Günümüzde çevre sorunları bütün dünyada insanlığın temel sorunlarının başında gelmektedir.

Yaşanabilir bir dünya için bütün insanlığın ortak kararlar alması ve sorunları çözmek için uygulamaya geçmesi hayati bir meseledir.

Çevre sorunları; kentleşme ve sanayileşme ile birlikte yeşil alanların yok edilmesi, denizlerin kirletilmesi, hava kirliliğinin canlıların hayatiyetini tehdit eder hale gelmesi, acil önlemler alınmasının zaruriyetini hatırlatmaktadır.

Bu cümleden olarak ulusal ve uluslararası çözümler gündeme gelmektedir.

Bugün Himalaya Dağlarının Everest tepesi bile insanoğlunun kirlettiği bir nokta ise, durum vahim demektir.

Ülkemizde çevre sorunları önemini muhafaza etmektedir. Kirlenen denizlerimiz, nehirlerimiz, yok edilen ormanlar ve verimli tarım alanları, iklim değişimi ve problemlerini beraberinde getirmiştir. Yok edilen temiz su kaynaklarımız, çölleşen göllerimiz, kirlenen toprak ve sularımız geleceğimizi tehdit etmektedir

Yaşadığımız kentimiz Aydın da çevre sorunları ciddiye alınması gereken sorunlardandır.

Termal tesislerin doğaya saldığı zehirli gazlar, havamızı kirletmekte, sanayi ve ev atıklarının menderes havzasındaki yerleşim birimlerinden menderes nehrine salınması çevreye zarar vermektedir.

Menderes ovamızın adım adım yok edilmesini ticari ve kamusal alanlar açılmasını acıyla, ibretle izliyoruz.

Bu kötü gidişe dur diyecek makam ve mevki yok mudur? Varsa görevlerini ne zaman yapacaklar?

Son günlerde tartışılan Adalet sarayını yapmak için kentin en güzide sivil yerleşim bölgesinde kalan orman fidanlığı alanı için yapılan çalışmaları Aydın halkı ibretle, hayretle çaresizce izlemektedir.

Bu karardan vazgeçilmesi halkımızın büyük istek ve arzusudur.

Sivil bir yerleşim biriminin kamu hizmeti için tahsisi birçok sorunu gündeme getirmek de insanımızın yaşam alanını işgal etme anlamı taşımaktadır.

Aydın siyasetinde söz sahibi olan milletvekili ve kamu kuruluşlarının başındaki etkili ve yetkili şahıslar halkın bu sesine kulak vermesi gerekir.

Bizler şehrimizin, siyasi ve idari hatalara kurban edilmesini asla arzu etmemekteyiz.

Geçmişten ders almalıyız. Doğum evinin yanlış bir yerde yapılması ne gibi felaketlerin yaşanmasına sebep olduğunu yakın zamanda bütün halkımız gördü.

Bugün orman fidanlığının adalet sarayı yapmak amacıyla yok edilmesinin gelecekte ne gibi mahzurlar taşıdığını görülecektir, ancak o zaman bu karara imza atanların siyasi ve kamusal erkleri olmayacaktır. Bunun hesabını halkın mahşeri vicdanında vereceklerdir.