Anayasa çalışmalarının dünü bugünü

Bugünlerde TBMM gündeminin en önemli konusu Anayasa değişikliğidir. Hukuk çevrelerinde ve siyasi partilerde, sivil toplum kuruluşlarında bu hususta çalışmalar var ancak bu Anayasa değişikliğinden beklenen ne? Demokratik bir alan açılımı mı yoksa mevcut Anayasa maddelerinin ıslahı mı bu pek belli değil. Bazılarına göre demokratik siyasi hayatımızın alanı daraltıcı bir değişim söz konusu.

Her ne olursa olsun Anayasanın temel değiştirilemez ilkelerine uygun olması gerekir. Her şeyi Anayasa maddesi haline getirmek, Anayasa hukuku açısından doğru bir yaklaşım değildir. Önemli olan Anayasayı hukukun ruhuna uygun anlamak ve yorumlamak meselesidir. Bu açıdan bakılırsa Anayasa değişikliği meselesi ruhtan yoksun, zorlama ile yapılan bir hukuki düzenlemeden öteye geçemez.

Bugünkü Anayasa değişimine ışık tutması bakımından tarihsel gelişmeyi gözden geçirmek faydalı olacaktır. Türk Anayasa hareketlerini, Cumhuriyetten evvel ve Cumhuriyetten sonra olarak iki bölümde inceleyebiliriz.

Osmanlı’da ilk anayasa hareketi 1808 senesinde Sened-i İttifak anlaşması ile merkezi yönetimin (Padişah) mutlak otoritesine ilk kez sınır getirilmiştir.

1839 yılında çıkarılan Tanzimat Fermanı Osmanlı Devleti’nin en önemli anayasal hareketidir.

Bu fermanlar ümmet anlayışının hukuk sisteminden ilk kez vatandaşlık ilkesi üzerinedir. Geleceğe yönelik insan hakları konusunda yasal zemin oluşturmuştur.

1856 Islahat Fermanı ve 1876 Kanun-i Esasi bu gelişmelerin devamı niteliğindedir. Bu fermanlar Osmanlı Devleti’nin Batılılara şirin gözükmek ve özellikle İngiltere’nin desteğini kazanmak adına yapılmış hukuki düzenlemelerdir.

Cumhuriyet’in habercisi olan 1921 Anayasası hukuki açıdan halkın seçimle gelmiş korucu Meclis Anayasası olma özelliğini taşır. 1921 Anayasası yasama ve yürütmeyi Meclis’e verir. Bu açıdan bu Anayasa milli iradenin bir tezahürüdür. En önemli maddeleri;

  1. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
  2. Yönetim şekli, halkın mukadderatını bizzat ve fiili olarak yönetmesi ilkesine dayanır.
  3. Yürütme ve yasama yetkisi milletin tek gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisinde belirir ve toplanır.

Gözüktüğü gibi Meşruiyet, seçilmiş TBMM’ye aittir.

1921 Anayasa’sı Meşruiyeti hanedandan milletin kendisine verilmiş olduğunun tescili ve ilanıdır.

1924 Anayasa’sı Modern manada bir Cumhuriyet Anayasası’dır. En önemli maddeleri;

  1. Egemenlik kayıtsız şartsız olarak millete aittir.
  2. Devletin dini İslam dinidir.
  3. Yönetim şekli olarak cumhuriyet benimsenmiştir.
  4. Devletin rejimi, bayrağı ve başkenti hiçbir surette değiştirilemez.
  5. Yürütme ve yargı yetkileri meclisindir.

Bu temel kuruluş ilkeleri ışığında toplumun ihtiyaç duyduğu değişiklikler yine TBMM tarafından yapılış olup, bu günlere gelmiştir.

1961 Anayasası Meclis’i çoğunluğun yaptırım gücünden olağan uygulamalara karşı kuvvetler ayrılığı ilkesine ağırlık verilmiş, hatta yargı gücü abartılarak ‘Yargıç Devleti’ tanımlaması hukuk sisteminde konuşulur olmuştur.

1961 Anayasası Demokrat Parti hükümetinin 1924 anayasasındaki ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ifadesinin TBMM isterse her türlü karar ve uygulamayı yapacak güç ve meşruiyetin kaynağın sahibidir. ‘Ancak sadece millete hesap verir’ yorumu Amerika’dan izin alarak ihtilal yapan asker ve bürokratlarının tepkisini çekmiş, Meclis kararlarının meşruiyeti tartışılır hale gelmiştir. 1961 Anayasası özü itibari ile bir özgürlükler anayasasıdır. Bir müddet sonra “bu anayasa topluma bol geliyor” diyen asker-sivil bürokratların tepkisini çekmiştir.

12 Eylül 1980 askeri darbe yönetimi, özgürlükler açısından bazı kısıtlamalar yapılan bir anayasayı millete onaylatarak yürürlüğe koydu. Halkın desteğini alan bu anayasa, günümüzde değişim sonuçlarına vesile olan bir anayasadır. Halk bu anayasa değişimlerin neresindedir? Her zaman sorulması gereken bir husustur.

Siyasi partiler, anayasa değişimlerinde ‘Benim partimin bundan kazancı ne olacak yerine, ‘Milletim bu değişimden geleceğe ait ne gibi hayırlı işler çıkacak’ düşüncesi galip gelmelidir. Anayasa değişiklikleri 1924 kanunu anayasasında önemle üzerinde durulan, değişmesi teklif dahi edilemeyen maddelerin ışığında yapılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum