Ahmet KELEŞOĞLU

Ahmet KELEŞOĞLU

Hamdi Tanses

Dün akşam Hamdi Tanses aradı Almanya’dan.

Sanatçı Hamdi Tanses.

Çok şaşırmıştım. Heyecanlandım. Aslında Hamdi Tanses'i çok iyi tanımıyordum. Ünye'den bir büyüğüm vasıtası ile tanıştık kendisiyle. O da sosyal medyadan. Sonra kim olduğunu yaşamını, sanatı ve yaptığı işleri merak ettim doğal olarak. İnceledim araştırdım.

Kısa sürede ne öğrenebilirdim?

Ama genel anlamda bilgi sahibi olmuştum. Bu kadar az bilgiyle bile Hamdi Tanses hakkında birşeyler yazmak yeterliydi benim için. Paylaşımlarına cevap vermiştim. O da beni aradı bu münasebetle. Anlattıklarından etkilenmiştim, beynimde farklı çağrışımlar oldu, bunu inkar edemem. Altı yaşında dağların zirvesinden başlayan ovaların yamaç başlarına dek uzanan kaval sesleri, Tanses'in gelecekteki yaşamına kılavuz olacakmış meğer. Çobanların koyun sürüleri ve kaval sesleri.

Bunu kim bilebilir ki?

Telefonda sanki kırk yıllık arkadaş gibi davranıyordu Tanses. Adeta abi kardeş ilişkisi. Samimi ve içten. Konuşmaları o kadar sıcak ve o kadar bize göreydi ki anlatamam size. Aynı bölgenin insanıyız, verdiği yakınlık bana cesaret vermiş olmalı ki, bende aynı sıcaklıkla karşılık verdim. Epeyce konuştuk. Ünye'nin yaşanmış dramatik hatıraları Tanses'i derinden üzmüş belli ki. Biraz sitem etti bana. Anlatınca içimi derin bir merak sardı açıkçası. O yıllarda köylerinde İlkokul yokmuş okuma yazma öğrenememiş. Bunun burukluğunu yıllarca atamamış üstünden. Ama onunda sesi çok güzelmiş bu arada. Yanıkmış. Köyde bir mecliste, düğünde sesi arşa çıkıyormuş. O gür sesine ağaçların yaprakları, kuşlar bile ses verirmiş katılırmış bu güzel sese. Köylüsü ona aşık dermiş. Babası ve yakın büyükleri sayesinde okumayı öğrenip dışarıdan İlkokulu bitirmiş. Ünye'ye gelip Ortaokula kayıt yaptırdığında düzgün bir kıyafeti olmadığını söyledi Hamdi Tanses. Yalı Kahvesinde şık giyimli kıran tuvaletli gençlerin havalarından geçilmiyormuş o yıllarda. Öyle söyledi. Kimse arkadaşlık etmemiş onunla. Okul gecesinde, sesi çok güzel olduğu için bir arkadaşı önermiş Tanses'i öğretmenine. Öğretmeni de kolundan tutup götürmüş müdür odasına. Müdür, sesine hayran kalmış ama müzik öğretmeninin kendisine, kıyafeti yüzünden sahneye çıkamayacağını söylemesi çok üzmüş Tanses'i. Üstüne üstlük arkadaşları da yanına yaklaşmıyor ve uzaktan bakıyorlarmış. Üzülmüş, kendisini kötü hissetmiş tabi uzun süre. Ama içten içe de iyice bilenmiş hırslanmış. And içmiş, sesiyle sazıyla bir yerlere geleceğine dair. Türkiye'deki zorlu yaşamı, Almanya yıllarını ve oralarda yaşadıklarını konuşmaya devam ettik Hamdi Tanses'le.

Ünye deyince nasıl sitem etmesin şimdi Tanses. Kolay değil, bir taraftan fakirlik yokluk diğer taraftan gariplik var ortada.

Kim diyebilirdi Hamdi Tases'in daha sonra makine mühendisliğini kazanacağını, konservatuarlara devam edeceğini. Sesiyle insanları kendisine hayran bırakacağını. İlerleyen zamanda kim diyebilirdi Arif Sağ, Yaşar Kemal, Muhlis Akarsu, Yavuz Top, Orhan Gencebay ve Zülfü Livaneli ile tanışıp çalışıp arkadaş olacağını.

