GAP ve Rahip Bronson

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), "Yukarı Mezopotamya" olarak bilinen ve eski çağlarda uygarlığın beşiği olan Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak olmak üzere 9 ili kapsamaktadır.

Fırat Nehri üzerinde Keban Barajı’nın yapımıyla başlayan projede, daha sonra Karakaya, Atatürk, Birecik, Karkamış, diğer taraftan da Dicle nehri üzerinde Batman, kral kızı, Dicle, Ilısu, Alkumru barajları yapıldı. Bazı barajların yapımı halen devam ediyor.

Hepsi birer mühendislik harikası. Hele bir Atatürk barajımız var ki devasa bir tesis. Üzerindeki yolun ortasına gelip, göl ve tribün tarafına baktığınızda, sevinçten ağlarsanız ve bunu biz mi yaptık diye sormadan edemezsiniz.

Nil nehri üzerinde kurulan Assuan barajından sonra bölgenin ikinci büyük barajıdır.

GAP,  istihdam yaratarak, gelir düzeyini yükselterek, kentsel ve kırsal merkezlerin hizmet kapasitelerini geliştirerek, bölge halkının yaşamını olumlu yönde etkilemesi öngörülmüştür. Bölge halkının daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşması ve diğer bölgelerle arasındaki gelişmişlik farkının ortadan kaldırılması hedeflenmiştir.

Bu sayede Batı’ya verdiği göç oranının da düşürülmesi, mümkünse göçü tersine çevirmek. Ancak sulama kanal ve kanaletleri yatırımlarının gecikmesi nedeniyle, batıya göç hız kesmiyor.

BOP kapsamında, Suriye meselesinin siyasi sonuçlarının olacağını görmeliyiz. Oyun kurucular neyi öngörmüşlerse birer birer gerçekleşiyor. Güney Doğumuzun demografik yapısının değişiyor olmasını görmemek gaflettir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi, büyük bir tarım potansiyeline sahiptir. Bölgenin geniş toprakları, makineli tarıma elverişlidir. Ancak tarımda karşılaşılan en önemli sorun, su yetersizliğidir. GAP'ın tamamlanmasıyla sulanabilecek alanlar genişleyecektir. Böylece tarımsal ürün ve ürün çeşidi artacak, bazı alanlarda yılda birden fazla ürün alınabilecektir.

Tarıma dayalı sanayilerin yaratacağı istihdamı da cabası.

GAP, ülkemiz ekonomisinin kalkınması için büyük önem taşımaktadır. GAP, 25 büyük sulama projesini kapsayan ve tamamlandığında 1,8 milyon hektar tarım alanının sulamasını gerçekleştirecek olan dev bir projedir. Ülkemizde sulanabilir potansiyele sahip olan alanların 8,5 milyon hektar civarında olduğu düşünülürse bu projenin büyüklüğü daha iyi anlaşılır.

Gâvur dağlarından Nusaybin’e kadar olan alanda sulama kanaletleri.

Düşünebiliyor musunuz?

Bölgede yapılacak sulama şebekesinin de ancak bir bölümü tamamlanabildi. Öngörülen 1,8 milyon hektar arazinin sadece Harran ovası bölümü sulanabiliyor. Oysa bu arazinin tamamının sulanabilmesi halinde, Türkiye’nin tarımsal üretimini iki üç katına çıkaracağı öngörülmüştü.

Projenin toplam tutarı 32 Milyar ABD Doları'dır. Proje için 12 Milyar ABD Doları daha harcanması gerekiyor. Önce 2005, sonra da 2013 olarak revize edilen tamamlanma süresi, ucu açık hale gelmiştir.

Ülke insanının yaptığı doğru/yanlış seçimler, yaşanılan ekonomik krizler ve önü alınamayan kara delikler neticesinde, bu paranın kaynağı yıllardır yaratılamadı.

Hepimiz biliyoruz ki bu ülkede para var ve bu paralar ekonomik kullanılmıyor!

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rahip Bronson ile ilgi Trump’a:“Bu can bu bedende bulunduğu sürece o teröristi asla alamazsın” söylemiyle oluşan piyasa geriliminde, sadece Özel sektörün kaybettiği para 100 Milyar liraydı. Yani yaklaşık 20 Milyar dolar.

Parayı kaybettik!

Rahibi de ülkesine gönderdik, iyi mi?

Efelik zor zanaattır!

O şekilde kaybedilen para çok. "Ey Merkel!, Ey Hollanda!, Ey AB!, Ey Amerika!, ey İsrail!, Rus uçağının düşürülmesi1,  Rusya domates almazsa almasın!,  Rusya turist göndermezse göndermesin!"   diyerek bu uğurda 100 Milyar Dolarlar kaybettik.

Sadece Suriye’ye 8 yıldır yapılamayan ihracattan 16 Milyar dolar, mülteciler için 35 Milyar Dolar kaybettik.

Ülkemiz,  karşılaştığı dış sorunlarını, Dışişlerinin çok saygın kariyer diplomatlarının asla vazgeçmedikleri, devlet aklı ve diplomatik nezaket yaklaşımı ile çözebilmiş olsaydık, gördüğünüz gibi 3 tane daha GAP yapabilirmişiz.

Sokollu Mehmet Paşanın Don-Volga arasında kanal açıp, oradan hazar gölüne donanma sokup, İran’a denizden de komşu olma stratejisini nasıl buluyorsunuz?

1568 de düşünülen, 1866 da Sultan Abdülaziz fermanıyla projelendirilen, 175 km uzunluğundaki Süveyş kanalını Fransızlar gerçekleştirmiş!

Üstelik Case, Catarpillar, Volvo gibi hidrolik sistemlerle çalışan iş makineleri yokken

Yazıyorum buraya!

BOP’ un panzehiri GAP’tır. GAP olmalıdır. Doğu ve G.Doğu’da bölgesel kalkınma olmaz ise; bölgesel kalkışma olacak!

GAP bitmiş olsaydı müthiş bir özgüven sahibi olacaktık. Dahasını da yapabileceğimizi dosta düşmana gösterebilecektik!

Ekonomiyi kalkındıramadığın bölgede, demokrasiyi işletemezsiniz. Batı ile doğumuzun farkı ondandır. İnsana yatırım yapmazsak sonuç hüsran!

1965 yılında aldığı ülkeyi, %5 enflasyon, %7 kalkınma temposuyla TPAO, BOTAŞ, PETROL OFİSİ, PETKİM, TÜPRAŞ,  EREĞLİ DÇ, İSKENDERUN DÇ, SEYDİŞEHİR ALİMİNYUM gibi dev kuruşları projelendiren, finansman sağlayan, yazımın başında belirttiğim barajlara imzasını atan önemli bir devlet adamı, bir gün GAP’ı fısıldayıverdi…

Bizi yönetenlere soruyorum?

Yunanistan ve ABD’den pamuğu, Rusya’dan buğdayı, Mısır’dan pirinci, Fransa’dan Arpayı, Kanada’dan mercimeği, Meksika’dan nohudu, Ukrayna’dan mısırı, Çin’den sarımsağı, İtalya’dan baklayı, Panama’dan muz almayı ne zamana kadar sürdüreceksiniz?

Türkiye Cumhuriyeti’ne hiç yakışmıyor!

“Bu ülke ürettikleriyle kendine yeten yedi ülkeden biriydi”. Bakliyat ve hububatı dışarıdan alan devlet büyük devlet değildir, olamaz da!

9. Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’i minnet ve şükranla anıyor, Allah'tan rahmet diyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum