
Şerif KUTLUDAĞ
“Ruhların Dansı”- Gülizar Atan
Rûh kelimesi terim olarak genellikle “canlılarda canlı olmayı ve var olmayı sağlayan unsur” olma yanında, âlimlerce şöyle de tanımlanmaktadır. “Ana rahminde oluşması sırasında melek tarafından insanın bedenine üflenen ve ölümü anında insan bedeninden çıkarılan idrak edici ve bilici hakikati.”
Rûh kelimesi terim olarak “canlılarda canlı olmayı ve var olmayı sağlayan unsur” olarak ele alındığında kozmik alemde ne kadar varlık varsa o kadar da ruh/can vardır.
Konuya bu noktadan bakınca “Ruhların Dansı” başlığı bizi derin düşüncelere götürmektedir.
Tam da bugünlerde İsraillilerin Gazze’de, İran’da son olarak da Suriye’de yarattığı vicdanların onaylamadığı güce dayalı zulüm ruhların dansına götürmektedir.
İşte Orta Doğuda güçsüzlerin feryatlarının dikkate alınmadığı bir ortamda Gülizar ATAN’ın “RUHLARIN DANSI” kitabı çıkıp geliverdi Akdoğan Yayınlarından.
RUHLARIN DANSI, sanki insanlığın özlemini duyduğu barışın huzurun ve sevginin nasıl olabileceğini göstermek için yazılıvermiş duygusunu vermektedir insana.
Hatay-İskenderun’da doğan Gülizar ATAN üç dört yaşından itibaren İzmir’de yaşamaya başlar ve İzmir merkezli bir coğrafyada gezinir durur. Bostanlı Karşıyaka Urla Palamutbükü Bozdağ Datça Çatalkayalar vb onun çiçek misali ilham derlediği yerlerdir.
Girit göçmenlerinden olan babasının Girit şivesi ile yaptığı konuşmaları vermesi anlatımına ayrı bir güzellik katıyor anlatımına.
İnsan okumaya başladığında okumayı bırakamıyor Ruhların Dansı’nı… Öylesine pırıl pırıl öylesine yaşama sevinci dolu öylesine aydınlık bir anlatımı var ki yazarımızın o yazsa da ben okusam dedirtiyor kitabı okumayı bitirdiğinde…
Yazarın cümlelerinden örnekler vereyim de siz karar verin yazarın ruh hali konusunda
Yaşam bir danstır yüreğimde.
Urla çocukluğum kokar babam kokar burnuma.
İhmale gelmez yürekler.
Herkes kendisinin hiç ölmeyeceğini düşünerek yaşıyor ve çaba sarf ediyor tüm gücü ile.
Bir dal nane salatalık derken dalından yemenin keyfi ile coşku dolu olarak yorulmak bilmedim...
Gün içinde yardım edebiliyorsa eğer insan bir diğerine yaşamanın da tadına doyum olmuyordu.
Güzel İzmir’im mis gibi lokma kokar sokakları.
Kalan bademleri kuşlar kurtlar böcekler yesin diye bırakmıştık ağacında…
Lütfen güzel yaşayalım saygı ana tema olsun sevgi ile yaşayalım.
Taşlar dile geliyor seni görünce.
Gülümsemek şifadır.
Umudu hiç kaybetmeyelim yine bahar gelecek.
Bu dünyada cennetteyim.
Öyle hissediyorum önemli olan da bu değil mi Cennetinizi yaratmaya çalışın lütfen. Mutlu olmak kendi elimizde.
İnsan yaşama ne kadar katılırsa o kadar çok mutlu oluyor.
İyi ki İzmirliyim.
Dünya güzel yaşamak güzel Tabii ki İnsanla…
Ruhunda mavi olmayanla göğe bakılmaz.
Kendim olamıyorsam eğer nefes alamam sahte gülemem şiir okuyamam içtenlikle.
Ben de sevdim çok kırsalar da. Yine de küsmedim.
İnsanın gerçek ülkesi kalbinin coğrafyasıdır.
Spor yap kitap oku sohbet et bir dostunla çay kahve iç… Vaha gibi… Bugün yine mutluluk yarattım kendime. Her zaman derim “İnsan kendi cennetini yaratabilir.”
Şimdi de yazı başlıklarından örneklere bakalım.
Ben Ben Değilim Sanki
Duygularım Aynı
Sevginin Gücü
Onurlu İnsan
Çatalkaya Bulutlu
Lokma Kokar İzmir’im.
Babacımı Kaybettim.
Zaman Hızla İlerliyor
Taşlar Dile Geliyor
Bre Gülizar
Günaydın Bir Kıbrıs Sabahından
Her sabah Gündoğumuyla
İnsan Cennetini Yaratmalı
Biz Güzeli Severiz
Uluslararası Enternasyonel İzmir Fuarı
İyi ki İzmirliyim
Vira Bismillah
Sessiz Çığlık
Nefes Almalıyım
Günaydın Güzel Bir Güne
Bir Düş Gördüm
Her Şey İnsanla Güzel
Pimi Çekilmiş Bomba Gibiyiz
Mayıs Kokuyor
Ruhların Dansı derken konuya hem birey olarak insan bazında hem de devletler bazında bakabiliriz. Tam da günümüz dünyasında yaşananlar misali… Ruhların İlahi kaynaklı olduğu noktasından konuya baktığımızda mutlaka barışın mutlaka sevginin mutlaka saygının hakim kılınması gerekmektedir. İnsanlığın huzuru yaşaması için de başkaca bir yol yoktur…
GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.