Aydın siyasetinde tansiyon her geçen gün biraz daha yükseliyor. CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın, AK Parti’ye katılan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na yönelik sert çıkışı, kentin siyasi nabzını iyice hızlandırdı.

Tezcan, hem iktidara hem de Çerçioğlu’na net mesajlar gönderdi:

“Ya partime katılırsın ya hapse atılırsın” şeklindeki şantaj iddiaları da,
“Soruşturmalarımı kapatın, karşılığında ben de size katılayım” pazarlıkları da aynı derecede ahlaksız teklifledir.”

Siyasi arenada bu sert sözler konuşulurken, belediye koridorlarında da dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor. Çerçioğlu, CHP üyesi belediye çalışanlarına “Partiden istifa” talimatı verdi. “İstifa etmezsen işten çıkarılırsın” tehdidiyle karşı karşıya kalan emekçiler, iş ve aş üzerinden baskı gördüklerini dile getiriyor. Bu yöntem, iddialara göre, artık belediyede bir yönetim tarzına dönüşmüş durumda.

Ben, bir gazeteci olarak, Çerçioğlu’nun belediyedeki yolsuzluklarını, mobing uygulamalarını, yüzlerce çalışanın ekmeğiyle oynandığını ve daha nicelerini... 10 yılı aşkın süredir dile getiren biri olarak şunu net söylüyorum: Bu iddialar yeni değil. CHP’deyken de konuşuluyordu. O zaman susanlar, bugün neden konuşmaya başladı? Yoksa mesele, “CHP’deyken iyi, AK Parti’ye geçince kötü” anlayışından mı ibaret?

Evet, Özlem Çerçioğlu partisinden istifa ederek AK Parti’ye geçti. Öncelikle Aydınımıza hayırlı olsun. Ancak yeni bir sayfa açmak istiyorsa, önce “helalleşmek” zorunda.

Kiminle mi?

• Aydın halkıyla: Belediye kaynaklarını peşkeş çektiği, adil ve şeffaf kullanılmadığı yönündeki iddiaların muhatabı olduğu için.
• AK Parti Aydın Yerel Yönetimler Başkanı Tahsin Kocaman’la: Aydın Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı iken “Emekliye ayrıl, aksi halde seni FETÖ’cü ilan ederim, subay adayı oğlunun da başı derde girer” şeklindeki tehdit ve şantaj iddiaları nedeniyle.
• İftiraya uğrayanlarla: Sahte sosyal medya hesapları veya belediye kaynaklı mecralar üzerinden yürütülen karalama kampanyalarıyla mağdur edilen herkesle.
• 340 bin Aydınlı seçmenle: Eski Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan, İYİ Parti’den istifa edip AK Parti’ye geçtiğinde, “Millet İttifakı oylarıyla seçildin, hakkımı helal etmiyorum” demişti. Bugün ise Çerçioğlu, kendisini seçilmesini sağlayan 340 bin Aydınlıya “Hakkım haram olsun” dedirtecek bir adım atmış durumda olduğu için.

Ama bu helalleşme yalnızca sözle olmaz, icraatla desteklenmeli. İlk iş olarak; adı şaibeye karışmış, çıkar ilişkileriyle anılan, belediye kaynaklarını kendi menfaatleri için kullandığı öne sürülen bürokratlar görevden alınmalı. Yerlerine dürüst, liyakatli ve halkın çıkarını her şeyin üzerinde tutan isimler getirilmeli.

Bununla da yetinilmemeli. Hayatın olağan akışına aykırı şekilde zenginleşen belediye yöneticileri hakkında derhal soruşturma başlatılmalı. İhale süreçlerinden taşeron ilişkilerine, sosyal yardım dağıtımlarından belediye şirketlerinin bilançolarına kadar her alan bağımsız denetime açılmalı.

Aydın halkı artık şeffaf, hesap verebilir ve adaletli bir belediye yönetimi istiyor. Eğer gerçekten “yeni bir sayfa” açılacaksa, bu geçmişle yüzleşmek, hataları kabul etmek ve telafi etmekle mümkün olur. Yoksa sadece parti logosunu değiştirmek, tabeladaki renkleri yenilemek tek başına hiçbir anlam taşımaz.

Özlem Çerçioğlu için yol ayrımı çok net:
Ya geçmişin gölgesinde, “AK Parti çatısı altında” eski alışkanlıklarla devam edecek…
Ya da tüm kirli sayfaları kapatıp, temiz ve şeffaf bir yönetim anlayışıyla Aydın’a hizmet edecek.

Tercih, yalnızca onun değil…
Aydın’ın geleceğini de belirleyecek.