
Şerif KUTLUDAĞ
Azerbaycan millî şairi Ahmed Cevad’ı anarken
-İsrail-İran Savaşı’nı ve Ortadoğu’yu Düşünmek-
23 Haziran 2025 Pazartesi günü, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Kültür-Sanat Fabrikası’nda, Azerbaycan Marşı ile Çırpınırdın Karadeniz şarkısının söz yazarı, Azerbaycan Devletinin Millî Şâiri Ahmed CEVAD’ın 133. Yaş Günü dolayısıyla düzenlenen Anma Törenindeyiz…
Törenin başlangıcında TRT AVAZ’da yayınlanmış olan Ahmed Cevad belgeselinin ekranda verilişiyle tarihin derinliklerine bir yolculuk yapıyorum değerli okurlarım, nasıl yapmayayım ki?
Milleti derleyip toparlayıp bağımsız bir devlet olgusuna getirebilmenin sayısız örnekleriyle dolu bir tarihe sahibiz.
Cumhurbaşkanlığı Forsu’nda yer alan 16 yıldız 16 büyük Türk Devletini sembolleştirir de bir de forsa girmeyen 48 devletten de söz edilir.
Şimdi konuya tersinden bakalım derim: 48 devletçiği bir yana koyarsak,16 büyük devletimiz kurulmuş ve yıkılmış demektir bunun anlamı. 17. Devletimiz de henüz 100 yaşını 2 yıl önce kutladığımız, gözümüz gibi korumamız gereken Türkiye Cumhuriyetimizdir.
Devletimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, sarsılmaz bir tarih şuuruna sahip olduğu ve tarih içinde olup biteni iyi değerlendirdiği içindir ki. Bize vasiyet gibi şu sözlerini bırakmıştır:
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır."
Yine Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin dara ve zora düştüğünde ne olması ve neler yapılması ile ilgili bir başka vasiyetini de “Gençliğe Hitabe!..” ile Türk gençliğine söylemiştir…
Ahmed Cevad 1892’de Azerbaycan’ın Şemkir ilçesinde dünyaya gelmiştir. 1912 Balkan Savaşı’nda önce İstanbul’a gelir ve Kafkas Gönüllü Kıtası’na katılır. Bulgar ordusuna karşı savaşır.
Azerbaycan’a döndüğünde Gence’de öğretmenliğe başlar. Fakat onun gönlü Osmanlı’da ve cephelerdedir. 15 Kasım 1914’te Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girişinin heyecanıyla “Çırpınırdın Karadeniz” şiirini yazar.
Türk Dünyası’nın Osmanlı Devletinin dağılma sürecinde parçalanmaması için âdetâ yüreğinin çırpındığı bir süreci yaşamaktadır Azerbaycan’da Ahmed Cevadlar, Osmanlı’da Mehmed Akifler, Mehmet Emin Yurdakullar, Yahya Kemaller vb…
Gazi Osman Paşa’nın Plevne Müdafaası ile tarihe geçtiği, 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi, Halk arasındaki adıyla 93 Harbi ile başlayan ve 9 Eylül 1922’de işgalci Yunan Ordularının İzmir’de denize döküldükleri güne kadar 44 yıllık bir savaşlar dönemi yaşanmıştır nihayetinde.
* 1914’ün Kasım ile 22 Aralık arasında Sarıkamış Harekâtı yaşanır. Türk ordusu 60.00 askerini kaybetmiştir. ..
* 3 Şubat 1915’ten itibaren Kanal Harekâtı yaşanmış; başarısızlıkla sona ermiştir.
* 3 Kasım 1914 ile Ocak 1916 arasında Çanakkale Boğaz Harbi yaşanmış: Türk Milleti şehidiyle, gazisiyle 250.000 kayıp vermiştir.
Aynı dönemde Balkan Cephesi; Galiçya ve Balkan Cephesi Arabistan Cephesinde savaşlar yaşanmıştır.
* 15 Mart 1917’de Rusya’da Ekim Devrimi adı verilen ihtilal oluşu nedeniyle Rusya savaştan çekilmiştir. 6 Nisan 1917’de ABD İngiltere ve müttefiklerin yanında savaşa katılarak Rusya’dan oluşan boşluğu doldurmuştur.
Osmanlı Devleti dünya tarihinin tanıklık ettiği en muhteşem ve en uzun soluklu bir Türk Devletidir. Yemen’den; günümüzdeki Hürmüz Boğazından Kafkaslara… Tebriz’den Kırm’a boydan boya Tuna boylarından Macaristan’a Estergon’a… Kızıldeniz’den Libya, Tunus, Cezayir, fas derken Cebeli Tarık Boğazına kadar üç kıtaya yayılmış bir devletti. Üç yüz yılda kurulan bu devletin yıkılışı da bir o kadar 300 yıl sürmüştür.
Peki devlet bu yapıya varırken, diğer devletler ve toplumlar misafir karşılar gibi kapıları açıp “Hoş geldiniz. Biz de sizleri bekliyorduk!..” mu demişlerdir: Asla!.. Anadolu’ya en son gelişimiz olan 1071 Malzgirt’ten başlayarak bugün Batı Dünyası diye isimlendirilen Avrupalı güçler her fırsatta Türk Milleti’ni kendilerine göre geldikleri topraklara geriye göndermek için ordular göndermişlerdir Türk Milleti’nin üstüne. Sadece Anadolu Selçuklu Devleti döneminde 8 haçlı seferi yaşanırken Osmanlı Devleti döneminde de adı değişerek devam etmiş gelmiştir altı yüz yıl boyunca..
Peki şimdi durdu mu? Batı’nın Ülkemizle Milletimizle ilgili planları ve emelleri; asla!.. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıllık sürecinde; Uçak yapma çalışmalarımızın durdurulması, cephane yapma girişimlerine engel olunması… Ülkemizde çıkarılan iç isyanlar… Nato’ya girişle başlayan 1960, 1980 ve 2016’da tekrarlanan ihtilaller, 1965 ile 1980 arasında yaşanan muhtıralar ve hükümet düşürmeler dönemi vb.
Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyeti’ni güçsüz bırakmak ve iç karışıklıklar ile federatif devletçikler oluşturarak güçsüzleştirmek; nihayetinde de bir gün Anadolu’ya sahip çıkmaktır. Tıpkı 400 yıl vatan olan Balkanların Türksüzleştirilmesi misali…
Çünkü 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’yla başlayan süreç göstermiştir ki… Dünya üzerindeki adaletsizliğe, haksızlığa, zulme dur diyebilecek yegane millet Türk Milletidir ve onun kutlu devleti Türkiye Cumhuriyetidir…
Nitekim Osmanlı Devleti çöküş ve dağılma süreci yaşarken bile Azerbaycan Devleti adına Osmanlı’dan yardım isteyen Resulzade’nin talebini geri çevirmemiş. Nuri Paşa komutasındaki “Kafkas İslam Ordusu” adıyla kurulan Türk ordusu Bakü’yü 15 Eylül 1918’de Ermeni ve Rus işgalinden kurtarmıştır.
İşte bu sevinç üzerinedir ki Azerbaycan Türk’lerinin ünlü besteci ve fikir adamı Üzeyir Hacıbeyli, dört yıl önce Ahmed Cevad’ın yazdığı Çırpınırdın Karadeniz şiirini Kafkas İslam Ordusu’nun fedakârlığına ve kahramanlığına ithafen bestelemiştir…
Bu yazdıklarımın sonunda anlatmak istediğim şey; çıkış sebebi ister ekonomik olsun, ister din olsun, isterse toprak vb olsun. Dünya tarihinin bir Milletler Mücadelesi olduğu gerçeğidir.
Bazen öyle olur ki bu yıkılışların sebeplerinden birisi de kardeş kavgaları ve iç anlaşmazlıklar olur. Bizim İstiklâl Marşı’mızın şâiri Mehmet Âkif ne demişti bizlere:
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
Evet, doğal hayatın işlevi neyse devlet olgularının konumu da o değerli okurlarım. Dünya kuruldu kurulalı ne ceylanlar tükendi ne de arslanlar… Arslanlar karınlarını hep ceylanlarla doyururlar.
Dünya hayatı da ona benzemiyor mu?Gazzeliler ceylanlara, görünürde İsrali arkadaki devasa güçler de arslanları temsil etmiyor mu? Şimdi arslanlar doymamış olacaklar ki taşeron devletleri olan İsrail’i öncelikle Ortadoğu’yu ardından da Allahuâlem dünyayı karıştırmak için bir mikser olarak kullanmaya karar vermiş gözüküyorlar…
Biz Türkler ne mi yaparız: Ne yapacağımızın cevabı Dünya ve Türk devletler tarihidir. Çünkü biz Harbiye Marşı’nın girişinde yazıldığı gibi
HARBİYE MARŞI – Güfte; Cevdet Şakir ÇETİNEL&Beste, Albay Hüsnü ÖNCÜ
“Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,
Tufanları gösteren, tarihlerin yâdıyız,
Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti,
Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.
Yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle
Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:
Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen,
Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.
Yüz senedir Harbiye bu orduya şan verir,
Çıkardığı dehalar semalara yükselir,
Baştan başa tarihtir mektebin her zerresi,
Sarsılmayan azminle çelik kalalar erir.
Şahikalar üstünde meydan okur bu erler,
Yaklaşacak düşmana mezar olur bu yerler,
Bağlayamaz bir kuvvet bu kasırga milleti,
Tarihlere sorun ki bize "Ölmez Türk" derler.
GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.