Daha sonra İcra heyetlerinde yer alan, Anadolu'nun birçok yerini gezip halk türkülerini derleyen, TRT ve Konservatuvar arşivlerine önemli yapıtlar kazandıran Hamdi Tanses yüzlerce plak ve kasetlere türküler okumuştu. Bunları kimler biliyordu. 2500 türkü ve şarkı sözüne derleme yapmıştı.

Ünlü yazarımız Fakir Baykurt, Hamdi Tanses ile ilgili övünç dolu cümleler kurmuş o yıllarda.

Fakir Baykurt, onun on altı enstrüman çalmasından, Almanya'da müzik dersleri vermesinden övgüyle bahsetmişti. Onun atamasız aylıksız bir müzik elçisi olduğunu söylemişti. Kısaca ondan fazla kitabı yayınlanmış bu sanatçıya hayran kalmıştı Fakir Baykurt.

Anadolu’yu karış karış gezip türkü derlemeleri yapan, başta Hekimoğlu türküsü ve yüzlerce türkünün bugünlere gelmesini sağlayan, TRT'ye onca eser kazandıran, besteleri ve güfteleriyle fark yaratan Hamdi Tanses'den başkası değildi elbette. 1980 yılının Ağustos ayına gelene kadar ülkenin birçok yerinde elinde Sazıyla türküler söylemiş konserler vermiş ve her gittiği yerde kendinden söz ettirmişti Hamdi Tanses. Türkü ve sosyal içerikli sözleri ülkenin tamamında dilden dile dolaşmış beyinlerde iz bırakmıştı. Sanat icra edip türkü söylemekten başka derdi olmayan Tanses'in sesi ülkenin dört bir yanında yankılanmıştı. 12 Eylül 1980 darbesinden önceki zamanın İktidarları onu halkı örgütlemek ile suçladı. Ünye'de gözaltına alınmıştı. Daha sonra da Selimiye kışlası ve Metris cezaevi günleri başladı Tanses için. İşkence gördü kötü muameleyle karşı karşıya kaldı. En çokta yüzlerce eserinin kaydının yok edilmesiydi onu üzen. İçi yandı. Hele ki anlattığı bir anısı vardı ki bende hayranlık uyandırmıştı. Tabi ki, Hamdi Tanses gibi bir halk ozanının besteleri ve sahne çalışmalarının hepsi ayrı bir kıymet ayrı bir özellik taşıyordu. Hayran kalınmayan, insanda şaşkınlık yaratmayan hiçbir çalışması yoktu. Ama bu başkaydı benim için.

Anısına gelince;

Hamdi Tanses bir gün Ünye'de kahvehanenin önünde saz çalıp türkü söyleyen etrafı insanlarla çevrilmiş birini görür, hemen yanaşır yanına çekinmez, adama eşlik eder doğal olarak, birlikte söylerler türküyü.

O adam Aşık Veysel’dir. Alnından öper Hamdi Tanses'in. "Sen ilerde büyük ozan olacaksın" der. Yıllar sonra bir salonda sesinden tanır Hamdi Tanses'i Aşık Veysel. Hamdi Tanses yanına geldiğinde, "Sen Ünyeli çocuksun" der. Bunu unutmaz, hiçbir zaman unutamaz Tanses.

Hamdi Tanses'in artık Türkiye'de yaşaması neredeyse imkansızdır. Ağustos 1980 de bir akrabasının vasıtasıyla Almanya'ya gider. Yollarda çok sıkıntılar yaşar. Sınır boylarındaki polislere sazını ve plaklarını gösterir sanatçı olduğunu söyler. Almanya'ya varır. Ama orada da ilk zamanlar büyük sıkıntılar yaşar. Arkadaşları çevresi iltica etmiştir. Hamdi Tanses iltica etmek istememiştir. Buna lüzum olmadığını düşünür. Sazıyla sözüyle besteleriyle öne çıkmak istediğini söyler. 1983 yılında Almanya'nın Marl şehrinde saz dersleri vermeye başlar. Almanlar Saz'a ilgi duyar kurslara yoğun talepte bulunurlar. Dersler aralıksız devam eder. Avrupa’da yüzlerce konser verir daha sonra. Hatta kabiliyetli Alman öğrencilerini bile orkestraya kazandırır.

Hamdi Tanses'in birazda tesadüflere bağlı iyi giden şansı yaver gitmiştir bu dönemde. Bu yüreği iyi insanın şansı, Almanya'daki profesyonel müzik yaşamına katkı sağlamıştır böylece. Bir anısında, Alman polisinin yüzlerce Türk'ü sınırdışı etmek için bir yerde topladığından bahseder. O topluluğun içinde kendi de vardır. Elinde sazı ile beklerken polisin ona, "sen sanatçısın galiba" diyerek ayrı bir yerde bekletmesi, belkide şansın kaderin bir cilvesi olmuştur onun için. Bu sayede Almanya'ya giriş yapmıştır. Bir başka tesadüf ise Almanya'nın Herte şehrinde yaşanır. Orada da Uluslararası düzeyde büyük bir müzik festivali yapılacaktr. Festivale Türkiye'den Ruhi Su davetlidir. Ancak Ruhi Su'ya Türkiye'den çıkış izni verilmez. Bunun üzerine yetkililer Hamdi Tanses'e teklifte bulunurlar. Bu festivalden sonra o gür ve güzel sesiyle Almanyada tanınmaya başlamıştır. Tesadüfler Hamdi Tanses'in peşini bırakmamıştır. Bu büyük konseri izleyenler arasında Dortmund Üniversitesinden Profesör Martin Geck'te bulunmaktadır. Profesör, Hamdi Tanses'in yorumundan çok etkilenmiştir. Onunla görüşmek için konser sonrası yanına gider. Kendisine, Anadoluyu karış karış gezdiğini birçok türkü ve yorumla karşılaştığını, Alman eski türküleri ile benzeşen böyle eserler görmediğini söyler. Kendisine bu alanda işbirliği teklifinde bulunur. Bu tekliften sonra Hamdi Tanses, Dortmund Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak ders verir. Açıkoturumlara katılır. Bundan sonra Alman Profesör, Hamdi Tanses'i bırakmamış onun Almanya için bulunmaz bir adam olduğunu söylemiştir. Profesör, Almanyada kalması zor görünen Hamdi Tanses'e, çalışma ve oturma izni de alarak kalıcı olarak Almanya'ya yerleşmesini sağlar.

Evli ve üç çocuk babası olan Hamdi Tanses, 1993 yılından bu yana Rüsselsheim kentinde müzik öğretmeni olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

Daha sonra yaptığım araştırmalarda, Hamdi Tanses'le ilgili çok fazla yazılacak okunacak kaynak bulmuştum. Ama anladım ki bu halk ozanı ile ilgili bir kitap yazılırsa ancak hakkı teslim edilmiş olacaktır.

Kendisine sizlerin huzurunda saygı ve sevgilerimi yolluyorum.

Esen kalın…

Neşet Ertaş, Aşık Mahsuni Şerif ve Ruhi Su'ya saygı ve Rahmetle…

Hamdi Tanses'in eserleri:

1.GEL BİZE KATIL BİZE, Ortadoğu Verlag

2.HALK TÜRKÜLERİ, ” ”

3.ÖYKÜLERİYLE HALK TÜRKÜLERİ, Önel Verlag

4.DİLLER ATATÜRK’Ü SÖYLER,

5.ÇOCUKLAR BİNBİR ÇİÇEK,

6.ZEYBEKLER (EGE VE AKDENİZ TÜRKÜLERİ) Say Yayınları

7.KARADENİZ TÜRKÜLERİ

8.OZANLARIN DİLİ (DEYİŞLER,NEFESLER VE SEMAHLAR)

11.GÜFTE VE BESTELERİYLE HALK TÜRKÜLERİ

12.KURTULUŞ SAVAŞI TÜRKÜLERİ

13.KUŞAKTAN KUŞAĞA HALK TÜRKÜLERİ,

14. HALK TÜRKÜLERİ 1. KİTAP

HAMDİ TANSES'in bugünlerde 21. Kitabı yayına hazırlanıyor.

hamdi-tanses-1.jpg

hamdi-tanses-2.jpg

haber-resmi.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum