Amerika demek…

Bizim toplumuzda Amerika’yı iyi niyetli emperyal güç, dost ve müttefik stratejik ortağımız sanmaya ve öyle dile getirmeye devam etmekteyiz. Hâlbuki Amerika hiç de öyle sandığımız gibi koruyucu, kollayıcı ve yardımsever bir devlet değildir.. İnsan haklarına saygılı ve demokrasi uygulayıcısı ve bekçisi bir devlet hiç değildir. ABD Dünyada tek başına hükümranlığını sürdüren veya sürdürmeye çalışan bir devlettir. Emperyalist bir devlettir. Amerikan emperyalizmini sorgulamamız ve bu konuda halkımızı aydınlatmamız lazımdır. Aydınlara düşen en temel görev bu olmalıdır. Bu konuda Emperyalizmi dize getiren tek lider Atatürk’ün izinden gitmek gerekir. Zamanımızda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yer yer emperyalizme karşı durduğu görülmektedir.

Amerikan emperyalizmi sömürge demektir. Sadece petrol uğruna, kendi halkının daha rahat bir yaşam sürmesi adına diğer ülkeleri sömürgeleştirmek demektir. Diğer ülkelerin tüm doğal kaynaklarına, yer altı ve yerüstü zenginliklerine el koymak demektir. Amerikan emperyalizmi demek masum halkları ezmek demektir. ”Demokrasi getirme” maskesi adı altında mazlumların ülkesine savaş açmak demektir. Saldırganlık demektir. Amerikan emperyalizmi, devlet terörü demektir. Felluce’de insanların üstüne bomba yağdırmak demektir. Telafer’de Türkmenlere karşı terör uygulamak demektir. Irak’ta, Suriye’de binlerce insanımızı ve askerimizi öldüren PKK’ya gözümüze baka baka yardım eden devlet demektir.

Amerikan emperyalizmi demek savaş demektir. Savaş ekonomisine dayanmak, silah şirketlerinin isteği için tonlarca bomba kullanmak ve satmak demektir. Ekonomisinin devasa silah şirketleri tarafından yönetilmesi demektir.

Amerikan emperyalizmi demek atom bombası demektir. Nükleer silahla soykırım yapmak demektir. İkinci Dünya Savaşının sonuna gelmişken sadece Ruslara gösteriş olsun diye iki kenti haritadan silmek, Japon halkına katliam yapmak demektir. Yıllar sonra bile Japon çocuklarının sakat doğmasına neden olmak demektir. Amerikan emperyalizmi demek kendi ülkesinde hiç nükleer silah deneyi yapmamak, bunu yerine Meksika çölünde deney yapıp kendi silahının zararını Meksika halkına ödetmek demektir.

Amerikan emperyalizmi demek Lozan anlaşmasını hala imzalamamak demektir. Türkiye Cumhuriyetini egemen saymamak demektir. Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen Kurtuluş Savaşının meşruiyetini tanımamak demektir. Lozan’a imza atmayıp, onu tanımayıp Sevr anlaşmasına imza atmak demektir. Hala devlet arşivlerinde Türkler ile imzalanmış barış anlaşması olarak Sevr’i göstermek demektir. Anadolu’nun beşte dördünün Türklere ait olduğunu kabul etmemek demektir. Karadeniz’de Pontus, doğuda Kürt, Kuzey Doğu Anadolu’da Ermeni, Batı Anadolu’da Yunan devleti kurulmasını istemek demektir.

Amerikan emperyalizmi demek “yeşil kuşak” demektir. Komünizme karşı İslam’ı koruyacağım bahanesiyle İslam’ı kullanan terör örgütlerine yardım yapmak, onları kullanarak İslam ülkelerine kendine yandaş diktatörler getirmek demektir. Bu diktatörler vasıtasıyla o ülkenin doğal kaynaklarını kendi şirketlerince sömürmek demektir. Amerikan emperyalizmi demek “ılımlı İslam” demektir. Türkiye Cumhuriyet gibi laik olan ya da tam olarak Amerikan güdümüne girmemiş ülkelere de bu siyasi akımla girmeye çalışmak, kendi yandaş medyasıyla halkı yönlendirmek ve ılımlı İslam’ı savunun partileri iş başına getirmek ve özelleştirme adı altında yabancılaştırma yaptırıp o ülkelerin tüm milli servetlerine konmak demektir.

Amerikan emperyalizmi demek Fethullah Gülenler yetiştirmek demektir. Paravan örgütler kullanmak demektir. Hedef ülkenin tüm kilit bölgelerine bu paravan örgütün adamlarını yerleştirip aleni bir şekilde yapamadıklarını bu adamlar vasıtasıyla yapmak, ele geçiremediği, Amerikan emperyalizmine karşı çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri gibi kurumları bu adamlar vasıtasıyla yıpratmaya çalışmak ve arka planda kendi isteklerini uygulamak istemek demektir.

Amerikan emperyalizmi demek Büyük Ortadoğu Projesi demektir. Kanla alınan toprakları cetvelle çizmek, sözde Kürdistanlar kurup bunun sınırlarını Ankara’ya kadar göstermek demektir. Bu Büyük Ortadoğu Projesi için hedef ülkelerde karışıklıklar çıkarmak, gerekirse silahlı işgal yapmak, iç mihrakları kışkırtmak, faili meçhul cinayetler gerçekleştirmek, maşalar kullanarak Hrant Dink Suikastı gibi suikastlar yapmak, sonra da bu suikastı o ülkenin antiemperyalist ulusalcıları neden olmuş gibi göstermeye çalışmak demektir.

Amerikan emperyalizmi demek Birleşmiş Milletler gibi, Dünya Bankası gibi kurumlarla Dünyanın tüm ülkelerini hegemonya altına almaya çalışmak demektir. Bu kurumu kendi emperyalist politikalarının tüm dünya tarafından onaylanması için araç olarak kullanmak demektir. Veto yetkisini sadece kendine ve uydularına verip kendi isteği dışında bir karar çıkartmamak demektir. Es kaza böyle bir karar çıkarsa bile kendi kurduğu bu kurumun kararlarını dahi dinlemeyip Irak işgali gibi tüm Dünyanın itirazlarına rağmen kendi başının dikine gitmek demektir.

Amerikan emperyalizmi demek İMF ve Dünya Bankası demektir. Yardıma muhtaç ülkeleri bu kurumlar vasıtasıyla güdümüne almaya uğraşmak demektir. Kendi güdümündeki uluslararası sermaye ve şirketler vasıtasıyla ve bunların yerli komprador işbirlikçileri aracılığıyla bir ülkede kriz çıkarmak ülkenin tüm sermayesini çalmak ve sonradan bu kurumlar aracılığıyla o ülkeyi kendine ekonomik bağımlı yapmak ülkenin halkının enflasyon ve devalüasyonla boğuşmasına neden olmak demektir. Eğer bir ülke ulusal uyanış içine girerse, milli bir politika uygulamaya kalkarsa kendisine ekonomik olarak göbekten bağlı o ülke iktidarını kriz çıkarmakla tehdit edip kendi istediklerini yaptırmaya çalışmak demektir. O ülkenin ekonomisini İMF ve Dünya Bankasından gelen emirler doğrultusunda, bu kurumları kullanarak yönetmek, kendi uluslararası şirketleri için bir pazar haline getirtmek demektir.

Amerikan emperyalizmi demek ”Pentagon” demektir. Bu kurumun içinde Dünyayı kargaşaya boğma ve bu kargaşadan en karlı ülke olarak çıkma planları yapmak demektir. Dev silah şirketleriyle kol kola ölümcül silahlar üretmek bunları Bosna’da, Kosova’da, Somali’de denemek demektir. Yen biyolojik silahları denemek için savaşlar çıkarmak ve bu kimyasal ve biyolojik silahları masum halkın üzerine atmak demektir.”Pentagon”daki kodamanların bilgisayarlarının gerisinde, ekranın önünde oturup şehirlerin bombalanışını, çocukların ölüşünü keyifle izlemesi ve bu vahşilikten mutluluk duyması demektir.

Amerikan emperyalizmi demek CİA demektir. Bu kurumun onlarca kirli uzantısı demektir. Kolombiya’da uyuşturucu ticaretini kontrol edip oradan gelen parayla tüm dünyada operasyonlar yapmak, Hugo Chavez gibi ulusal bağımsızlıktan yana olan kahramanlara karşı darbelere teşebbüs etmek demektir. CİA eliyle PKK’yı beslemek, bebek katillerine silah ve diğer donanım yardımı yapmak demektir. Usam Bin Ladin gibi kuklaları yetiştirmek, sonra bunlar vasıtasıyla iki uçağı kendine çarptırmak, bunu tüm Müslümanların üzerine atıp tüm İslam alemine haçlı seferi başlatmak demektir.

Amerikan emperyalizmi demek Ermeni diasporası demektir. Olmayan soykırımı var gibi gösterenlere kayıtsız şartsız her şekilde destek olmak, bunların tüm faaliyetlerine göz yummak, bir piyon gibi kullanmak demektir. Her sene bu meseleyi Türkiye’nin önüne koymak bu sayede Türkiye’den ne koparırsam kârdır diye düşünmek, gece yarısı ekspresi gibi iftira dolu yayınları bir koz olarak kullanmak demektir.

Amerikan emperyalizmi demek Yahudi lobisi demektir. Filistinli insanların acısına göz yummak, devlet terörü uygulayan İsrail’e şartlar her ne olursa olsun daima destek vermek, bu ülkenin tüm hukuk dışı uygulamalarına göz yummak, Mossadla kol kola verip İsrail’in ve kendisinin Ortadoğu ve dünyadaki çıkarları için her türlü entrikayı çevirmek demektir. Nil’den Fırat’a Büyük İsrail düşündeki bu devletin Türkiye de dahil hedef ülkelerdeki tüm faaliyetlerine gerektiğinde örtülü, gerektiğinde açık destek vermek demektir.

Amerikan emperyalizmi demek, George Soros demektir. Kendi yörüngesinde olmayan ülkelerde Turuncu Devrimler yapmak demektir. Bu ülkelerde iç karışıklık çıkarmak, borsayı manipüle etmek, sivil toplum kuruluşları adı altında bu ülkelerde kendine yandaşları toplamak demektir. Yöneticileri satın almak, gerektiğinde kaba kuvvetle kendi yanına çekmek demektir. Psikolojik harp uygulayarak halkı kendi yöneticilerine düşman etmek, devrimden sonra da tüm bu ülkelerin zenginliklerini kendi şirketlerini yağmalatarak bu ülkelerin kaymağını yemek demektir.

Amerikan emperyalizmi demek, Türkiye’ye gözdağı vermek amacıyla Muavenet Muhribine füze atmak demektir. Amerikan emperyalizmi demek “PKK’nın arkasındakileri gördüm” diyen Eşref Bitlis Paşa’yı bu açıklamasından bir kaç gün sonra öldürmek demektir. Kendisine karşı çıkan asker yada sivil olsun herkesi bu şekilde öldürmek demektir.

Amerikan emperyalizmi demek her ideolojideki terör örgütlerini kendi güdümüne alıp bunları paravan kullanarak cinayetler işlemek, vatansever aydınları katlettirmek demektir. Uğur Mumcu’nun arabasına bomba koydurmak, Taner Kışlalı’ya suikast düzenlemek, Necip Hablemitoğlu’nu katlettirmek demektir.

Amerikan emperyalizmi demek PKK demektir. Amerika’da yüzlerce PKK bürosu açtırmak, PKK kamplarına silah ve lojistik mühimmat desteği vermek, PKK’ya mayın sağlamak, PKK’lıyı eğitip eline silah vermek demektir. Kandillide PKK’lıların olduğunu bile bile hiç bir şey yapmadan beklemek, teröristlerin gidip Türk askerini şehit etmesini izlemek, bundan içten içe mutluluk duymak demektir.

Amerikan emperyalizmi demek, Türkmenlere soykırım uygulamak demektir. Türkmen şehirlerini bombalamak, başta Tel Afer olmak üzere hiç bir yerde taş üstünde taş bırakmamak, Türkmen kızlarına tecavüz etmek, Türkmen çocuklarını eğitimden alıkoymak, yerinden yurdundan etmek ve yerlerine PKK’lıları yerleştirmek demektir.

Amerikan emperyalizmi demek Türk askerinin başına çuval geçirerek bir ulusun onurunu hiçe saymak demektir. Bu sayede tezkerenin intikamını almaya çalışmaktır. Aşiret reisi Barzani ve Talabani’ye dostça el uzatmak, onları devlet başkanı yapmak ve sonra da bunu meşru görmek ama halkın seçtiği Chavez’i meşru saymamak demektir.

Sonuç olarak:

Amerika demek emperyalizm demektir….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.