Dr. Metin AYDIN

Dr. Metin AYDIN

Aydın’da aflatoksinin incir üretimine etkisi

İncir, Aydın ili ve Aydın halkı için yalnızca bir tarım ürünü değil; ekonomik, kültürel ve toplumsal kimliğin ayrılmaz bir parçasıdır.

Aydın, Türkiye’de üretilen kuru incirin yaklaşık %60-70’ini tek başına üretir.

Aydın inciri Avrupa Birliği coğrafi işareti almış olup, Türkiye’nin en önemli tarımsal ihracat ürünlerinden biridir.

İncir tarımı, Aydın’da on binlerce çiftçi ailesinin ana gelir kaynağıdır.

Özellikle Germencik, Nazilli, Buharkent, Koçarlı, İncirliova ve Yenipazar ilçelerinde halkın büyük kısmı doğrudan veya dolaylı olarak incir üretimi, kurutması, paketlenmesi ve ihracatıyla geçinir.

Aydın’da kuru incir ihracatının 300 milyon-400 milyon USD yıllık döviz geliri getirisi söz konusudur.

Aydın halkı için incir, bir “yaşam biçimi”dir. Hasat dönemi, ailelerin birlikte çalıştığı, imece kültürünün yaşadığı dönemdir.

Büyük Menderes Havzası’ndaki mikroklima koşulları, dünyanın en kaliteli incirlerinin yetişmesine olanak verir.

Jeotermal faaliyetler, su kirliliği, iklim değişikliği ve kuraklık son yıllarda incir üretimini olumsuz etkilemektedir.

Özellikle Germencik ve çevresinde jeotermal santrallerin hava kalitesi ve toprak üzerindeki etkileri, ürün kalitesini ve rekolteyi tehdit eder hale gelmiştir.

Bu nedenle incir, Aydın’da sadece ekonomik değil, çevresel sürdürülebilirliğin de göstergesidir.

Dolayısıyla incirin korunması, Aydın’ın hem ekonomik bağımsızlığı hem de kültürel sürdürülebilirliği açısından yaşamsal öneme sahiptir.

Aydın’da incir üretimi, satışı ve ihracatı giderek zorlaşmaktadır.

Bunun en önemli sebeplerinden biri incir içinde saptanan aflatoksin ve okratoksin toksik maddelerinin giderek artmasıdır.

Avrupa Birliği limitleri (Aflatoksin B₁ için 2 µg/kg, toplam aflatoksin 4 µg/kg) çok düşüktür; bu nedenle Aydın inciri sıkı kontrole tabidir.

Aydın’dan yurtdışına ihraç edilen incir içinde saptanan aflatoksin ve okratoksin miktarının giderek artması, Türkiye’ye geri iade edilen yada imha edilen incir miktarında artışa sebep olmaktadır.

2024 yılında şimdiye kadar hiç olmadığı kadar fazla incir Türkiye’ye geri iade edilerek imha edildi. Bu durum incir ihracatçısını büyük maddi zarara soktu.

Bazı işletmeler iflas etti ya da iflas sınırına geldi.

2025 yılına geldiğimizde incir içinde tekrar yüksek dozda aflatoksin çıkar korkusu ile Aydın’da ne incir alıcısı ne işletmecisi ne de Tariş yeteri kadar incir alımı yapmadı.

Bu durumda ise en fazla zararı ürününü satamayan ya da yok pahasına satmak zorunda bırakılan incir üreticisi gördü. İncir, üreticinin elinde kaldı.

Peki Aydın’da incir üretimini, satışını ve ihracatını bu ölçüde etkileyen aflatoksin nedir?

Aflatoksin, Aspergillus flavus ve Aspergillus parasiticus adlı küf mantarlarının ürettiği toksik metabolitlerdir.

Aflatoksin oluşumu; çevresel, fizyolojik ve tarımsal faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkar.

Bu toksinler, yüksek sıcaklık, nem, mekanik zarar görmüş meyveler ve uygun olmayan depolama koşulları altında hızla gelişir.

Aflatoksinler arasında en toksik olanı Aflatoksin B₁’dir; karaciğer kanseri ile ilişkilendirilmiştir (IARC – Grup 1 kanserojen).

Yüksek nem %70-90 ile incirde toksin üretimini en fazla artıran sebeplerdir.

Aydın’da jeotermal tesislere yakın mikroiklima bölgelerinde yüksek nem meydana gelmektedir.

Jeotermal enerji üretimi sırasında yer altından çıkan akışkanın bir kısmı soğutularak tekrar yer altına basılır, ancak yoğuşmayan gazlar ve sıcak buhar atmosfere salınır.

Aydın’da jeotermallerin yoğun olduğu bölgelerde yapılan uydu tabanlı analizler (MODIS, 2015–2023) bu alanlarda gece yüzey sıcaklığında artış ve nispi nemde yerel yükselme olduğunu göstermektedir.

Bu durum bağıl nemi yükseltmekte, incir bahçelerinde yaprak yüzey neminin artmasına yol açmaktadır. Nem artışı ise özellikle olgun incir döneminde aflatoksin riskini yükseltir.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 2022 saha raporuna göre, jeotermal yoğun bölgelerde yetişen incirlerde aflatoksin bulaşma olasılığı, jeotermal olmayan alanlara göre istatistiksel olarak daha yüksektir.

Bakıldığında Aydın’da bağıl nemin artışında, dolayısıyla incirde aflatoksinin ortaya çıkışında jeotermal santrallerin etkisi büyüktür.

O nedenle incir hasat ve kurutma alanları jeotermal santrallere en az 1,5–2 km mesafe uzakta olmalı, reenjeksiyon artırılmalı, atmosfere salınan buhar miktarı düşürülmelidir.

Bu tedbirler dışında Aydın’da esaslı ve kalıcı şekilde yapılması gerekenler; Aydın’da yeni jeotermal santral ve kuyu yapımına kesinlikle izin verilmemeli, jeotermal santrallerin Zeytin Yasasında olduğu gibi zeytin ve incir bahçelerine-yerleşim yerlerine-su kaynaklarına 3 km’den daha yakın yapımına izin verilmemelidir.

Bu nedenle, Aydın’da jeotermal faaliyetlerin çevresel etkileri yalnızca hava ve su kirliliği değil, aynı zamanda tarımsal ürün güvenliği açısından da değerlendirilmelidir.

Sonuç olarak bakıldığında; Aydın ve Büyük Menderes Havzası, Türkiye’nin incir üretim merkezidir ve aflatoksin riski ürün kalitesi ile ihracat potansiyelini doğrudan etkilemektedir.

Büyük Menderes Havzası’nda yüksek buharlaşma oranı ve sıcaklık, su buharının sera etkisini güçlendirir. Bu durum özellikle yaz dönemlerinde kuraklık riskini artırır, mikroiklimlerde sıcaklık farklarını büyütür.

Aydın ve Büyük Menderes Havzası’nda jeotermal ruhsat sahası fazlalığı ekosistem sağlığı, su ve hava kalitesi üzerinde çok boyutlu olumsuz etkilere yol açmaktadır.

Su buharı ve diğer sera gazlarının etkisiyle iklimsel baskılar artmaktadır.

O nedenle havzada bölgesel planlama ve kümülatif etki yönetimi zorunlu olmak zorunda.

Jeotermal ruhsatların etkileri düzenli izlenmeli ve veriler kamuya açık tutulmalıdır. Etkili denetim birimleri ve yaptırımlar oluşturulmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum