Selam değerli dostlar, uzun bir aradan sonra yeni bir köşe yazısı ile beraberiz…

Köşe yazıma başlamadan önce şunu belirtmek istiyorum: Önceki köşe yazılarımda ele aldığım olayların, bugünkü olaylarla neredeyse birebir örtüştüğünü görmek, doğru bilgi anlamında beni mutlu ediyor.

Dış politika, yarını bugün yaşama sanatıdır. Bu sanatın her noktasında, yarının yarını saklıdır.

Evet dostlar, konumuz Ortadoğu’daki güncel durum!

Haber bültenlerinin adeta gün aşırı ekranlardan eksik olmadığı, son dakika haberlerinin birbirini takip ettiği Ortadoğu!

İsrail ve İran ile ilgili son yaşanan olayların fragmanını aklımızda şöyle bir derlesek, kontrollü ve minimize edilmiş bir çatışma olduğunu anlayabiliriz. Nitekim füze şovları sırasında yapılan İran ve İsrailli yetkililerin açıklamaları da bunu destekler nitelikte…

Kısa süren bu füze şovunun yönetmeni kimse, kahramanı da o!
Nam-ı diğer, Ortadoğu’nun Red Kit’i: Donald Trump!

Başkan Trump’ın basına yaptığı açıklama o kadar manidar ki… Açıklamasında şunu ifade ediyor:

Trump:
“İsrail ve İran, okul bahçesinde tartışan çocuklar gibiydi. Ben de ‘Bırakalım iki üç dakika kavga etsinler,’ dedim.”

Bütün dünyayı tedirgin eden İran - İsrail geriliminde; dünya, kısa süreli ekonomik, sosyal ve psikolojik açıdan krize girdi.
Diğer ülke liderleri diplomatik olarak çaba sarf ederken, Trump bu liderlerin arasında en rahat olanıydı. Çünkü başla ve bitir tuşlarını elinde tutuyordu.

Trump, İran’ın saldırıdan önce kendisini aradığını söyleyerek:
“Beni aradılar ve ‘Size saldırı düzenlememiz gerek’ dediler. Bunu söyleyen İran’dı. Oldukça saygılıydılar. Bu da demek oluyor ki bize saygı duyuyorlar.” dedi.
Bu açıklama fıkra gibi ama gerçek!

Peki bu işin amacı neydi?

Amaç kesinlikle şuydu: Başkan Trump, tüm dost ve düşman devletleri stres testine tabi tuttu.
Plan tamamen tuttu; Trump bu işin üstesinden fazlasıyla geldi.
Kendi deyimiyle, o bir barış kahramanı!

Şimdi gelelim Gazze üzerinden oynanan büyük oyuna!

Gazze’de ateşkes yakın… Ama öyle ama böyle!
Trump’ın aklındaki tilkiyle Netanyahu bile başa çıkamaz!
Netanyahu’yu İran füzeleri üzerinden dizginleyen Trump, şimdi de Gazze üzerinden yeni bir hamle yapacak.
Gazze ne Filistin’e, ne de İsrail’e bırakılacak… Gazze, özel bölge olacak!

Muhtemelen Gazze, 2026 yılından itibaren Amerikan kontrolünde, Dubai modeline göre inşa edilen bir ticaret ve turizm merkezi haline getirilmeye başlanacaktır.
Mazlum Gazze halkı, belki de kendi topraklarında özgür halk yerine sadece "statülü işçi" olarak çalışacak…
Kötü senaryo ise: Gazzelilerin topraklarından çıkarılıp kamplara esir edilmesi…

İslam dünyasından Türkiye haricinde sert bir tepki geleceğini pek zannetmiyorum.
Arap ülkelerinin cılız bir politika izleyeceğini göreceğiz.

Çünkü Gazze’nin yeniden yapılandırılması için finansörler hazır!
Nam-ı diğer Daltonlar!
Kimmiş onlar? Joe... Jack... William... Avarel mi?
Hayır! Ortadoğu’da milyarlarca doları Amerika’ya akıtan Arap ülkelerinin liderleri!

Gazzeli masum çocukların hayallerini ve rızkını çalanlar rahat mı?

Üzülerek söylüyorum ki Başkan Trump, bu liderlere göre daha cesur; en azından açık sözlü ve realist bir karakter!
Ne istediğini açıkça söylüyor.
Bu liderlerin en azından daha cesurca davranmasını beklerdim.

Bu paraları yardıma ihtiyacı olan Gazze halkı başta olmak üzere, tüm Müslüman coğrafyalarla paylaşmak varken, başka emeller uğruna harcamak ne kadar adil?
Kuru ekmeğe muhtaç mazlumun hakkını, rızkını çalmaktan başka nedir bu?

Sayısı milyarları aşan mazlum Müslüman çocukların gözyaşlarını dindirmek adına sadece cılız kınama mesajlarıyla yetinmek… Ne acı!
Gelecekte yeni Gazze, belki tower’ların, gökdelenlerin şehri olacak; amma velakin temelinde gözyaşı, kan ve ah olacak!