Gazze bahane, hedef Türkiye

Bugün de çok şükür akşam oldu.

Ama yarın sabah yeniden güneşin doğuşunu görebilecek miyiz bilmiyoruz.

Öyle ya, bir garantimiz mi var!

Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir.

Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır.

Hem de can yakıcı, içimizi burkan Filistin'deki Gazze halkı gibi...

Emek emek büyütülen sevgiler vardır, nice yaşam umutları da.

Cesaret ve inanç olmadan tek adım dahi atılamayacak tehlikelerin içine sokar insanı.

Yaşamak hak iken, bir insanlık temel hakkı iken, bu yolda, sana acı, kan ve gözyaşı içinde beklenmedik faturalar çıkarır. En umulmadık anda yaşamı sana zehir zıkkım ederler.

Sanki insan olmak, Müslüman olmak suç gibi…

Bu yazımı, on gündür Filistin'de, Gazze'de yaşanan olayların tesiri altında yazıyorum.

"Çaresizliğim, vicdanım bir nebze rahatlar mı" diye düşündüm.

Yazımızın başında "çok şükür bugün de akşam oldu" demiştik.

Bu cümleyi kurarken nerede yaşadığımızı, nasıl bir hayatımızın olduğunu, imkanlarımız ve imkânsızlıklarımız içindeki halimizi bir düşünelim.

Bir de akşamı, sabahı bilmeyen, ışık, güneş dahi görmeyen, can derdine düşmüş Gazzeli Filistinli kardeşlerimizi bir düşünelim ve herkes şu anki yaşantısını çok daha ibret alınacak bir şekilde değerlendirecektir.

Affedersiniz yediğimiz önümüzde, yemediğimiz de arkamızda.

Hele, moda haline gelen serpme kahvaltı yapmak için evlerdeki kahvaltıyı, tarhana çorbasını unutur olduk.

Toplumda gittikçe yaygınlaşan refah yaşama ve tüketim alışkanlıkları, bir özenti şeklinde, her çeşit yiyecek ve içeceklerin sunulduğu kimine göre 19 çeşit diye reklamı yapıldığı ama pek çok yiyeceğin bir ucundan tadı bakılıp, çöpe atıldığı bir israf yaşanan kahvaltıları da bir düşünelim.

Hepimiz, aynı hataya düşüyoruz.

Bir de, o sosyal tesisin adını da vererek filan yerde serpme kahvaltı veya vb yemekler yediğimizle övünen, mutlu olan insanlar olduk.

Hadi bunlar gösterişe kaçıyor ve israf dedik.

Ya evinde tencere kaynatanlar?

O akşam yiyeceği yemeği yapanlar?

En azından bir tas sıcak çorbası, pilavı salatası olur.

Çayı, içecek kahvesi olur.

Hiç yoksa bir bardak içecek suyu vardır.

Biliyorsunuz uygar çağdaş dünyada; elektrik, su, doğalgaz, yakacak vb. şeyler, olmazsa olmaz insan ihtiyaçlarıdır.

Bu temel ihtiyaçlardan öte, her evde televizyon, internet de hemen hemen var.

Telefon, cep telefonsuz neredeyse insan kalmadı.

Eee o zaman sosyal medya da var.

Bizler, hele gençler sosyal medyasız yapamayız ki!

Günlük yaşamımızda, temel ihtiyaçlarınızın karşılanmasında bu kadar konfor ve kolaylıklara alışmış bizlerin, bir de ölüm kusan fosfor bombaları altında, evi barkı yakılan, yıkılan, elektriği suyu kesilen, içecek bir damla suya, yiyecek bir lokma kuru ekmeğe muhtaç, karanlık tüneller içinde yaşam savaşı veren iki milyon abluka altındaki Gazze'yi bir düşün!..

Ahları yeri göğü inleten, kan ve gözyaşının sel olduğu Filistinli Müslümanları bir düşün!..

Gökten yağmur gibi yağan bombalar!..

Arka arkaya patlayan binlerce füzeler!..

Yerle bir olmuş, yakılan yıkılan, bir enkaz yığını bir şehir Gazze!

Çığlıklar, çocuklar, kadın ve yaşlılar!..

Paramparça olmuş vücutlar, kopmuş kol ve bacaklar!..

Her taraf simsiyah toz bulutları!..

Göklere çıkan cehennem ateşi yangınlar!..

Yanıyor Gazze!

Yanıyor insanlık.

Utanmıyor emperyalist Batı.

Yüzü dahi kızarmıyor, insanlık katili Amerika ve tetikçileri!

İşte Filistin coğrafyasında nefes, nefese, ölümle yaşam arasında çile, işkence dolu bir süreci yaşıyor Filistinliler.

Hem de, bütün hür, uygar, çağdaş dedikleri, demokrasi, insan hakları dedikleri bütün dünyanın gözü önünde.

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, ne de güzel söylemiş;

“Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar”...

Biraz empati ile bu kanayan yaramızı görmeye, anlatmaya çalışsak da, apaçık bütün dünya onuncu gününü bulan bu katliamı, bu menfur soykırımı, televizyon kanallarından her gün canlı canlı izlemektedir.

En başta İslam ülkeleri ve bütün dünya ülkeleri ABD, Batı dünyası, Avrupa ülkeleri tanıklık ettiği bu vahşet karşısında süs pus olmuşlar, adeta üç maymunu oynamaktalar.

Sadece Türkiye öncülük ederek, Mısır, Katar, Pakistan ve diğer körfez ülkeleri ile İslam İşbirliği Teşkilatı vb. kuruluşlarla dayanışma ve işbirliği çabası içinde çaba gösteriyor.

Malûm olduğu üzere bu Ukrayna- Rusya savaşı sonrası, çatışma alanlarını daha geniş bir coğrafyaya... ve enerji kaynakları karbon, doğalgaz ve akaryakıt kaynakları olan bölgelere yaymak...

ABD'nin ve emperyalist Batı’nın tetikçiliğini yapacak bir sürü hain kurulmuş terör örgütü var...

El Kaide’sinden başla DEAŞ, PYD, YPD, PKK... Alfabede harf mi kalmadı... Bir sürü terör örgütü...

Güneş balçıkla sıvanmaz!

Apaçık niyetleri belli!

Yüz yıl öncesi ecdadımızın vatan toprakları olan, 400 yıl ortak tarih, kültür ve medeniyeti olan, aynı kutsal kitaba, Aynı Allah’a ve inanca iman ettiğimiz, huzur ve barış içinde yaşayan bu kadim kültür ve medeniyet beldelerinin tek bir şeye ihtiyacı var… Huzur içinde, barış içinde insanca yaşamak.

Burada yaşanan trajik, yürek yakan, bütün milletimizi de derinden üzen olay HAMAS olayı, bir kurgu da olabilir.

Tıpkı ABD’deki 11 Eylül ikiz kulelerin terör saldırıları senaryosu gibi.

“El Kaide ile, terörle mücadele edeceğim” diyerek Afganistan' a giren, demokrasi getireceğini söyleyip, kimyasal silah bahanesiyle Irak’a giren, Saddam’ı deviren ABD, geride tecavüze uğramış yüz binlerce kadın, yıkılan, yakılan şehirler, yok olan aileler, bir sürü savaş mağduru eli ayağı, kolu bacağı kopmuş, gözleri oyulmuş insanlar. Dul ve yetimler... Hala huzur bulmamış Irak, Suriye...Teröristlere beslemeye devam, silah cephane, eğitime, desteğe devam. İki yüz bin eğitilmiş, bir terör ordusu güney sınıfımızda hazır bekletiliyor.

ABD, “iki uçak gemisini, İsrail'e destek için gönderdim” diyor. Avrupa Birliği ülkeleri desteklerini açıklıyor. İngiltere uçak gemisini gönderiyor.

Siz, zannediyorsunuz bu askeri güç Gazze için. Bu aldatmaca hinliğe, sizler inanıyor musunuz? Ben açıkça inanmıyorum. Çünkü Gazze bahane, hedef Türkiye.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum