal kırktı, hırsız otuzunu aşırdı, yirmisi yarmadan yarıldı. Kalan onun dokuzu doğuramadan öldü. Eee bir taze kuzucuk da çobanın boğazcığına kaldı…

Her şeyin bir hesabı vardır. Hesap ver de, böyle de değil…

**

Bizler,

Ne olursanız olun ama asla değişmeyin diye öğütlenirdik. Amir, memur, müdür, vezir, sefir, muharrir olun, ne olursanız olun, adam olun ama değişmeyin. Hele bakışınız, adımınız, gülüşünüz, yürüyüşünüz bile asla değişmesin diye hep öğütlenirdik.

Fıkra bu ya;

Ormanlar kralı aslanın karısı geceleyin yalnız kaldığında taciz edilir. Aslan Kral çok kızmıştır, sabahleyin tüm hayvanları meydana toplar.

-Bu işi kim yaptı ise, öne çıksın. Yoksa hepinizi ananızdan doğduğuna pişman ederim.

Diyerek kükremektedir. Çakal biraz geç kalmıştır. Tilkiye yaklaşarak sorar;

-Tilki kardeş burada ne oluyor?

-Aslan Kral, kendine sefir arıyor da…

Deyip çakalı öne doğru iteleyiverir. Aslan Kral, çakalı bir adım önde görünce,

-Sen misin bre o köftehor?

Deyip her şeyden bihaber çakalın, ağzını burnunu kırar, hayvancağızın hayatı kaymıştır. Yamuk, yumuk, yalpalayarak, sürünerek, inine doğru gitmektedir.

Tilki çakalın ardından seslenir;

-Ulan çakal, sefir oldun ya, yürüyüşün bile değişti valla…

Değişmemek en doğrusu, en güzeli!

**

Ve yine de öğütlenirdik,

Yaşınızın, aklar düşmüş saçınızın, başınızın adamı olun.

Kendini beğenmiş, hırs, haset, fesat ve nifak yüklü olmayın.

Yalancı olmayın denilerek “Yalancı Çoban” hikâyesi anlatılırdı.

Yalancının, sahtekârın mumu yatsıya kalmadan sönüyor artık…

Sahtekârlık yapmayın, sahtekâr dedirtmeyin kendinize diyerek.

Yoksa atalarınızın kemiklerini sızlatırsınız denilirdi.

**

Atalar der ki,

Anlayana, sivrisinek saz,

Anlamayana, davul-zurna az…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum