İnsan çılgınlığı

Çağımızda neo liberalizm, yaşam pratiklerine göre biçimlendirilmiş günümüz kitle kültürü bir protez medeniyetidir. Bu medeniyet ruhları sakatlıyor. İnsanın kendi varlığı ile ilgili en temel soruları sormasını, bir ruhsal varlık olarak kendisinin "İNSAN" olma bilincine varmasını engelliyor.

Bu önemli sosyolojik tespitle birlikte vereceğim örneklerle insan konusuna giriş yapalım.

Düşüncelerimize referans olan bir örnek ;

İkinci Dünya savaşı yıllarında Almanya'daki bir lise müdürünün her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine yazdığı şu mektuptaki ifadeler oldukça dikkat çekiciydi.

Müdür;

"Bir Nazi kampında sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiç bir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü. İyi eğitilmiş  ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirmiş doktorların zehirlendiği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar..!

Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.

Sizlerden isteğim şudur:

Öğrencilerin insan olması için çaba harcayın.

Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin.

Eğitim, çocuklarımızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır...." der.

Bizim kültürümüzde de, gönül ehli bir aksakallı ; "Eğer ibadetler bizi; daha merhametli, daha adaletli hak ve hukuku gözeten, daha iradeli, daha şefkatli, kaliteli ahlâk sahibi bir insan yapmıyorsa o ibadet, ibadet olmaktan çıkmıştır. Adet olmuştur, ayin olmuştur, sıradan içi boşaltılmış bir ritüel olmuştur. Dahası anlam ve amacını kaybederek zayi olmuştur!" der.

İşte bir örnek Batı kültüründen Almanya'dan.

İkinci örnek te bizim kadim kültürümüzden.

Hele insan olma çabaları yolunda " Bilgili canavarlar " ve "Becerikli psikopatlar" üretmesin, yani yetiştirmesin uyarısı herkesin üzerinde çok düşüneceği tam kulağa küpe bir nasihat.

İşte şimdi çağımız insanının ruhsal dünyasında yaşadığı kimlik sancıları, bir türlü özlenen insanı olamama, dijital dünya, yıkılan kültür sınırları ve bombardıman altında kalan zihin ve ruh dünyamız....

Nereye kadar direneceğiz?

Donanımız yoksa neyle nasıl savaşacağız?

Eğer yeterli kültürel alt yapı, manevi, psikolojik direnç duvarlarımız zayıfsa, saldırı karşısında ayakta duramayıp savruluyoruz. Sonra da toplum olarak hepimizi derinden üzen, içimizi acıtan, yürek yakan olaylar zinciri.....

Her gün yüzlerce, haince öldürülen genç ihtiyar, kadın erkek cinayet hikâyeleri.... Gene ölüm, yaralama, bıçaklama cinayet haberleri....

Her gün " bir kadın daha cinayete kurban gitti" İfadesini duymaktan nefret ettiğimiz cinayet haberleri....

Kim öldürdü ? Kocası. Ölen de karısı.

Ölen insan.... öldüren de insan....

Aman Yarabbi!

Bu ne gaddarlık?

Bu ne vahşet?

Arkasından başka acı bir haber:

Çılgın koca, eski eşini öldürdü....!

Hayırdır, ne olmuş?

Komşuları;

"Anlaşamıyorlardı, geçimsizlerdi. Zaten boşanmışlardı. Adam kadına şiddet nedeniyle iki defa evden uzaklaştırma cezası almış."

Sonra da adamın kıskançlık, öfke, kin, intikam duyguları kabarmış....

Bu benim namus meselem demiş...

Güya namusunu temizlemiş..!

Hele gençlerin yan baktın, çelme taktın kavgaları...

Kız arkadaşıma laf attın münakaşaları...

Kafe önü, okul önü kavgalar...

Adam bıçaklayıp yaralanmalar...

Hastaneye yetiştirilen, ya da kan kaybından ölen genç kardeşlerimiz...

Uyuşturucu parası vermedi diye anasını, babasını kesenler...

Bir hiç yoluna pisi pisine işlenen cinayetler..!

Sıraladıkça uzayan, bitmeyen insanlığı kahreden üzücü, çirkin olaylar....

İnsanları öldürmek yetmedi. Bir de kedi köpek öldüren, zavallı masum hayvanları işkence eden caniler... 

Hepimiz görüyoruz.

İşte bilgili, bilgisiz canavarlar...becerikli psikopatlar..!

Bu canı, Allah verdi, ancak Allah alır.

Sen nasıl kıyarsın bu canları?

Yıkamayın yuvaları!

Söndürmeyin ocakları...!

Her yaratılmış insan gibi, kutsal yaşama hakkı olan can taşıyorum ben.

Ne olur öldürmeyin beni!

İnsanca yaşamak istiyorum ben.

Evet sevgili dostlar;

İşte kendi öz değerlerinden uzaklaşmış, neo liberalizmin, dijital teknoloji dünyasının dayattığı kültür emperyalizminin esiri olmuş günümüz insanı, önü alınamaz bir felakete doğru sürüklenmektedir.

Toplum olarak, aile bireyleri olarak, okullarda eğitim sürecini gerçekleştiren öğretmenler ve ilgili bütün kamu kurumları olarak, ülkemizin geleceği gençlerimize yeterince sahip çıkmamız lazım.

Barış ve huzur dolu bir gelecek için hepimiz sorumluyuz. 

Gerçekten insan olmak ve insan yetiştirmek çok zormuş.

Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum