Milletçe yorulduk

Alelacele seçime gidiyoruz anladık da bu acele niye?

Şeker fabrikalarımız satılıyor acele acele…

Seçime kadar her şeyi yapıp bitirmeye çalışıyorlar sanki.

Yıkılmadık, tahrip edilmedik yeri kalmadı ülkemin. Sürekli birilerine rant sağlamak için yapılan girişimler, şimdi de üniversiteleri bölmek için devrede. Ne elinize geçecek? Daha bu tahribata doymadınız mı? Dünyanın hiç bir yerinde yapılmayan, yapılması uygun olmayan durumlar artık Türkiye’de normal bir şekilde işler oldu. Her şey normal gelir oldu. Kimsenin sesi çıkmıyor. Kimsenin itirazı yok gibi, çünkü artık baş edemiyoruz. Vatandaş yorgun, yorulduk. Nereye kadar bu gidiş? Bitirip tükettiniz ülkeyi.  Elle tutulacak yeri kalmadı. Dünyanın ormansız, yeşilsiz ülkeleri arasında yapılan değerlendirmede en sonuncusundan bir önceyiz.  Bu bir ayıp benim ülkem gibi bir coğrafyada. Biz utanıyoruz, siz utanmıyor musunuz?

İnsanın ülkesi; yuvasıdır, hanesidir, evidir, vatanıdır dahası var mı?  Ama yordular. Bu yaşamak; nasıl yaşamak? Her gün vatandaş ayakta… Ellerinde pankartlarla, dövizlerle sürekli var olmanın, sürekli çevresini korumanın, sürekli doğasını, ormanını, ağacını, gölünü, nehrini, deresini, toprağını, üniversitelerini, okullarını, velhasıl ne varsa kendimize ülkemize ait değerleri korumak adına verdiğimiz mücadelenin peşinde. Yorulduk.  Yeraltı, yerüstü kaynaklarımızı birilerine rant sağlamak için, tüm doğayı, eşsiz florayı şirketler kazanacak diye tarumar ettiniz. Yazıklar olsun!

Biz yorulduk, siz bu ülkenin değerlerini yok etmekten yorulmadınız mı? Milletçe panik haldeyiz. Sabah uyandığımızda şu geliyor aklımıza hemen “Bugün hangi bir kıymetli parçasını kaybedeceğiz memleketimizin?” Yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız. Madenlerimiz, sularımız, en önemlisi şekerimiz. Dünyanın en güzel coğrafyalarından biri olan muhteşem ülkem rant uğruna durmadan birilerine peşkeş çekiliyor. Bunu verenin de alanın da sorumluluk sahibi olması lazım. Sorumluluk sahibi olmak için bilgi sahibi olmak lazım. Bilgi sahibi olmak için eğitim sahibi olmak lazım! Üzgünüm! Eğitim nerede? En önemlisi Türkiye’yi sevmek lazım…

Her gün yurdumun bir başka köşesinde bir başka gurup insan bağırıyor. Seslerini duyurmaya çalışıyor. Birçok yerde birçok insan bunu yapmak zorunda kalıyor. Gökova gibi bir cenneti kıyıyorsunuz.  Karadeniz’i bitirdiniz. Güney’de, Kuzey’de, Batı’da ve Doğu’da coğrafyamızı bozdunuz. Ülkemin kimyasını bozdunuz. Ormanlarımıza, zeytinlerimize kıydınız. Suyumuzu kirlettiniz. Ne kaldı elimizde, bizim olan? Her şeyimizle yabancı olduk. Bir sürü kültürünü bilmediğimiz insan soktunuz ülkemize. Ülkemin insan dokusunu bozdunuz. Tedavisini bitirdiğimiz, çocuklarımıza artık aşılarının bile yapılmadığı hastalıkları hortlattınız. İnternetten alıntı sadece bir örnek bu daha çok var. “Suriyeli mültecilerin sağlık kontrolü yapılmadan Türkiye'ye alınması ciddi sorunları da beraberinde getirdi. Uzmanlar, Türkiye'deki 30 yıllık aşı takviminin bozulduğunu belirterek kızamık ve verem gibi hastalıkların yeniden görülmeye başlayabileceği uyarısında bulundu.”

BİZ ÇOK ÜZGÜNÜZ SİZ MUTLU MUSUNUZ?

Ne memurun, ne emeklinin yüzü gülmediği gibi, işsizliğin tavan yaptığı ülkede gülmeyen insanlar ordusu yaşıyor. Suratsız, gülmeyen insanlar ülkesi oldu yurdum. Haa! Bunun yanı sıra birtakım insanlar var ki paraları koyacak yerler bulamıyorlar, onlar mutlu, mesut yaşarken bazıları tırnaklarıyla hayatı kazıyorlar yaşayabilmek için. Kırdınız geçirdiniz insanları. Kimi kanserden, kimi yokluktan, kimi işsizlikten.  Her yer inşaat, her yer bina.  Nerede bizim ormanlarımız?  Nerede bizim oksijenimiz.  Biz zehir soluyoruz.  Haberiniz var mı? Biz ölüyoruz siz hala yaşıyor musunuz? Bizim umutlarımız yok olmak üzere sizin hala umudunuz var mı?

Protesto etmek artık yaşamımızın bir parçası haline geldi. Hala bizi yormaktan yorulmadınız mı? Nedir bize gareziniz. Yapılan her eylemin ideolojiyle kılıflandırılmasından da bıktık artık. Hep siz doğrusunuz vatandaş yanlış öyle mi???

İnsanlar et yiyemiyor. Yesek de yediğimizin da ne eti olduğunu bilmiyoruz? Gırtlağına kadar borç içinde esnaf… Büyükler zaten kendini kurtarıyor.  Olan zavallı vatandaşa oluyor.  Durmadan iflas eden, intihar eden, çocuklarına istediklerini veremeyen çaresiz anneler babalarla dolu bir umutsuzlar, mutsuzlar ülkesi…

Biz çok fakirleştik siz zengin misiniz?

Bilmiyorum bizi anlayabilir misiniz???

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.