Aydınlı iz bırakmış kadınlar

 “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" Anısına                                                                             

   Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verildiğinde birçok Avrupa ülkesinde bile kadınlar bu haktan mahrumdu. Oysa Türk kadını erkeğinin yanında omuz omuza düşmana karşı savaşıyor, köyüne muhtar oluyordu.

**

Aydın elimize bir bakalım…                                                                                                       

Adı gibi aydın olan ilimizin tarihte iz bırakmış kadınlarını                                            

Bildiğimiz kadarı ile bu satırlara taşımaya çalıştık.

**

Birçoğumuz farkında bile değiliz.

Oysa Aydın ilimizin ve de Türkiye Cumhuriyetinin ilk kadın muhtarıdır. Muhtar Gül Esin hanımefendiden söz ediyoruz.

1930 yılında, Türk kadınına ilk kez belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanındığını, 26 Ekim 1933’te kadınların köy ihtiyar heyetlerine ve muhtarlığa seçme ve seçilme hakkını kazanmıştır.

1933 yılında Türkiye'nin ilk kadın muhtarı seçilen Gül Esin, Aydın'ın Çine İlçesi, Demirdere köyü (Karpuzlu) muhtarlığını yapmıştır.

1901 doğumlu Muhtar Hanım, kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklamış ve kız kaçırma olaylarını önlemiş ve nikâh işleri ile ilgili çalışmalar ve düzenlemeler yaparak adından söz ettirmiştir. 1990 yılında vefat eder. Atatürk tarafından ödüllendirilir.

Atatürk Bulvarında “Türk Kadınlar Birliği” tarafından anısına 2011 yılında bir heykeli yaptırılmıştır. Saygın bir kadına, aydın kadınlardan saygı ve vefa örneği.

Kızının yanında iken Nazilli’de 1990 yılında vefat eder, Eğriboyun Mezarlığında yatmaktadır. Mezarı, Nazilli Belediyesi tarafından, Muzaffer Küpelioğlu öğretmenin öncülüğünde yeniden düzenlenmiştir.

Rahmetle analım…

**

Aydın Baltaköylü Arşın Teyzeyi (Aysın Bacısını) unutabilir mi?

Yörük Ali’nin Milli Mücadeleye katılmasında kafasında ilk fitili ateşleyenlerden birisidir Aysın Bacı. Yunan Aydın’ı işgal etmiştir. Tarlasına giderken Yörük Ali kızanı bağırır;

“Destur erkek geliyor”

Bu söz üzerine kadınlar arkasını dönüp yol vermeli.

Oysa Aysın Bacı ses verir;

“Kâfir buraya gelmiş, vatanımız, namusumuz tehlikededir. Siz başınıza oyalı feslerinizi, kuşağınıza ve koynunuza nakışlı mendillerinizi takıştırmışsınız da elinizdeki demirlerle erkeğiz mi diyorsunuz? Haydin oradan be…”

Yörük Ali Efe şöyle bir duraklar, o gün Milli Mücadeleye katılma fikrinin beyninde şimşek gibi çaktığından söz etmiş ve sıkıldığını anlatmıştır. Baltaköy önündeki Menderes köprüsünde savaşan asker ve efelere köyün kadınlarını örgütleyen Aysın Bacı su, yiyecek taşımış, bir yandan da omuz omuza savaşmıştır.

Daha sonra Baltaköy askeri deponun olduğu yerdeki arazisi için kamulaştırma bedelini almamış, bağışlayarak parmak basmıştır.

Arşın Teyzenin mezarı kaybolmaya yüz tutmuştu da aranıp bulunduğunu işittik. Saygı ile analım…

**

Çiftlikli Kübra…

Köşk ilçesi Çiftlik köyünde oturan Kübra nişanlıdır.                                                        

Yunan işgalinde milli kuvvetlere katılarak düşmana kurşun sıkan bir genç kız kahramanlarımız arasındadır. Savaş sonrası nişanlısı ile evlenir. Yaşadıkları ile unutulmazlar arasında yerini alır. Vatan size minnettardır.

**

Ayşe Çavuş…

Aslen göçmen olup, Makedonya Prizen şehrindendir. Aydın’da 5 çocuğu ile yaşarken, kocası Çanakkale’de şehit düşer. Elde tüfek Yunan işgalci askerlerine karşı kurşun atar. Milis çavuş olur. Unutulmamalı ki, Aydın’ın da Ayşe Çavuşu vardır.

**

Aydın’ın Yunan işgalinden kurtarılmasında Çete Ayşe ses getirmiştir.

Kocası Birinci Cihan harbinde şehit olur.                                                             

İmam köylü Ayşe Kadın küpelerini satarak bir mavzer satın alır.                         

7 yaşındaki oğlunu Demirci Mehmet Efe’ye bırakarak Yörük Ali Efe yanında elde mavzerle Kepez sırtlarında üç gün Yunan askerlerine kurşun sıkar. Aydın’ın alt yamacından şöyle bir girip de üst yakasından çıkıverdiğini söylemiştir. Yaralanır, tedavisinin ardından yine kurşun sıkmaya başlar.                                                                

Hastalanır, Dalama’da Yörük Ali Emmisi Muğla’dan doktor getirerek derdine derman bulur.

Savaş sonrası Atatürk Aydın’a 3 Şubat 1931 günü geldiğinde İstasyon Meydanı’ndadır. Çete Emir Ayşe’nin de aralarında bulunduğu kahramanlara İstiklal Madalyası takmıştır.

Bu kahraman Ana;

“Savaştım Yunana karşı, elimde kalan en değerli şey Atatürk’ün göğsüme taktığı İstiklal Madalyasıdır” demiştir. Adına yakın zamanda bir film çekilir.

Efeler İlçesine bağlı İmamköy Mahallesinde yatan bu kahraman kadını bir kez daha saygı ve rahmet ile analım…

**

Aydın’ın ilk kadın milletvekili,                                                                                 

Eczacı Piraye Levent hanımefendidir.                                                                

Aydın'da Sevgi Yolunda Emniyet Eczanesini çalıştırır.                                                     

1957 yılındaki seçimlerde 11. dönem Aydın Milletvekili olarak Parlamentoya seçilir. Ancak 1960 ihtilali ile  üç yıllık vekilliği sona ermiş ve Yassıada’da yargılanır.

Bugün eşi ile birlikte Telli Dede mezarlığında yan yana yatmaktadırlar.

Efeler Belediyesi 2016 yılında Ata Mahallesinde adına bir park yaptırır.

**

Leman Kısa Hoca hanımı da analım…

Yaklaşık yarım asır önceye dayanan (1968),

“Aydın Tarihi ve Coğrafyası” adlı 156 sayfalık bir kitap yazan

Kapak olarak Tralles Üç Gözleri seçilen bu eser de ilimiz için

Tarihi, kültürel ve coğrafi bir önem taşımakta olan bir eser ve emektir.

**

Yakın zamana gelelim hele bir;

Rahmetli Muazzez Türüng…

Yenipazar’lı Kabarıkların uçarı kızı.

TRT Halk Müziği sanatçısı,

Radyoda Yurttan Sesler korosunda

Türkü söylemeye başladığında,

Yoldaki otları temizleyen Kara Mehmet,

“Iradıyonun sesini açın da Muzzez kızı dinleyelim”

Diyerek yere çöker, gururla tebessüm eder.

Adını yâd edelim…

**

Sökeli Adalet Yıldırım, Türkiye’nin ilk hâkimidir.                                                        

“Adalet Ana” olarak adlandırılmıştır.                                                                               

Lise yıllarında Atatürk sınıflarına geldiğinde Adalet yolunda görev yapmasını ister. Hemşire olmak isterken, Hukuk Fakültesine gider ve yargıç olur.                                    

Asker eşi Kore Savaşında şehit olur.                                                                           

Bir gün evinden çıkar bir süre bulunamaz.                                                                   

Eşi ve genç yaşta ölen oğlunun mezarı arasında cenazesi bulunur…                            

Adına etkinlikler ve anma günü düzenlenir.

Bu arada ilginçtir ki, Söke sevdalısı, STK’dan İsmail Caner Genç ise, yaptığı araştırmalar neticesinde buna dair kayıt bulunamadığından söz etmektedir. 

**

Şu Aydın ilimizde 100 yıldır, bir asırdan fazla zaman zarfında, bir “Kuvayı Milliye Müzesi” yapılmayışını hayretle karşılıyoruz. Şehir girişinde yüksek bir yerde, muhteşem siluetiyle böyle bir müzede efe, gazi, şehit ve bu kadınlarımızı da anmanın değer vermenin önemi anlaşılabilseydi…

**

Anıları için isimlerinin yaşatılması adına birer park yapılması önemlidir. Kimileri için de hiçbir adım atılmaması üzücüdür. Milli şuur adına bu satırları karalamaya çalışıyoruz ki, adları ve hatıraları unutulmasın… 

**

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum