Yusuf Hallaçoğlu’ndan güzel bir "Eğer"

Kutlu Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Yusuf Hallaçoğlu geçmiş analiz dönemlerinde hem hocalık hem de Türk Tarih Kurumu Başkanlığı yapan önemli bir bilim adamıdır. Hallaçoğlu, üç dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde milletvekili olarak etkin çalışmalarda da bulunmuştur.

Geçtiğimiz günlerde Hallaçoğlu’nun kaleme aldığı bir analiz dikkatimi çekti. Okurken hem düşündüm hem de “Bunu okurlarımla paylaşmalıyım.” dedim. Gerçekten de çok güzel ve düşündürücü bir “EĞER” listesi hazırlamış:

  • TIP okursan karşına insan DNA’sının şempanze ile %98 aynı olduğu çıkar.
  • BİYOLOJİ okursan karşına evrim çıkar.
  • FİZİK okursan karşına Big Bang çıkar.
  • KİMYA okursan karşına elementlerin kaynaşmasıyla ilk canlıların nasıl oluştuğu çıkar.
  • TARİH okursan karşına dinlerin nasıl ortaya çıktığı çıkar.
  • JEOLOJİ okursan karşına dünyanın 4,5 milyar yıl yaşında olduğu çıkar.
  • ARKEOLOJİ okursan karşına tüm Ortadoğu dinlerinin temelini oluşturan Sümer kültürü çıkar.
  • PALEONTOLOJİ okursan karşına dinozorlar çıkar. Din kitapları yazmaz bunu.
  • EMBRİYOLOJİ okursan karşına insanın balık atasından kalma solungaçları ve kuyruğu çıkar.

Ama hiçbir şey okumazsan:

Sana ne söylenirse ona inanırsın.
Hep başkasının sana sunduğu hayatı yaşarsın.
Başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın.
Seni herkes kandırır.
Ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile...


yusuf-halacoglu.jpg12 Adaları 1912’de verdik...
Nerede mi?

Lozan şehrinin Ouchy semtinde.
Şu “Lozan’da adaları verdik” deyip oku emrinden uzak güruhun meydanlarda “Lozan’da verdik” deyip algı yaratması bundan!
Araştırmayan halk da:
“Ulan savaşı kazandık, adaları verdik.”
diye inandırıldı...

Osmanlı Devleti, bugün 12 Adalar olarak bilinen adaları İtalya'ya bırakıyor.
Sene 1912. “Uşi Anlaşması”dır bu. Gördüğünüz anlaşma ile İtalya'ya bırakıyor fakat geçici olarak.
Anlaşma şartlarına uyulduğu takdirde adalar tekrar Osmanlı Devleti'ne geri verilecek.
Fakat şartlara uyum sağlanmıyor.
Bu yüzden 3 yıl sonra, yani 1915’te Londra'da bu konu gündeme geliyor ve Londra Paktı denilen anlaşmada bu adaların tamamı İtalya'ya bırakılıyor.

Bakınız, itiraz eden hiçbir padişah yok. Hiç sultan yok.
Adaları İtalya'ya bırakmakla kalmıyorlar, aynı sene bir de Çanakkale Boğazı'na dayanıyorlar ve Çanakkale Savaşı’nı yapıyoruz.
Yani 12 Adalar önce Uşi’de, sonra da 1915’te Londra'da İtalya'ya verilmiştir.

Osmanlı temsilcilerinden biri Rum Beyoğlu Fahreddin Bey'dir.
Bu adam kim mi?
Türk milleti bir milli mücadele verirken, Kuvayı Milliye'yi kurmuşken bu adam, Damat Ferit'in kurduğu Kuvayı İnzibatiye ile Kuvayı Milliye'nin karşısına çıkan adamdır ve Yunan ordusunun yanında olmuştur.
Savaş kazanılınca sürgün edilenlerin arasında yer almıştır.
12 Adaları İtalya'ya bırakan heyetin içerisinde bu adam vardır.

Şimdi asıl olaya gelelim...

Uşi Anlaşması'nın ismini aldığı Uşi, Lozan şehrinin bir semtidir.
Bu yüzden 1912'de imzalanmış olan Uşi Anlaşması, İtalyan tarihinde Lozan Anlaşması olarak geçer.
Fakat bizim bildiğimiz yani 1923’te imzalanan Lozan Barışı ile bu anlaşma birbirine karıştırılmasın diye bu anlaşmaya Uşi denmiştir.

Hâlbuki o Lozan başka, bu Lozan başka.
Ne yazık ki bunu bütün millete yutturdular ve böylece milletimizi Lozan Barışı'na düşman ettiler.

Bizim bildiğimiz Lozan Anlaşması'nda ise bilakis Ege’de birçok ada Türkiye’ye geçmiştir.
Türkiye'ye Lozan Anlaşması ile geçen bu adalar ise son 10 yılda Yunanistan'a bırakılmıştır.
Bugün Yunan papazların mangal yaptığı Ege adaları, uluslararası anlaşmaya göre hâlâ daha Türklerindir...

***

Bazen bazı şeyleri gerçekten okumak, araştırmak ve öğrenmek gerekiyor. Yoksa başkalarının doğruları, bizim hayatımızı şekillendiriyor.

Ben de bu yüzden Hallaçoğlu’nun bu analizini sizlerle paylaşmak istedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum