Bana derler sigara, tütün bir diğer adım..

Meksika, Amerika, benim asıl vatanım!…

Doğmuşum o diyarda, bir öksüz çocuk gibi..

İspanyollar büyüttü, şımarttı bu yetimi!…

Bin beş yüz on dokuzda, tanışınca benimle,

Mutlulukla söyledim; her yerdeyim seninle!…

Meksika-Amerika fark etmez benim için…

Gittiğiniz diyarda, yeter ki beni için!…

Bir gizemli yolculuk, Avrupa,

Anadolu…

Karşı koyamaz bana, Allah’ın hiçbir kulu!…

Keşfimden yüz yıl sonra, bin altı yüz dört yılı,

Selanik’ten açıldı, Anadolunun yolu!…

Sultan Dördüncü Murat, yasak koyunca bana,

Bir müddet gizli kaldım, çıkamadım meydana!…

Ne makam-ı meşihat, ne makam-ı sadaret,

Bana mani olamaz, hiç bir beşeri kudret!...

Fetvalar, nizamname, nice sayısız karar,

Duhanın men’i için, yol ve çareler arar!..

Bin sekiz yüz altmış dört, Fransızlara izin,

Kurdurulunca reci, ben artık oldum sizin!...

Ogün- bugün halvetiz, damarınızda varım…

Beni içmeye hazır, adayları ararım!…

İçilmemi sağlıyor, gençlik gururu- caka,

Kız-erkek birbirine, yapıyorlar fiyaka!…

Masum dudaklar her an, öper ve emer beni…

Duman sarar çevreyi, nikotin de bedeni!...

Dört bin adet zehirim, ağızdan yavaş-yavaş!…

Dağılınca vücuda, başlar bedende savaş!...

Kana,ete,kemiğe, tüm hücrelere tek-tek…

Nüfus edince zehrim, başlıyor yeni istek!...

Tiryakilik denen şey acı, gerçek esaret..

Bunun için edemez, vazgeçmeye cesaret!...

Akciğer, mide, gırtlak, kanser her yeri sarar…

Ondan sonra derdine, kalkar da çare arar!....

Bu ne büyük bir gaflet, bu ne zayıf irade?!...

Öksürterek uyardım, sorarım aklın nerde?...

Bozulur tüm azalar, damarlar, cildin,sesin…

İçmeyenlere eza, zehir kokar nefesin!...

Özürlü, hasta ruhlu, sakat bir nesil için..

Ne olur siz hanımlar, durmadan beni için?!...

Zehirimi çekerek, imkan verirsen bana;

Anne rahminde bile, zarar veririm ona!…

Yetiştirilmesi zor, çok nazlı bir ürünüm…

Aldatıyor muhakkak, paketteki görünüm!...

Zehir altın kupada,müşteriye sunulur…

Kem mala kör müşteri, nerde olsa bulunur!...

On beş saniyede bir, kurban alırım her gün…

Beş bin yedi yüz altmış insan götürdüm bu gün!...

İki milyondan fazla, kurban avlarım her yıl…

Ne korkunç bir tutkuyum, canlar yolumda sebil!...

Hanımlar ile gençler, en sevdiğim müşterim…

Gece-gündüz durmasın, içsin beni isterim!...

Dumanım yele gitsin, paranız ele gitsin…

Zehiri sende kalıp, ömrün böyle mi bitsin!?...

Kısa bir hikayeyle, kendisini anlatan,

Bir ömür zehiriyle, içenleri aldatan!...

Sigaraya, nefsine hala var mı esaret?!...

Bunun adı; intihar, ya da deli cesaret!?....

Musa Uzunkaya

Makam-ı Meşihat; Şeyhülislamlık makamı,

Makam-ı Sadaret; Başbakanlık Makamı,

Duhan; Duman, sigara, Men; Yasak,

Reci; Tekel,

Halvet; Baş başa kalmak, beraber olmak,

Kem mal; Kötü mal,

Sebil; İnfak edilen, verilen, canların uğruna verilmesi.

31 Mayıs; Dünya Sigarayla Mücadele Günü vesilesiyle, herkese sigarasız bir hayat temennimle.